Şubat 26, 2008

UND taşımacılık sektörünü değerlendirdi

UND, Uluslararası Karayolu Taşımacılığı 2007 sektör raporunu 1 Şubat 2008’de TOBB Plaza’da düzenlediği bir basın toplantısıyla açıkladı. Toplantıya UND Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Dinçşahin, Başkan  Yardımcısı Bahattin Karakuş, Genel Sekreteri Hakan  Yılmaz  ve UND İcra Kurulu Başkanı Mine Kaya katıldılar. Dinçşahin toplantıda; genel dünya ticareti, taşmacılık ve lojistik alanındaki küresel ticaret, küresel lojistik performansı, taşımacılık ve lojistik sektöründeki küresel gelişmeler, uluslararası karayolu taşımacılığı sektörü, başlıklarla 2007, 2007 yılında gündemi belirleyenler ve sorunların çözümleri, 2007 yılına kalan sorunlar, sektörün 2008 ajandası ve UND’nin stratejik hedefleri başlıklarında konuştu. Dinçşahin’in değindiği önemli başlıklardan özetlemeler ise şöyle;
 
Genel lojistik performansı
Türkiye, dünya mal ihracatı sıralamasında 34. ve mal ithalatı sıralamasında 22. sırada yer almakta olup; ihracatta Finlandiya, Macaristan, Portekiz, Slovakya gibi AB ülkelerini geride bırakmaktadır.
 
Hizmet ihracatında ise ülkemiz dünya sıralamasında 28. sırada yer alıoe. Polonya, Portekiz, Macaristan, Finlandiya ve Çek Cumhuriyeti gibi AB ülkelerini ine geride bırakmaktadır.
 
2007 yılında 100 milyar $ hedef aşılarak, 106 milyar $’a ulaşan sektörün 2008 yılı için 125 milyar doları bulması hedefleniyor.
 
Dünya Bankası tarafından yayınlanan “Connecting to Compete – Trade Logistics in the Global Economy ( Rekabet Etmek İçin Bağlantı Kurmak- Küresel Ekonomide  Dış Ticaret Lojistiği)” başlığını taşıyan ve bir “Küresel Lojistik Performans Endeksi ve Göstergeleri” unsurunu içeren araştırmada ise gümrük prosedürleri, lojistik maliyetler ve altyapı kalitesinden sevkiyatların izlenebilmesi, varış yerine zamanında ulaşabilmeye ve yurtiçi lojistik sektörünün yetkinliğine kadar, tedarik zincirinin performansına ilişkin kapsamlı bir resim ortaya konuyor. Küresel lojistik performans endeksi ve göstergeli unsurunu içeren araştırmaya göre ise  Türkiye’nin küresel performans endeksindeki yerinin  34. sırada olduğu görülüyor. .Bu sıralamaya göre ülkemiz genel lojistik performansı konusunda Maceristan Slovenya, Polonya, Çek Cumhuriyeti gibi AB üye birçok ülkeyi geride bırakmış.
 
Türkiye yurt içi lojistik maliyetleri bakımından önde
Gümrükler, alt yapı, uluslararası sevkiyatlar, ve lojistik yetknlik gibi birçok alanda gelişmiş ülkeleri geride bırakan Türkiye, yurtiçi lojistik maliyetlerinde ise dünya sıralamasında 112. sırada yer alıyor.
 
Geçiş belgesi sorunu arttı
2007’de Avrupa ülkelerine yönelik ihracat, 2006 ‘ya göre %30 büyüyerek ,60 milyar doları geçti.  Türkiye’nin Avrupa ülkelerine yönelik ihraç taşımalarına bakıldığında ise bu rakamın , 2006’ya göre ise %16 artış gösterdiği görülüyor. Yeterli büyümenin gerçekleşmemesinin sebebi ise Kota engeli. Özellikle Bulgaristan’ın AB üyesi olmasıyla bu ülkeye ve Avrupa’ya yönelik taşımalarda geçiş belgesi sorununu daha da arttırdı.
 
2008’de alınması gereken sektörel önlemler
Türkiye’nin yakın gelecekte bölgesel, hatta küresel bir lojistik üs haline gelmesi istratejik hedefleri doğrultusunda, lojistik sektörü genelinde şu tesbirlerin alınması öngörülüyor;
Gümrüklerin modernizasyonu gibi tekil reformların tedarik zincirinin bütünündeki iyileştirmelerle desteklenmesi;
Sınır prosedürlerinin, diğer ilgili kuruluşlarla koordineli hale getirmesinin;
Telekomünikasyon ve bilgi teknolojileri ile fiziksel altyapıların iyileştirilmesi;
Karayolu taşımacılığı, gümrük komisyonculuğu ve depolama gibi rekabetçi özel hizmetlerin işleyişinin kolaylaştırılması
Özellikle dış ticaret ve lojistik hizmetlere ilişkin işlemlerde aşırı bürokrasinin önlenmesi.
Eşya taşımacılığında en büyük filo Türkiye’nin
Karayolu taşımacılığının Türkiye’nin ulaştırma sektöründeki payı eşya ve yolcu taşımacılığında % 95’tir. Ulaştırma sektörü içerisinde büyük yeri olan uluslararası karayolu eşya taşımacılığımız, hızlı bir gelişme ve büyüme kaydederek dünya piyasalarında diğer ülkelerle rekabet edebilecek güce erişmiştir. 2007 sonu itibarıyla Ulaştırma Bakanlığı’ndan karayoluyla uluslararası eşya taşımacılığı yapmak üzere yetki belgesi (C2 yetki belgesi) alan firma sayısı 1400’e ulaşmış, bunların sahip oldukları özmal taşıt filosu ise 2 milyar tonu geçmiş bulunmaktadır.
 
43.000 çekiciden ve kamyon tankerler hariç toplam 58.000 araçtan oluşan filosu ile Türk uluslararası karayolu eşya taşımacılığı sektörü Avrupa’nın en büyük filolarından birine sahiptir. Bu araçların büyük kısmı EURO 1, 2, 3, 4 ve 5 türü araçlardan oluşmaktadır. Filomuzda, AB’nin çevre koruma standartlarının halen yürürlükte olan en yüksek seviyesindeki araç türü olan Euro 5 türü araç sayısı halihazırda 1223’e ulaşmıştır.
 
Türkiye uluslararası karayolu eşya taşımacılığı sektörü 2002 yılında 1 milyar dolar civarında yatırımıyla 200.000 kişiye istihdam sağlamakta ve son 5 yılda %138 oranında artışla rekor üzerine rekor kıran Türkiye ihracatındaki artış paralelinde pazar payı giderek artmakta olan uluslararası karayolu nakliye sektörü, bugün, Türkiye’nin toplam ihracatının değer olarak yüzde 53’ünü, toplam ithalatının ise değer olarak yüzde 24’ünü taşıyan, 5 milyar $’ı aşan yatırımı ile yaklaşık 400.000 kişiye istihdam sağlayan bir sektör haline gelmiştir. 2002 yılında sektörümüzün ekonomiye kazandırdığı gelir 1,5 milyar dolar iken; ekonomiye katkımız 2006 yılı sonu itibarı ile 3.5 milyar $ olmuştur.
 
Avrupa ülkelerine taşımalar
2007 yılında Avrupa ülkelerine yönelik ihracatımız 60 milyar doları geçmiş bulunmakta olup; bu rakam önceki yılın aynı dönemine kıyasla % 30 oranında bir artışa denk gelmektedir. Sözkonusu dönemde Avrupa ülkelerine yönelik ihraç taşımalarımıza bakıldığında ise, 2006 yılına göre % 16 artış kaydedildiği görülmektedir. 2007 yılında Türk nakliyecilerinin ihraç taşımalarında en fazla artış yaşanan Avrupa ülkelerinin başında % 123 artış ile Estonya, % 102 artış ile Portekiz, %99 artış ile Slovakya ve % 61 artış ile Çek Cumhuriyeti gelmiştir.  AB’ye 2004 yılında üye olan Polonya’ya ve Romanya’ya yönelik ihraç taşımalarımızdaki yüksek oranlı artışlar da ( % 50 ve % 39) da dikkat çekmektedir.
 
2006 yılında bir önceki yıla göre % 29 artışın kaydedildiği Bulgaristan’a yönelik ihraç taşımaların hız kestiği ve bu ülkeye yönelik ihracat taşımalarının artışının sadece % 6 oranında kaldığı görülmektedir.
İhracatımızın % 56’sının yöneldiği Avrupa’ya yönelik taşımalarımızın sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi, ürünlerimizin Avrupa pazarında rekabet şansını sürdürebilmesinin en temel şartıdır.  Bu ülkelere ve bu ülkeler üzerinden gerçekleştirdiğimiz taşımaların kesintisiz olarak sürdürülmesi için geçiş belgesi kotaları ve sürücü vizeleri sorunlarının aşılması başta olmak üzere sektör adına yoğun girişimlerimiz 2008 yılında da sürecektir.
 
Ortadoğu taşımaları
2007 yılında ihracatımızın 10 milyar doları geçtiği Ortadoğu ülkelerine yönelik ihraç taşımalarımızda, bir önceki yılın aynı dönemine göre toplamda % 5 oranında bir artış kaydedilmiş bulunmaktadır. Bu dönemde, Suriye’ye yönelik ihraç taşımalarımızdaki artışın (% 57), bu ülkeye yönelik ihracatımızdaki artışın (%35)  da üzerine çıktığı görülmektedir. Irak’a yönelik taşımaların Habur Sınır Kapısı’ndaki uzun beklemeler ve Kuzey Irak Kürt Yönetimi tarafının uygulamaları sonucu ek maliyetlerin sözkonusu olması nedeniyle özellikle 2006 yılından bu yana Suriye’ye kayması, bu artışta etkili olmuştur. 2007 yılında Cilvegözü sınır kapısındaki iyileştirmeler de taşımalarımızdaki artışı destekleyen bir faktör olmuştur.
 
Yukarıda bahsedilen (15 günü bulan) uzun bekleme süreleri ve araç başına 100 doları bulan ek maliyetlerin yanısıra artan terör olayları karşısında Habur Sınır Kapısı’ndan geçişlerin sınırlandırılması ya da sınır kapısının kapatılması olasılıklarına rağmen, 2006 yılında % 50’lere varan kayıplar yaşadığımız Irak’a yönelik ihraç taşımalarımızda, 2007 yılında olumlu sayılabilecek bir gelişmeyle % 1 oranında bir artış kaydedilmiştir.  Bu artışta, Irak’ın yeniden yapılanma süreci kapsamında bu ülkeye yönelik ihracatımızın artışı (Ocak-Kasım 2007 döneminde 2.7 milyar dolara ulaşmıştır) ve Habur Sınır Kapısı’nda TOBB tarafından Yap-İşlet-Devret modeliyle tamamlanan rehabilitasyon çalışmaları etkili olmuştur.
 
Rusya BDT ve Asya ülkelerine taşımalar
BDT ülkelerine yönelik ihracatımız 9 milyar doları, Asya ülkelerine yönelik ihracatımız ise 18 milyar doları aşarken (sırasıyla % 47 ve % 33 artış) ; bu ülkelere yönelik ihraç taşımalarımızda da aynı paralelde ( % 41) bir artışın gerçekleştiği görülmektedir.
 
Bu artışta en fazla paya sahip ülkeler % 120 artışla Tacikistan, % 65 artışla Azerbaycan (ve % 84’lük artışla Nahcıvan) ve % 65 artışla Beyaz Rusya olurken;
Rusya’ya yönelik ihraç taşımalarımız, 2005-2006 döneminde % 21 artmasına karşın 2006-2007 döneminde sadece % 2 oranında artmış bulunmaktadır. Bu durum, 2007 yılının ilk yarısı için alınan 2500 ikili/transit kotasının ilk yarı dolmadan tükenmesi ve taşımaların bonus belgeleriyle sürdürülmeye çalışılması ancak Rus tarafının ( özellikle Türkiye’ye giriş yapan taşıtlara uygulanan 550 litre yakıt sınırlaması gibi nedenlerle) Rus taşıtlarının pazar payının düştüğünü öne sürerek taşıma kotasını arttırmaya yanaşmaması nedeniyle 2007 yılının önemli gündem maddeleri arasında yer alan “Rus geçiş belgeleri” sorununun etkilerini yansıtmaktadır.
 
Temmuz ayında İstanbul’da gerçekleştirilen toplantıda alınan karar uyarınca her iki ülkenin Ulaştırma Bakanlıkları yetkilileri ve dernek temsilcilerinden oluşturulan bir çalışma grubunun Ekim ayında Moskova’da gerçekleştirdiği toplantı sonrasında da çözümsüz kalmıştır. Rusya’ya yönelik ihracatımızda 2007 yılında % 50’den fazla artış kaydedilmesine (önceki yıllarda ortalama % 30 oranında artışlar olmuştur) rağmen, 2002 yılında 3.000 adet olan ve 2003 yılında 5000’e yükseltilen yıllık kota belge sayısı, 2007 yılının sonuna yaklaşırken hala 5000 adet ile sınırlı kalmıştır. 5000 adedi geçen taşımalar nakliye fimalarımızın gayretleriyle Türkiye’de yüklenen Rus araçlar karşılığında hak edilen bonus belgeleriyle devam ettirilebilmektedir.
 
Sözkonusu dönemde Kazakistan’a yönelik ihracatımız % 60 civarında artış kaydetmesine rağmen, bu ülkeye yönelik ihraç taşımalarımızdaki artışın % 28 ile sınırlı kalması da, ulaştırma politikalarında Rusya ile paralel görüşleri benimsemesi ve Türk nakliyecilerine tahsis edilen geçiş belgelerinde artış konusunda zorluklar çıkarması gibi nedenlerden kaynaklanmıştır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir