Şubat 26, 2007

Man Türkiye yakın gelecekte kredi temininde kritik önem arzedecek

Avrupa ülkelerinde 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren uygulanan, 1 Ocak 2008’ den itibaren de  ülkemizde uygulanmaya başlayacak “Basel II” kriterlerine uyum için MAN Türkiye A.Ş. hazırlıklarını tüm hızıyla sürdürüyor.

Şirket, Türkiye’nin “Basel II” kriterlerini kabul ettiğini Mayıs 2005’te açıklamasının ardından çalışmalarına başladı. MAN Türkiye A.Ş.’nin çalışmalardan sorumlu finansman uzmanı Resul Kaya, şirket olarak Basel II ile ilgili yapılan hazırlıklar hakkında şunları söyledi:
“Basel II düzenlemesi riske dayalı bir fiyatlama getiriyor. Bankalar, kredi faiz oranlarını üstlendiği riske göre belirleyecek, krediyi kullananların ve kredi işleminin risklilik düzeyi bu işlemde etkili olacak. Burada kredilendirmede temel unsur derecelendirme yani rating olacağından, bu notun  düşük ya da yüksek olması, kullandırılacak kredinin müşteriye maliyetinin yüksek olmasına da etki edecek.“
Basel II’nin, bankalar ile kredi ilişkisinde olan tüm firmaları ilgilendirdiğini ifade eden Kaya, bundan sonra her firmanın derecelendirme şirketlerinden derecelendirme notu alması gerektiğini belirtti: “Yabancı sermayeli 7-8 civarında rating firması Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Önümüzdeki süreçte bu sayının daha da artacağını düşünüyoruz. Bizim gibi sermaye yapısı güçlü ve ilk 500 içerisinde üst sıralarda yer alan firmalar kadar, dolaylı da olsa küçük sermayeli bir benzin istasyonu bile bu kriterlere uymak zorunda kalacak. Bu yüzden konu çok önemli. Şirketlerin bu uygulamaya odaklanması gerekiyor.”

Kaya bu konuda şirketlerin karşılaşabileceği güçlükler hakkında ise şu bilgiyi verdi:
“Basel II düzenlemesi riske dayalı bir fiyatlama getiriyor. Bankalar vereceği kredi faiz oranlarını üstleneceği riske göre belirleyeceğinden, krediyi kullananların ve kredi işleminin risklilik düzeyi bu işlemde etkili olacak. Ayrıca fiyatla birlikte kredi limiti, teminat türü ve miktarı gibi unsurlar da rating sonuçlarına göre oluşturulacak. Firmaları bekleyen zorluklardan bir diğeri şeffaflık. Özellikle kayıtdışı işlemlerin bazı firmaların gerçek bilançolarında büyük yer kaplaması, ancak resmi kayıtlarında görünmemesi derecelendirme aşamasında sorunlar yaşanmasına sebep olacaktır. Bu çerçevede gerekli tüm bilgileri zamanında ve doğru olarak verebilen firmanın derecelendirme notu yüksek olacaktır.   
 
Teminatlandırma ile ilgili konularda da sorunlar ile karşılaşılacağını düşünüyorum. Zira ülkemizde kredi işlemlerinde yoğun olarak kullanılan, gerçek müşteri çek ve senetleri ile ortak ve grup şirketi kefaletleri Basel II’nin teminat kapsamında bulunmuyor. Bankalar öncelikle Basel düzenlemesinde sayılmış teminatlardan almak isteyecek, mümkün olmaması durumunda kabul edebilecekleri teminatları kredi faizine yansıtacak, sonuç olarak firmalar krediyi daha pahalı kullanacak.”

Firma olarak konunun öneminin bilincinde olduklarını ve gelişmeleri yakından takip ettiklerini ifade eden Resul Kaya, bu konuda yaptıkları çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi:
“Gerek mali yapı derecelendirmesi için gerekse kurumsal yönetim derecelendirmesi için hazırlıklarımızda önemli mesafe kaydettiğimizi düşünüyorum. Bu konuyla ilgili Eylül 2005 tarihinden beri çalışıyoruz. Dört ayrı toplantı yaparak sayısı 200’ü bulan, çalışanlarımızı, bayi ve müşterilerimizi, tedarikçilerimizi bilgilendirdik. Ayrıca geçtiğimiz günlerde, Başkent Üniversitesi öğretim üyesi Doktor Şenol Babuşçu’nun konuşmacı olarak katıldığı çok verimli bir toplantı yaptık. Önümüzde sayılı günlerin kaldığının bilinciyle, bu tür toplantılar ve yazılı duyurular ile  bilgilendirmelerimiz artarak devam edecek.”

Kaya, bazı yorumlarda Basel II korkutucu gibi gösterilse de, bunun Türk Sanayisine ve bankacılık sektörüne önemli katkılar sağlayacağını ifade etti.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir