Mayıs 7, 2019

Ezber bozuluyor!

Zor zamanlarda bardağın dolu tarafına bakmak gerekiyor. Evet, otomotiv ve taşıma sektörünün tümü için zor bir yaz ve yıl. Yılın ilk yarısında ortaya çıkan yurt içi satış rakamları iç açıcı değil. Pazarın son üç yıldır bir önceki yıla göre çift haneli rakamlarla küçülmesi vahametin ayrı bir boyutu… Yaz sıcağı ile iyice yakıcı hale gelmeye başlayan bu durumu, yani bardağın boş tarafına bakmayı sonraya bırakıp diğer tarafı görelim.

Dolu tarafta turist sayısındaki artış ve Türkiye’nin başlangıçta iç pazardaki ihtiyacı karşılamak için iş görür, çözüm amaçlı geliştirdiği midibüs üretiminin geldiği aşama var. Bugün teknik özellikleri ve işlevsellikleri ile küçük otobüslere dönüşen bu araçların üretimi, uzun süredir Türkiye sınırlarını zorluyor. Türkiye, özellikle kent içi ve orta mesafeli yolculuklar için üretilen küçük otobüste, bir tarz ve teknik önceliğe, tüm zorluklara rağmen eğilim oluşturacak seviyeye ulaştı. Üretici markalarımız arkadan motorlu, alçak tabanlı, en ileri güvenlik sistemlerine sahip ve seçimlik donanımlar sunan ürünler ile kendini kanıtlıyor. Bu tür ürünlerde sağlanan devamlılık ve toplam satış adetleri ile pazarda yerleşik talep oluşturma başarısı sonunda, donanım ve sistem üreticileri de sektörü desteklemeye, uygun ürünler geliştirmeye başladılar. Yerli üreticiler artık koltuk, aydınlatma, iç döşeme malzemesi tedarik aşamasını geçip aks ve benzeri daha özel çözümler sunuyor.

Münih’te BMW’nin ileri sürüş eğitimi ve sürüş tekniklerinin geliştirilmesine yönelik olarak kullandığı pistte, Karsan’ın 8 m’lik kent içi otobüsü Atak’ın elektrikli türevini Avrupa pazarına satmak için tanıtması da ileri, sevindirici ve yeni bir aşama. Karsan CEO’su Okan Baş; gelinen aşamayı ve önümüzdeki dönemi “otomotivde paradigmalar değişiyor”, yani bildiklerimiz, kabul ettiklerimiz, alıştıklarımız değişiyor sözleri ile özetliyor. Değişimin oluşturduğu fırsatlardan faydalanmak istediklerini, Karsan’ın 50 yıllık tecrübe ve son yıllarda kendi markasına, kendi tasarımlarına sahip olmanın gençliği ile fırsatları değerlendireceğini vurguluyor.

Türkiye’de kurulmuş ve gelişmiş, evrimini Türkiye pazarında tamamlamış bir şirketin yöneticisinin “paradigma değişikliğine hazırız” ifadesi umutlu ve iyimser olmamızı sağlıyor. Bu sözlerin ardında bir üretim alt yapısı, uluslararası markalar için üretim yapma boyutu gibi ileri bir aşama, ayrıca kendine ait ürünlere, satış ve satış sonrası ağına sahip olma ve bu ağı farklı diller ve standartlardaki ülkelerde geliştirebilme yetkinliği olduğunu biliyoruz. Bu da bardağın dolu tarafından.

Avrupa ülkeleri ile birlikte ABD pazarında bile etkinlik sağlamayı başarmış Temsa’nın otobüs grubunun Avrupalı bir fona satılmış olması ise üstünde dikkatle durulması gereken bir gelişme. Otomotivde karların düşüklüğü, finans yönetimi, teknoloji yönetimi, üretim yönetimi, satış ve satış sonrası hizmet kanallarının yönetimi gibi konulara iyi bakmak gerekiyor. Bundan daha önemlisi ‘endüstriyel üretimde talep yönetimi ve devamlılık”
kavramının tüm kesimler tarafından anlaşılması ve Türkiye ekonomisinin gündemine  bu kavramın da yerleşmesi gerekiyor.

M. Vahit MAHMATLI

vahit@mayadergi.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir