Nisan 21, 2008

IRU Dünya Kogresi'ne geri sayım başladı!

Ana teması “Yeniden Canlanan İpek Yolu: Karayolu Taşımacılığı Barış ve Refah Getiriyor” şeklinde özetlenen 31. IRU Dünya Kongresi; 15- 16 Mayıs 2008’de Türkiye’de gerçekleştiriliyor.

Konuyla ilgili olarak 21 Nisan 2008’de  İstanbul TOBB Genel Merkezi’nde UND Uluslararası Nakliyeciler Genel Başkanı Tamer Dinçşahin, Türkiye Odalar Borsalar Birliği TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TOFED Başkanı Mustafa Yıldırım ve  Tüyap Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal’ın konuşmacı olarak katıldığı bir tanıtım toplantısı düzenlendi.  Konuşmacıların genel olarak değindikleri ana konuları  küresel hale gelen ticarette hayati öneme sahip olan taşımacılık ve lojistik, Türkiye’nin coğrafi konumunun önemi ve bu özelliğini  verimli bir şekilde kullanması, geleceğe yönelik yatırımları oluşturdu. Toplantıda ayrıca kongreye paralel olarak düzenlenecek olan ulaştırma bakanları toplantısının gündeminin “Yeniden canlanan ipek yolu” olmasını karar verildiği açıklandı.  Söz konusu bakanlar toplantısına, yaklaşık 50 ülkeden bakan veya temsilcisinin heyetleriyle birlikte katılması bekleniyor.

UND Başkanı Tamer Dinçşahin toplantıda konuyla ilgili olarak şunları söyledi; “IRU tarafından iki yılda bir düzenlenen IRU Dünya kongreleri;  karayolu taşımacılığı sektör liderlerinin buluşması ile sektörün durumunun değerlendirilmesi ve geleceğinin daha iyi şekillendirilmesi işlevinin  yanısıra uluslar arası ticaret kapsamında taşımacılıkla ilgili olarak, gelecekte hükümetlerin gündemini de oluşturabilecek konuların önceden değerlendirileceği bir platform.

Organizasyon ülkemizin, yeniden canlanan İpek Yolu güzergahı üzerindeki öneminin vurgulanması ve lojistik bir merkez olma konumuna gelmesi yönündeki çalışmalara katkı sağlaması, ayrıca ülkemizin ve güçlü bir filoya sahip uluslar arası karayolu taşıma sektörümüzün dünya genelinde tanıtımı açısından çok önemli.

Son yıllarda elektronik ticaretin de hızla artması ve yaygınlaşmasıyla lojistik yönetiminde “Just in Time” ‘tam zamanında teslim’ temelinde, müşterinin talebi doğrultusunda “Any time – “All the Time” (Herhangi bir zamanda – Her zaman teslim) temeline doğru bir eğilim göze çarpmakta. Bu da artık üretim işlevinin de bir parçası haline gelen lojistik süreçlerin, daha esnek ve hızlı olmasını zorunlu hale getiriyor. Oysa küreselleşme doğrultusunda tüm pazarların birbirine etkin şekilde bağlanması elzem hale geldi. Bugün elimize aldığımız bir fincan kahve için ortalama 18 farklı ülkeden 29 şirketin ortaklaşa çalışması gerektiğini düşündüğümüzde, bu ülkeler ve şirketler arasında etkin bir bağlantı, kesintisiz bir alışveriş bulunmadığı takdirde dünya üretimi ve ticaretinin aksaması, bunun ise günlük hayatlarımıza yansıması kaçınılmaz olacak.

Dolayısıyla, üretim-tüketim, bununla bağlantılı taşımacılık pazarları arasında güvenilir ve etkin bağlantıların kurulmasını sağlamak tüm hükümetlerin stratejik önceliği olmak zorunda. Günümüzde küresel ticaret ve taşıma akımlarının bir gereği olarak canlandırılmaya çalışılan “Tarihi ipek yolu projesine Avrasya bölgesindeki çeşitli ülkeler tarafından verilen destek, geleceğin lojistik haritasının şekillenmesinde rol oynamak istediklerini açıkça ortaya koyuyor.

Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri ile Çin, İran ve Hindistan’ın başını çektiği ülkeler ulaşım ve lojistik alanında yürüttükleri önemli projelerle, İpek yolu güzergahını değiştirme planlarının yanı sıra, planlanan güzergahtan daha fazla pay almak üzere yoğun çalışmalar gerçekleştiriyorlar.

Türkiye’de ve bölge çapında tüm taşıma türlerini entegre eden ulaşım ve lojistik projelerinin hayata geçirilmesi ile birlikte, taşıma alanında Türkiye’nin büyük potansiyeli ve bölgedeki “lider” konumu uluslararası alanda anlatılabilecek.”

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise toplantıda kongrenin sadece uluslar arası taşımacılık sektörüyle sınırlı algılanmaması gerektiği ve taşımacılığın günümüz rekabet koşullarında bir güç parametresi halini aldığı üzerinde durdu.  Hisarcıklıoğlu; “Daha fazla ihracat yapmak istiyorsak;daha fazla üretmek ve satmak kadar; ihracatımızın pazar ülkelerine taşınmasını lojistiğini de düşünmek mecburiyetindeyiz.  Dünya ticaretinde ve özellikle Asya ekonomilerinin dünya ticaretindeki paylarının artmasına paralel olarak, tarihi ipek yolunun yeniden canlandırılması konusu dünya gündemine taşındı. 2007 yılında yaklaşık 2.1 trilyon dolara ulaşan Çin’in toplam dış ticaret hacmi karşısında, bölgedeki limanların kapasitesi ve altyapısı artık yetmediğinden, Avrupa’ya karadan da ulaşım imkanları araştırılıyor.

Bu noktada ülkemiz için yeni bir fırsat penceresi açılıyor. Türkiye, sahip olduğu coğrafi konumu ve 40 bini aşkın araca sahip güçlü karayolu filosuyla, yeniden canlanması beklenen ipek yolu güzergahında önemli bir ülke olma potansiyaline sahip. Bu potansiyalin önünün açılması için, ülkemiz üzerinden taşımacılığı kolaylaştırmak; sadece transit ülke olma hedefiyle yetinmemek; bu amaçla ülkemizdeki ticaret ve sanayi merkezlerinin ana ulaşım koridorlarına olan bağlantı altyapılarını tesis etmek ve güçlendirmek; sonuçta da ülkemizi dünya lojistik sektörünün cazibe merkezi olan küresel bir lojistik üs haline getirmek durumundayız.

Türkiye, dünya ana ulaşım koridorları üzerinde, iki kıtayı birleştiren bir güzergah ülkedir. Doğu-Batı arasındaki mal hareketinin geçiş noktasında; Avrupa, Balkanlar, Karadeniz, Kafkasyon, Orta Asya, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’nun bağlantı merkezi konumundadır. Doğu kaynaklı üretim ve Batı kaynaklı tüketim merkezlerinin tam ortasında yer alan Türkiye, küresel alanda bir lojistik ve ulaştırma merkezine dönüştürülebilir. Bu fırsatların değerlendirilmesi için, kongereye paralel bir de ulaştırma bakanları toplantısının düzenmesine ve gündeminin de “Yeniden canlanan ipek yolu” olmasını karar verildi” şeklinde konuştu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir