Ağustos 31, 2015

Mercedes'in aktif-pasif ve bağlantılı güvenliği


Karayolu taşımacılığının taşıma modları içinde en esnek, ama taşıtın tek sürücünün mutlak kontrolünde olması ve risklere çok açık taşıma türü olduğu değerlendirmesi geride mi kalıyor? Bu soru, artık Mercedes-Benz’in Berlin’de düzenlediği “Geleceğin Taşımacılığını Şekillendirmek, Güvenlik ve Verimlilik Kampüsü”ne katılan Avrupalı gazetecilerin güncel olarak soruları arasına girdi.



Adaptif ESP ağır ve hafif ticarilerde aracın ağırlığını, ağırlık merkezini ve aracın arkasında römork olup olmadığını algılıyor. Güvenli bir yükleme yapıldıysa savrulma anında doğru fren müdahaleleriyle tüm bunları bir dengeye oturtuyor. ESP sistemi yükün ve römorkun özelliğine göre aracın dengesinin bozulabileceğini algılıyor ve kritik anlarda hemen devreye giriyor.

Güvenliği artırmak için otomotiv sanayi ana üreticileri ve sistem üreticileri uzun bir süredir çalışıyorlar. Yeni geliştirilen sistemler, sürekli güncellenerek yeni  araçlarda, önce opsiyonel sonra da standart donanım olarak yerlerini alıyorlar.
Binek, hafif ticari, kamyon ve otobüslerin farklı amaçlara yönelik tüm türlerini üreten ve dünyanın neredeyse tüm ülkelerinde ürünleri dolaşan Daimler’in bu alanda kaydettiği gelişmeler ve yeni güvenlik konsepti, Berlin’deki toplantıda ortaya kondu.

Daimler çatısı altındaki markaların kullandığı ve halen üzerinde çalışılan güvenlik ve sürüş destek sistemlerinin büyük bölümü Mercedes-Benz tarafından geliştirilen sistemler. Bu olgu, Mercedes-Benz’in ürün yelpazesinin genişliği ve Alman otomotiv sektörünün büyüklüğü ile birlikte ele alındığında; Avrupa’nın güvenlik alanında geldiği veya önümüzdeki dönem geleceği noktayı ve oluşturulacak standartları belirlemede,  Almanya ve Daimler’in gücü ve etkisi de ortaya çıkıyor. Otomotivde rekabet güvenlik alanına taşınırken, Daimler “takipçi olmak yerine öncü olmak” stratejisiyle çalıştığını ifade ediyor. 

Mercedes-Benz’in “Geleceğin Taşımacılığını Şekillendirmek, Güvenlik ve Verimlilik Kampüsü”ne; Daimler Kamyon ve Otobüs Grup Başkanı Dr. Wolfgang Bernhard, Almanya Ulaştırma ve Dijital Altyapı Bakanlığı Müşteşar Yardımcısı Norbert Barthle, Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar Başkanı Volker Mornhinweg ve Daimler Otobüs Grubu Başkanı Hartmut Schick konuşmacı olarak katıldı.
 
Bu konuşmacılar; otomotiv sektöründeki gelişmenin, ekonomik büyümenin ve rekabetin, güvenlik alanında yapılacak iyileştirme ve geliştirmelerle şekilleneceğini, taşıtlar, karayolu altyapısı ve trafik sinyalizasyonu ile yol yönetimi alanında büyük bir değişikliğe tanıklık edeceğimizi ifade ettiler.

Yeni güvenlik konsepti; aracın aktif ve pasif güvenliğinin geliştirilmesi ile birlikte  “bağlantılılık” içeriyor. Araçlar diğer araçlarla, trafik işaretleri ve sinyalizasyon sistemiyle, yolla sürekli bağlantıda olacak. Bu da çok büyük bir yatırım alanı ve yeni sınırlar oluşturacak.

Almanya zirvede kalmak istiyor!
Daimler Kamyon ve Otobüs Grup Başkanı Dr. Wolfgang Bernhard, Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar Başkanı Volker Mornhinweg ve Daimler Otobüs Grubu Başkanı Hartmut Schick’in Mercedes-Benz hafif ticari, kamyon ve otobüslerdeki özel güvenlik çözümlerini ve çalışmalarını anlattıkları toplantıda, Almanya Ulaştırma ve Dijital Altyapı Bakanlığı Müşteşar Yardımcısı Norbert Barthle de, ilk konuşmacı olarak Almanya’nın konuya bakışını anlattı ve şunları söyledi:
“Almanya’nın ve giderek tüm Avrupa’nın artık trafik güvenliği alanında yoğun bir iş birliği gerçekleştirmesi gerekmektedir. Burada vakitten ve masraflardan tasarruf yapılabilecek çok önemli bir alan bulunmaktadır.

Bizler Almanya olarak tüm mobilite konularıyla ilgileniyoruz. Teknolojik gelişmeler çok büyük bir oranda Almanya’nın yaptığı çalışmalarla bugünkü düzeyine gelmiştir. Biz, yeni patentlerin alınmasında dünya çapında önde gelen bir ülkeyiz.  Katma değer ve yeni sermaye yaratmaya devam ediyoruz. Yasa ve normlarımız sürekli güncelleniyor ve yenileniyor ve de insanlarımızı sürekli olarak bilgilendiriyoruz.
Bireysel kazaların sayısı kesinlikle aşağıya çekilmek zorunda. Dünyanın her yerinde gerekli mevzuatlar olduğu halde bireysel davranışlardaki hatalar yüzünden kazalar yaşanmakta ve çok büyük milli servet kaybına neden olmaktadır.Bunları önlemek için gerekli otomotiv tekniği, altyapı ve mevzuat var. Ulaştırma Bakanlığımız ayrıca yol ve araç güvenliğinin geliştirilmesi amacıyla önemli bir bütçeye sahip. Öncelikle sistemlerin ağ ve bireyler ile olan etkileşimi sayesinde kazalar azalacak ve riskler düşecektir. Emisyon konusunda, yakıt konusunda daha da başarılı olacağız ve bu gelişmeler diğer bölgeler için örnek olacaktır.
Sanayi Bakanlığı ve sektör temsilcileriyle birlikte önemli bir yatırım çalışmasını ve diğer çalışmaları başlatmış bulunmaktayız. Daha hızlı bir internet için çalışmamız devam etmektedir. Bu en çok otonom sürüş için, yani sürücüsüz kamyon için önemlidir. Eminiz ki yalnızca birkaç yıl içerisinde otonom sürüş yapan araçlar sokaklarda yer  alacak. Bavyera’da A9 otobanında pratik testler yapılacak.

Hızlı internet ve bağlantılılık çok önemli. Altyapı  çok önemli… Otobanlarda tabelalar, çizgiler, bariyerler sürekli iyileştirilecek ve uygun sinyallerin gönderimi sağlanacak. İnşaat yerlerinin ve kaygan yerlerin bildirilmesi gibi tüm çalışmalar gerçekleştirilecek.
Akıllı yollar, akıllı otobanlar inşa ederek başarılı olmak istiyoruz. Avusturya ve İsviçre ile bir anlaşma yapacağız.  Kısa vadeli inşaat noktaları, telematik noktaları için birlikte çalışacağız. Artık araştırma ve geliştirme aşamasından çıkıyoruz.  Almanya olarak zirvede kalmak istiyoruz. Teknolojideki başarımızı daha da arttırarak yolumuza devam edeceğiz.” 

Mercedes-Benz'in Almanya ile birlikte Avrupa'nın, hatta dünyanın karayolu taşımacılığı ve yol altyapısı standartlarını önce etkileyecek sonra değiştirecek olan “Geleceğin Taşımacılığını Şekillendirmek, Güvenlik ve Verimlilik Kampüsü”ne Avrupa'nın önemli ticari taşıt editörleri davet edildi. Berlin'de gerçekleşen toplantıda, bu konsepti konuklara doğrudan Daimler ve Mercedes-Benz üst düzey yöneticileri anlattılar ve en teknik konulara dahi hakim olduklarını gösterdiler.

Zorlu bir yolda yokuş aşağı giderken yanlışlıkla fren yerine sürücü gaza basabilir, böyle bir durumda devreye giren güvenlik ve sürüş destek sistemi, önceden belirlenmiş olan bir hızın aşılmamasını sağlıyor.

“Bir kamyon saatte 80 kilometre hızla gittiğinde, C serisi bir otomobilin 400 km/s hızla gittiğinde oluşturduğu kinetik enerjiye sahip oluyor. Bu süratte bir araç kaza yaparsa, bu çarpışma için pasif güvenlik sistemleri tabiki yeterli olmuyor. Yani darbe emici tamponlarla tam koruma olmuyor. Bu noktada aktif güvenlik sistemleri devreye giriyor ve biz bu alanda öncüyüz” diyen Mercedes-Benz yöneticileri şunları söylüyorlar:

“Biz güvenlik önlemlerimizin çoğunu yasal düzenlemeler olmadan hayata geçirdik. 1981'de ABS ile başlayan sürüş destek sistemleri, günümüzde otonom sürüşe kadar gelişti. Bu yenilikler arasında geri görüş kamerası, acil fren destek sistemi, şerit takip sistemi,  park destek sistemi, kör açı destek sistemi, sürücünün dikkatini ölçen ve uyaran sistem, dönüş asistanı, ilk akla gelen güvenlik ve sürüş destek sistemlerimiz.

Bugün kamyon sağa veya sola sapacağı zaman sensörleri yaya, bisikletli veya otomobil gibi engellerin sapma noktasında olduğunu belirtmek için alarm veriyor. Uzun kamyonlar bile şehir içi trafiğinde güvenlikli kullanılabiliyor.
Şehir içi körüklü otobüsler için de buz üstünde en zorlu sürüşlerde çalışarak yeni bir güvenlik sistemi geliştirdik. Bu sistemde körük kumandası hidrolik bir şekilde devreye giriyor ve körüğü kontrol altına alıyor. Otobüs bu şekilde stabilize edilip çok iyi bir şekilde kontrol edilebilir hale geliyor.

Güvenlik ve sürüş destek sistemleri sürücüye yardım etmek için sensörlerle yüzlerce veriyi alıp değerlendiriyorlar ve  araçlarda artık çok fazla sensör var. Tekerleklerin ne yaptığını biliyoruz, motorun nasıl bir durumda olduğunu biliyoruz, yağmur yağıp yağmadığını biliyoruz, sileceklerin çalışıp çalışmadığını biliyoruz. Bütün bu bilgiler elimizde. Bu bilgileri trafikten alınan bilgilerle birleştirdiğimizde, yani diğer araçlar neredeler, sürüş bilgileri nedir, tüm bunları öğrendiğimizde önemli gelişmeler sağlanacak.  Bu noktada bağlantı, yani bilgilerin birbirlerine bağlanması önemli. Araç iç ve dış bilgilerinin birbirine bağlanmasının, kazasız yollara ulaşma vizyonumuza çok katkısı olacağına inanıyoruz.”

Uzun araç kombinasyonu başarılı!

Almanya’da çekici+römork kombinasyonunda 25 metre uzunluğa kadar olan araçlarla yapılan saha çalışmalarında final etabına girilirken, Almanya Ulaştırma ve Dijital Altyapı Bakanlığı Müşteşar Yardımcısı Norbert Barthle bu proje ile ilgili olarak bakanlık adına da şu değerlendirmeyi yaptı:
“Uzun kamyon ve özellikle uzun tır modelinin geleceğe yönelik olarak çok başarılı olacağına inanıyoruz. 2016 yılına kadar olan test aşaması gayet güzel gidiyor. Bu projeye devam edeceğiz. Bu modelin ne kadar anlamlı olduğunu yapılan testlerde gördük. Uzun kamyonlarla yolları en iyi şekilde kullanmak istiyoruz. Artık trafikteki uzun kamyonun güvenliğine dair şüphelere gerek yok. Hiç şüphesiz uzun kamyon pratik ve güvenlik açısından gayet iyidir.
Bir tarafta güvenlik diğer tarafta verimlilik olmak üzere iki önemli konuya odaklandık. Bu ikisi birbiriyle yakından ilgili. 2020 yılından sonra, yani istediğimiz hedeflere ulaştıktan sonra  mobilite çok daha önemli olacak. Bu kapsamda da bu etkinlik çok önemli. Birleşmiş Milletler Komisyonu da trafikte var olan güvenlik seviyesini arttırmak amacıyla çalışmak istiyor.”

İlk ruhsatlı sürücüsüz kamyon Freightliner Inspiration

Daimler bünyesindeki markalardan Freightliner’ın otoyol- pilot sistemine sahip Inspiration kamyonu için ABD’nin Nevada eyaletinde ruhsat alınarak, bir ilke imza atıldı.
Geçtiğimiz temmuz ayında Mercedes-Benz Future Truck 2025 ile Almanya’nın Magdeburg şehrinde kısmen kapatılan bir otoyol şeridinde dünyanın ilk otonom kamyon sürüşü gerçekleştirilmişti. Daimler Trucks geliştiricileri çok kısa bir süre içinde bu otonom sürüş sistemini, ABD otoyollarında kullanım için Freightliner’ın aracına uyguladılar. Inspiration, otoyol-pilotonun seri üretimi için ikinci önemli adım oldu.  Şu anda Nevada’da 2 adet Freightliner Inspiration, kullanım sertifikasına sahip olarak yol alıyor.
Inspiration, güvenli bir şekilde otoyolda olduğunda sürücü otoyol-pilotu sistemini aktive edebiliyor. Gösterge panelinden otoyol-pilotunun aktivasyon onayının alınmasının ardından kamyon otonom moda giriyor. Kamyon, kamera ve radar sistemleri ile şerit asistanı ve çarpışma önleme fonksiyonlarından oluşan karmaşık bir sistem kullanıyor. Bu sistem sayesinde kamyon kendi hızını ayarlıyor, fren yapıyor ve yönleniyor. Birçok sistemin kombinasyonu ile oluşan otonom araç sistemi, farklı sürüş şartlarında güvenli kullanım sağlıyor. Kamyon otomatik olarak kanuni son hız sınırlamasına uyuyor, önündeki araç ile arasındaki mesafeyi ayarlayır ve trafiğin çok yoğun olduğu saatlerde “dur ve git” fonksiyonunu kullanıyor. Kamyon sadece kendiliğinden sollama yapmıyor, bunun sürücüler tarafından yapılması gerekiyor. Ayrıca kamyon otoyola da kendi başına çıkamıyor.
Daimler’in Highway Pilot sistemi kullanıcı ara yüzü üzerinden sürücüyü aracın güncel durumu ile ilgili görsel olarak bilgilendiriyor ve sürücünün talimatlarını alıyor. Sürücü Highway Pilot sistemini manuel olarak devreden çıkararak, aracı istediği zaman kendisi kullanabiliyor. Araç çevresini yeterince sağlıklı bir şekilde algılayamadığında, örneğin yol çalışmaları veya kötü hava şartları nedeniyle sistem işini yapamaz duruma geldiğinde de sürücünün aracı kullanması gerekiyor. Böyle bir durumda sürücü gösterge panelindeki görsel bir uyarı ve  sesli ikazla bilgilendiriliyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir