Ekim 30, 2014

Güvenlik bilinci

Son birkaç yıldır, özellikle de geçtiğimiz aylarda kamuoyu; trafik kazaları nedeniyle damper, mikser, silobas gibi araç isimleriyle sıkça karşılaştı. Beton mikseri kazaları sıradan bir kazadan daha fazla yankı yaparken, literatüre de yeni bir kaza biçimi eklendi. Köprü altına sıkışan konteynır taşıyan yarı römork, çift katlı ya da yüksek seyahat otobüsü haberlerinden sonra geçide çarpan açık damperler ve silobas haberleri okuduk. Ardından da ulusal basında, televizyonlarda, kişisel sohbetlerde yapılan yorumlarda, teknolojik olarak alınabilecek tedbirlerin yeterli olup olmadığı ve damperin açıkken seyretmemesi gerektiği üstünde duruldu. Artan taşıma hacimleri ve işlem miktarları ile birlikte büyümeyen güvenlik bilinci kavramı üzerinde ise pek durulmadı.  

Güvenlik, Türkiye’de günden güne artan bir ihtiyaç. İş barışı ve huzur, güvenlikle doğrudan ilgili… Trafik güvenliği, iş güvenliği, makina ve tezgah kullanım güvenliği gibi kavramlar bir bütün oluşturmalı. Ancak planlamacıların şehirlere verecekleri yön, inşaat planları ve yapım teknikleri, şantiye yönetimi, filo yönetimi, makina kullanımı, makina operatörlerinin ve sürücülerin eğitimi, çalışmalar esnasındaki kapasite kullanımı gibi konuların beraber ele alınması gerektiği yeteri kadar gündeme gelmiyor.

Toplam kaliteden sonra toplam güvenlik bilincinin oluşturulması gerektiği günlerdeyiz. Bunun yerine, her kazadan sonra ucuz bir sensörün konmaması ya da imalatın merdiven altı olması, hatta damper, mikser, vinç gibi üstyapıların imalatının yerli olması gibi nedenler gösteriliyor. Bu anlayış, üstyapı sektörünün gelişimine zarar veriyor.
Daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi hızla büyüyen kentlerde çağdaş hayatın sürmesi ve güvenlik, üstyapı ve taşıma sistemlerinin gelişmişliğine, kent yollarının ve mimarisinin bütünleşik bir biçimde ele alınmasına bağlıdır. Kentlerdeki dolaşımın ve trafik akışının kusursuzluğu, güvenlik ve estetiğin birarada oluşu ekonominin genel işleyişi için de büyük bir maliyet avantajı sağlar. İsraf önlenir, çevre kaynakları daha verimli kullanılır.

Sektörümüzün ulaştığı ekonomik büyüklük, sağladığı istihdam ve mühendislik birikimine yaptığı katkılar yerine, kazalar, içi boş tartışmalar ve haberlerle gündeme gelmesi üzücü. Güvenliği artırmak için yapılacak eğitim ve geliştirilecek ekipman ve donanımlar için gereken yatırım, kazalar ve zaman kayıpları sonunda ortaya çıkan maliyet kayıplarının yanında çok düşük rakamlarla ifade edilebilir düzeyde olacaktır. Güvenlik konseptinin geliştirilmesi sektörümüze yeni iş ve istihdam olanaklarıyla birlikte ihracat ve var olan pazarda daha etkin bir konum da sağlayacaktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir