Aralık 17, 2009

MAN ile PO işbirliği eğitimde de devam ediyor

MAN ile Petrol Ofisi, eğitim organizasyonu kapsamında ortak bir etkinlik düzenleyerek sürücülere güvenli ve ekonomik sürüş eğitim çalışmalarına başladı. Etkinlik süresince MAN bayi ve müşterilerinin şoförlerine güvenli sürüş teknikleri dersleri GÜSEM (Güvenli Sürücülük Eğitim Merkezi) parkurlarında verildi. Düzenlenen etkinliklerin tanıtımına MAN İstanbul Şube Direktörü Aydın Yumrukçal, PO Madeni Yağ Pazarlama Müdürü Başak Heper, PO Madeni Yağ Teknoloji ve Teknik Hizmetler Müdürü İbrahim Hani, GÜSEM Eğitmeni Yener Gülünay katıldı.
Kaygan ve ıslak zemin ile her türlü koşulda araçların kullanımına dair sürücülere verilen eğitimler sonrasında basına açıklama yapan MAN İstanbul Şube Direktörü Aydın Yumrukçal, Petrol Ofisiyle uzun yıllar iş ortaklığının olduğunu, eğitim alanında ise ilk kez çalışmaya başladıklarını belirtti. Yumrukçal şöyle konuştu:

” İlk dolum yağlarımızı Petrol Ofisinden tedarik ediyoruz. Bu konuda da bugüne kadar ısrarcı olduk. İyi bir işbirliğimiz oldu. Müşterilerimize ortak birlikteliğimizin altını çizmek ve kullanımlarında ekonomik sürüş, güvenli  sürüş gibi konularda katkıda bulunmak amacıyla böyle aktiviteleri gerçekleştirme kararı aldık.  Satış görüşmelerinde bu tip talepler de müşterilerimizden geliyor. Biz de bunu destekliyor ve öneriyoruz. Sonuçta kullandığımız araç bir ticari araç ve MAN markasını temsil ediyor. Bu markanın iyi temsil edilmesi müşterilerimizin bu markaya olan güvenini artıryor.

“Hem motor hem çevre için kükürt azalıyor”

Euro 3, 4 ve 5 yolculuğumuzda yakıttaki en kritik katkılardan biri kükürt oranıdır. Türkiye'de bu çok yakın zamana kadar 7000 ppm idi. Bu rakam TSE'nin onay verdiği rakamdı. Şu anda kırsal motorin dediğimiz yakıt 700-800 ppmlerde bulunuyor. Gelişen Euro 4 ve 5 teknolojisiyle müşterilerimizin de 50 ppm ve 10 ppm kükürt içeren yakıtları kullanmaları zorunlu. Çünkü kükürt dediğimiz madde yanma esnasında sülfürik asite dönüşüyor. Sülfürik asit de aracın pistonlarına ve yanma odasına çeşitli zararlar verebiliyor. Bu zararları minimuma indirebilmek için kükürt oranını daha aşağılara çekmemiz gerekiyor. Petrol Ofisi de MAN'ın bu yöndeki teknolojisini önden takip ederek birtakım çalışmalar yapıyor.”

 PO Madeni Yağ Teknoloji ve Teknik Hizmetler Müdürü İbrahim Hani ise PO madeni yağlarının ürün portföyü açısından güçlü bir yelpazeye sahip olduğunu, özellikle 1200 merekarelik teknoloji merkezleriyle bu gücü desteklediklerini vurguladı. Hani, MAN araçları için Almanya'da hangi norm ve standartlar geliştiriliyorsa Türkiye'den bu gelişmeleri eş zamanlı olarak takip ettiklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“MAN, motor teknolojisini Türkiye'ye getirirken ilk andan itibaren 10 ppmin altında dizel temin etmeye başladı. Şu anda da yurt çapında tüm istasyonlarımızda 10 ppmin altında, yani milyonda bir mertebesinde kükürt ihtiva eden motorin satıyoruz. Hem çevreye hem motor teknolojisine hem de yağ teknolojisine uygun çalışmalar yapıyoruz. Avrupa'da 2011-2012 yıllarında yürürlüğe girecek Euro6 için biz de hem yakıt hem yağ teknolojimiz için çalışmalarda bulunuyoruz. Bu süre geldiğinde ve Avrupa'da uygulandığı anda biz de o seviyede olacağız. Ayrıca Motor yağları olduğu gibi şanzıman ve diferansiyel yağlarında, preslerde , endüstriyel yağlarda,  arge çalışmalarımız bulunuyor.”

Gülünay: “Denetim mekanizması eksikliği kursları daha gerekli kılıyor”

GÜSEM Yöneticisi ve Eğitmeni Yener Gülünay, MAN – PO işbirliği kapsamında verdikleri eğitim için 4 uzman kurucu üyeleri ile eğitimleri gerçekleştirdiklerini, birçok ağır vasıta ve filo eğitimi verdiklerini belirtti. 1 senedir İstanbul Olimpiyat Stadı bölgesindeki parkurlarda eğitim gerçekleştirdiklerini belirten Gülünay, Amerikan National Safety Council firması tarafından akreditasyonlarının olduğunu ve Türkiye'de ise TOSFED ( Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu) denetiminde eğitim verdiklerini sözlerine ekledi. Gülünay sürücülerin bilgi eksikliğinden ve de denetimlerin yetersizliğinden kaynaklanan sorunları ise şu şekilde ifade etti:
Sürücüler antremanlı değiller ve trafiğe kapalı olan GÜSEM parkurunda yeni araçları ve yeni teknik özellikleri de görüp deneme imkanları oluyor. Araçların teknolojik ve dinamik özelliklerini ne kadar iyi tanırlarsa yaşayacakları  problemleri oluşmadan önlemeye başlıyorlar. Örneğin sürücü, kaygan bir zeminde 15 km hızla geliyor diyelim. Bu kısa mesafede dururken iki katı hızda duramıyor. Kontrol sağlaması mümkün değil. Bunu ancak yaşadığınız zaman  anlayabiliyorsunuz. Bilinçli sürücü bu tip eğitimlerle altyapısını güçlendiren limitlerini bilen ve ona göre problem yaşamayan sürücüdür. Bizim profesyonel eğitimciliğimiz 11 sene öncesine dayanıyor. GÜSEM'i ise 4 uzman kişi kurduk. Ağır vasıta ve binek olarak toplamda 60 binlere kadar eğitim yapmışızdır. Eğitmenlerimiz haricinde yardımcı arkadaşlarımız da mevcut. Fakat Türkiye'nin bu eğitmenlere daha çok ihtiyacı var. Türkiye'de malesef bu konuda bir sistem yok. Denetim mekanizması oluşturulmaya çalışılıyor fakat yeterli değil. Otorite boşluğunun giderilmesi ve tek elden yönetilmesi gerektiğine inanıyorum.
Genellikle yurtdışından sertifikalanmış eğitim kurumları Türkiye'de birşeyler yapmaya çalışıyorlar. Bizim de American National Safety Council  firmasından akreditasyonumuz var. Türkiye'de ise TOSFED denetiminde eğitimleri veriyor ve sertifikalandırmaları yapıyoruz. Bu işin Türkiye'de çok daha ilerlemesi gerektiğini düşünüyoruz. Karayollarında araç sayısı çok  fazla ve dünyadaki örneklerine benzer olması için iyi uygulanması gerekiyor. Biz öncülük etmeye gönüllü ve vizyonu genç arkadaşlar olarak bütün herşeyimizi bu yola koyduk.”

Yumrukçal: “2010 daha iyi olacak”

Toplantıda MAN olarak yılsonu değerlendirmesinde de bulunan ve basın mensuplarının sorularını yanıtlayan MAN İstanbul Şube Direktörü Aydın Yumrukçal, özellikle nakliye sektörünün krizden büyük darbe yediğini, inşaat sektörünün daha az yara aldığını vurgulayarak şunları söyledi:
“2008 yılının son üç ayından başlayan kriz özellikle uluslararası nakliye sektörünü çok önemli ölçüde vurdu. İnşaat sektörü nispeten daha az yara aldı. Türk müteahhit firmaları yurtdışındaki yatırımlarına bağlı olarak buradan aldıkları araçları oralarda kullanarak, veya elinde mevcut olan araçları oraya gönderip buradaki filolarını yenileme yönündeki alımlar yaparak inşaat sektörünü ayakta tuttular. Biz de MAN olarak inşaat sektöründeki gücümüzü koruyoruz. 2010 yılında ne olur sorusu ise kolay cevaplanamayacak bir soru. Bu krizin biraz uzun soluklu olduğunu düşünüyorum. Bu global kriz 2001 krizinden kolayca çıkabildiğimiz gibi ihracat hamlesiyle çıkılacak bir kriz görüntüsü vermiyor.Fakat bundan  daha kötü bir dip göreceğimizi de düşünmüyorum. Gelecek yıl kesinlikle daha iyi olacak. Tabi biz pazara 12 ton ve üzeri şeklinde bakıyoruz ve pazar 12 binlerde olacaktır.

“Üstyapı çalışmaları devam edecek”

Üstyapı konusu ise sektör olarak eksikliğimiz olan bir konu. Bu konuda bir ön çalışma başlattık. Tüm üstyapıcıları Ankara'da  topladık. Onlara üstyapı talimanamesi ile ilgili genel  şartnamelerini tanıttık. Bu bağlamda Almanya'dan uzman arkadaşlar getirttik. Bu çalışmalarımız 2010 yılında da devam edecek.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir