Ocak 20, 2017

Hazırlık

Günlerimizi değişime tanıklık ederek, uyarak, bekleyerek, isteyerek, şikayet ederek geçirdiğimiz bir çağda yaşıyoruz. İnsanlığın sürekli değişimlerle sarsıldığı bir ömürde, teknolojik gelişmelerin sonucu ortaya çıkan bilmem kaçıncı kuşak ürünleri kullanıyoruz. Belki de temel değişiklikler yaşayacak kuşakların ilkiyiz.
Geride bıraktığımız yılın hesabını ve bir sonraki yılın ön görülerini yaparken, önümüzdeki on yılları da ön görmek ve planlamak zorundayız. Bu gelişmeye uymama, dışında kalma şansımız yok.

Tüm dünya, her ülke her sektör her insan için durum bu…
Bir yandan bir bölümü yazıcı ile üretilmiş bir minibüsün ortaya çıkışına tanıklık ediyoruz, diğer yandan emisyon standartlarını birlikte belirleyen firmaların, kurumların emisyon normları ile ilgili olarak karşılaştıkları durumlar, ödedikleri cezalar, bunun pazarlara, piyasalara, ülkelere yansımasını izliyoruz.

Geri dönülmez ve vazgeçilmez biçimde küreselleşen dünyada yeniden korumacılık ve ulusal pazarların kurulması veya bu pazarlara dönülmesi de konuşuluyor.
Bu arada milli otomotiv sektöründe milli marka oluşturma, hayal ve hedefimiz de gündemde. Özellikle elektrikli araçların bu alanda bize fırsat sunduğu ifade edilmeye devam ediliyor.
Bu fırsat otomobil alanından önce, ticari taşıtta olacak gibi… Hannover'de elektrikli minibüsünü tanıtan Karsan ilgi çekmişti.

2016 geride kalırken Temsa bu alanda çok büyük bir çıkış yaparak Aselsan ile birlikte geliştirdiği elektrikli yürüyüş sistemini tanıttı.Otokar akıllı kentler ve akıllı ulaşım sistemleri ile ilgili olarak geliştirdiği CoMoSeF projesi ile Türkiye'nin bağlantılılık, trafik yönetimi, sürücüsüz araç sistemi, veri toplama ve işleme gibi alanlarda dünyadaki süreçleri takip ettiğini ve kendi bilgi sistemlerini oluşturduğunu ortaya koydu.
Bu çalışmaların ana marka ve konusunda uzman şirketlerin işbirliğiyle geliştiriliyor olması, bilişim sanayi ve yeni endüstriyel işbirliklerine de özel bir anlam kazandırıyor. Bunlar 2017 ve sonrasında bizi umutlu yapmaya yetiyor.

Diğer taraftan kapanan gümrük kapıları, özellikle engellenen Türk tırlarının yurtdışına çıkışta yaşadığı zorluklar ve her türlü bahane ile çıkarılan tarife dışı engeller, ihracat, artan döviz fiyatları daha önce olduğu gibi önümüzdeki dönem de katlanmak ve mücadele ettiğimiz zorlukların devam edeceğini gösteriyor.
Biz umudun ve aydınlık tarafın kazanacağına inanıyoruz….

M. Vahit Mahmatlı                           
vahit@mayadergi.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir