Kasım 11, 2014

Isparta Kazası “Ders” olur mu ?


TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) Yönetim Kurulu'nun, “Isparta Yalvaç'ta 18 işçinin öldüğü servis kazasından hareketle, trafik kazaları ve araç denetimleri” üzerine kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeler yer alıyor:

Trafik/Servis Kazalarını ve Toplu Ölümleri Önlemek İçin Araç Teknik Denetimleri Geliştirilmelidir

2014 yılında en az 1.600 işçimiz yaşamlarını iş cinayetlerinde kaybetmiştir. Bu “kaza”lara işçileri taşıyan trafik/servis kazaları da dâhildir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre 2014 yılı Ekim ayında gerçekleşen 160 ölümün 53’ü trafik/servis kazalarında gerçekleşmiştir. İş kazası/cinayeti kapsamına girmeyen ve toplu ölümlere yol açan trafik/servis kazaları da bulunmaktadır. Bu kapsamda 2013 yılı Aralık ayında Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde 6 öğretmen ve 1 sürücü; Kayseri de 9’u öğrenci 11 yurttaşımız elim trafik kazaları sonucu yaşamlarını kaybetmişlerdi. En son geçtiğimiz hafta Cuma günü Isparta’nın Yalvaç ilçesinde mevsimlik tarım işçilerini taşıyan servis midibüsünün devrilmesi sonucu 18 işçi yaşamını yitirmiş, 28 işçi de yaralanmıştı. Bu ölümler “kaza” biçiminde olsa da önlenebilirliklerinden hareketle birer cinayete dönüşmektedir. Zira araçların fenni muayenesinin önemi henüz yeterince kavranmış durumda değildir. Araç sahipleri veya sürücülerin çoğu henüz bu bilinçte değildir. Genel olarak ilgili araçların araç muayenesinin yapılmadığı, kış lastiğinin ve şehirlerarası yolculuk için şart olan K2 belgesinin bulunmadığı yapılan tespitlerde görülmektedir. Bu tür araçlara ilişkin denetim sorunları da bulunmaktadır.

En son Isparta Yalvaç’ta yaşanan son olayda 24 kişilik araca 46 kişi bindirildiği için aracın freninin tutmaması sonucu söz konusu acı olay ve ölümler gerçekleşmiştir. Zira frenlerin ısınma sonucu tutmaması (fren patlaması) söz konusudur. Trafiğe çıkması doğru olmayan bir aracın yanlış kullanım-kapasite fazlası insan/yük taşıması ile standartlara uygun olmayan vakum takviyeli çift devre hidrolik sistemi yerine hava takviyeli tek devre hidrolik fren sisteminin takılması, bu felakete neden olmuştur. Araç üzerindeki onaysız dolayısıyla kaçak fren tadilatı; aşırı yüksek basınçta (180 bar) çalışacak şekilde tadil edilen tek devre hidrolik fren sisteminde hidrolik kaçağı (patlaması) olması kaçınılmazdır. Hidrolik kaçağı oluştuğunda aracı durduracak yedek bir sistem bulunmamakta ve el freni de yetersiz kalmaktadır.

Bu noktada soruyoruz: Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın görev, sorumluluk ve denetim alanında olan ve söz konusu yaşamsal eksikleri bulunan ticari araçlar rahatlıkla nasıl çalışabilmekte, trafiğe nasıl çıkabilmektedir?

Makina Mühendisleri Odası (MMO) olarak belirtiriz ki, ticari taşıt kazalarında lastik ve fren sorunları yüzde 80’in üzerinde yer almaktadır. Buna bir de kapasite fazlası insan/yük taşınması sorunu eklenmektedir. Yani sadece bu üç unsur özgülünde denetimlerin hakkıyla ve daha sık yapılmasıyla kazaların çok büyük bir kısmı önlenebilir. Özellikle belirtmek isteriz, bu ve benzeri kazalar, insani gereklilikleri karşılamaya yönelik bilimin ve tekniğin gereği olan standart ve kuralların her düzeyde benimsenmesi ve uygulanması ile önlenebilecektir.

Bu kapsamda yeni bir mevzuat düzenlemesi yapılarak, ticari araçların periyodik bakım, enerji tasarrufu, sürücü eğitimi, güvenli bakım ve parça kullanımı gibi konularda MMO tarafından eğitilerek sertifika almış “Araç Teknik Denetim Mühendisleri”ne denetim yetkisi verilmeli ve ticari araçlar iki muayene arasında en az üç kez sökme/takmalı lastik ve fren ağırlıklı özel bir denetimden geçirilmelidir.

Alpay Lök: Onaysız fren tadilatı ve Aşırı yolcu alınması

Fren Teknik Genel Müdürü Alpay Lök de yaptığı açıklamada Isparta'da aşırı yolcu taşıyan midibüse yapılan fren tadilatı için “Kalp krizi garantili doping” benzetmesini yaparak açıklamaları ile birlikte aşağıdaki sunumu kamuoyuna sundu: 


“31 Ekim 2014 Isparta Yalvaç'da 18 kişinin yaşamını yitirdiği kaza ile ilgili basına düşen haberleri ve resimleri dikkatle inceledikten sonra aşağıdaki kanaate vardım.

Bu kazaya neden olan;
–  birincil etken aracın üzerindeki onaysız fren tadilatı:  Aracın fabrika çıkışı orijinal “Çift Devre Vakum Destekli Hidrolik” fren sistemi BSTB'nın ilgili teknik mevzuatına (AİTM) aykırı bir şekilde teknik onay alınmadan ve tescil edilmeden  Frenlerle ilgili Teknik Mevzuata (71/320/AT) aykırı bir şekilde “Tek Devre Basınçlı Hava Destekli Hidrolik”  fren sistemine dönüştürülmüştür. Aşırı yük taşıyabilmek için hidrolik basınç aşırı yüksek basınçta (150-180 bar) çalışacak şekilde tadil edilmiştir.  Bu kadar yüksek hidrolik basınçta çalışmak üzere tasarlanmamış fren sisteminin boru ve sızdırmazlık parçalarının sızdırması (patlaması) kaçınılmazdır. Sistem çift devreden tek devreye indirildiği için hidrolik kaçağı (patlama) olduğunda da aracı durduracak yedek bir sistem yoktur. Kaza kaçınılmazdır.


–  İkincil etken aşırı yolcu alınması:  hidrolik kaçağı (patlama) olduğunda El Freni bu aşırı yüke yetersiz kalacağı için kaza önlenememiştir.

Midibüse yapılan fren tadilatı sanki “Kalp krizi garantili” doping gibi.

Bu tadilatı yapan, yaptıran ve denetlemeyenler sorumlu.

Bu kazanın;
– Tetikleyicisi ONAYSIZ ve tehlikeli FREN TADİLATIdır.
– Sorumluları ise;
1.sırada:  bu tehlikeli fren tadilatını yapan ve muhtemelen Araç Muayenesi öncesi aracın muayeneden geçebilmesi için orijinal sistemi kiralayan ve muayene sonrası tadilatlı sistemi geri takan  “frenci görünümlü” ve “hırsızla işbirliği yapan çilingir” durumundaki sözde tamircilerdir.

2.sırada: Aşırı yük taşıyabilmek için aracının fren sistemini tadil ettiren araç sahibidir.




Acilen;
– Onaysız Fren Tadilatını önleyecek tedbirler alınmalı,
– kimin “frencilik” yapıp yapamayacağı düzenlenmeli,
– insan yaşamıyla bu kadar yakından ilgili olan “frencilik” alanı sahipsiz ve tanımsız bırakılmamalı,
–  Kayıtdışı (Kazanç – Taşıma – Araç) sarmalı engellenmeli.”

Alpay Lök

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir