Ocak 4, 2014

Michelin 125 yıldır sınır tanımıyor

Dünyanın önde gelen lastik üreticilerinden Michelin, 125. yılında da, yıllık 600 milyon Euro’luk Ar-Ge yatırımı ile sektöre öncülük etmeye devam ediyor.
Michelin'in açıklamasına göre, lastik sektöründeki faaliyetlerinde 125. yılını geride bırakan firma, 170 ülkede sürdürdüğü operasyonel faaliyetleri ile küresel lastik pazarının yüzde 14.6’sını tek başına elinde tutuyor. 2012’de Fortune Dergisi tarafından “Yılın en beğenilen lastik üreticisi” seçilen Michelin, inovatif çalışmaları ile lastik sektöründeki faaliyetlerine devam ediyor. 2012 Uluslararası Lastik Teknolojileri İnovasyon Ödülleri’nde “Yılın lastik üreticisi” ödülünü de alan Michelin sektördeki liderliğini elde ettiği başarılarla da kanıtlıyor.

Türkiye ofisini 17 yıl önce açan ancak Türk tüketicisiyle birlikteliği çok uzun süre öncesine dayanan Michelin, Türkiye’de de, üstün teknolojili otomobil, kamyonet, ağır vasıta, tarım, iş makinası ve forklift lastikleri ile tüketicilerin tercih ettiği öncelikli lastik markaları arasında yer alıyor. 1996’dan 2009 yılına kadar Ortadoğu ve Afrika bölgesine bağlı olarak yönetilen Michelin Türkiye operasyonu, Türkiye’nin çok hızlı büyüyen bir pazar olması nedeniyle de, 2009 yılında Michelin Grubu’nun Avrupa organizasyonuna dahil edilerek başarısını ispatlamış oldu.

Ar-Ge’ye yılda 600 milyon Euro

170 ülkede, kurulduğu günden bu yana yakıt tüketimini azaltmak, lastik ömrünü uzatmak ve doğaya geri dönüşü en zararsız olan ham maddeyi kullanmak hedefi ile hareket eden Michelin, 18 ülkede kurulu  69 fabrikası ile lastik sektöründe küresel oyunculardan biri olarak faaliyet gösteriyor.
Araştırma ve geliştirme çalışmalarına büyük önem veren ve lastik üreticileri arasında en yüksek Ar&Ge harcamasına sahip olan Michelin, bu doğrultuda 350 farklı meslekten, konusunda uzman 6 bini aşkın Ar-Ge çalışanı ile yıl boyunca çalışmalarını sürdürüyor. 18 ülkede 69 fabrikasında yılda 166 milyon lastik adet üretimi ile dünya lastik sektörünün öncüleri arasında yerini sağlamlaştıran Michelin, Ar-Ge çalışmaları için yılda 600 milyon Euro’luk bütçe ayırıyor. Michelin Teknoloji Merkezleri, araç ve sürücülerin ihtiyaçları doğrultusunda ürün geliştirme yöntemleri üzerinde çalışırken, yakıt tüketimini azaltmayı ve karbondioksit emisyonunu daha da aşağı düşürmeyi hedefliyor.

Michelin kauçuk ağacı yetiştirilmesine destek veriyor

Michelin  biyolojik çeşitliliğin korunması için sorumluluklarını yerine getiriyor. Dünyanın en büyük lastik üreticilerinden olan Michelin lastik üretimi için ham madde olan kauçuk ağacı yetiştiriciliğinin sürdürülmesini temel önceliği haline getiriyor. Michelin her yıl biyoçeşitliliğin korunması için fon ayırarak koruma alanları yaratıyor.

Michelin’in tüketiciye gülen yüzü: Lastik Adam Bibendum

Tüm zamanların en iyi marka ikonları arasında gösterilen Michelin’in Lastik Adamı Bibendum, tüketicilerin de en sevdiği ikonlar arasında yer alıyor. Güler yüzü ve sempatik tavırları ile tüketiciyLe kurulan bağda önemli rol oynayan Bibendum,  genç, dinamik, sağlam ve kararlı yapısıyla da Michelin’in dünya çapındaki elçiliğini üstleniyor. 1889 yılında poster sanatçısı O’Galop tarafından tasarlandığından beri Michelin lastiklerinin ikonu olan lastik adam Bibendum, sevimli, hareketli, heyecanlı ve tüketiciye yakın algısı sayesinde Michelin’in tüketiciye gülümseyen yüzü olmayı başarıyor.

Michelin’in devrim yaratan ilkleri

• Radyal Karkas

Michelin’in devrim yaratan ilklerinin en dikkat çekenlerinden birisi ‘Radyal Karkas’ teknolojili lastikleri üretmesi oldu. 1940’ların başında, Marius Mignol’ün aklına, sırt bandının enerji tüketimini ölçmek için, yanakları olmayan ve yol tutma kabiliyeti olmayan lastikler üretmek geldi. Radyalin büyük avantajı, yanak ve sırt bandının (yer ile temas eden kısım), (daha az enerji harcayan ve daha dayanıklı olan) radyal bir yapı ile ayrılmasıdır. Araştırma, savaş esnasında büyük gizlilik içerisinde yürütüldü ve patent 1946’da alındı. Ürün benzersiz yol tutuşu, daha iyi aşınma direnci sayesinde daha uzun kullanım ömrü, yakıt sarfiyatı ve her tür yüzeyde tutunma gibi birçok avantaja sahipti. Radyal lastikler ilk olarak, 1949’da lastik değişim piyasasında satılmaya başlandı.

• ‘Yeşil’ lastikler

Michelin, 1992’de, bir yapıştırıcı ve özel bir “karıştırma” prosesi ile orijinal tip silikayı spesifik bir sentetik elastomer ile birleştirerek, ileriye doğru dev bir adım attı. Bu teknik ile elde edilen bileşikler, özellikle düşük yuvarlanma direncine sahip ve soğuk yüzeylerde iyi tutunan, aynı zamanda karbon karası bileşiklerinin aşınma direncini kaybetmeyen lastikler geliştirilmesine imkan verdi. Bu Michelin icadı, “yuvarlanma direnci düşük” kauçuk bileşikleri elde edilmesini sağladı. Yeşil lastik segmentinde küresel anlamda lider olan Michelin, karbondioksit emisyonunu minimum seviyede tutmaya odaklandı.

•NZG –Uçak Lastiği

Şaşırtıcı gelse de, bir uçağın kalkışı ve inişi esnasında herşey lastiklere bağlıdır. Uçak lastiklerinde hata payı sıfırdır. Bu bağlamda, Michelin tarafından geliştirilen NZG radyal teknolojisi, radyal lastiğin avantajlarının üzerine eklenen bir yeniliktir ve 1981 yılında uçak pazarına sunulmuştur. “Yüksek modüllü” takviye malzemesinin kullanılması, lastik yapısının genleşmesinin daha iyi kontrol edilmesine imkan verir ve bir cisim tarafından zarar görmeye karşı hassasiyetini azaltıyor.

•Konsept Lastikler

Konsept otomobiller gibi, konsept lastik de, yarının ürünleri ile ilgili ipuçları veren, çekicilik ile işlevselliği birleştiren yenilikler sergilemesi olarak tanımlanıyor. Konsept lastiklerin üretilmesi, lastik dünyasında yeni fikirler ve trendlerin teşvik edilmesine, şirketin ürün stratejisinin desteklenmesine ve aynı zamanda üretici müşterilerin inovasyon ve iletişim süreçlerinin desteklenmesine yardımcı oldu.

•Michelin Dayanıklılık Teknolojileri

“Michelin Dayanıklılık Teknolojileri” olarak adlandırılan Michelin buluşları yeni nesil lastiklerin geliştirilmesine imkan veriyor. Bir lastiğin kullanım ömrü, yol tutuşu, ağırlığı ve yük kapasitesi gibi alanlarda geleneksel çözümlere göre sağlanan %50’nin üzerindeki tasarruflar, “Michelin Dayanıklılık Teknolojileri” sunduğu avantajların yalnızca bir kısmı. Michelin şu anda, doğrudan rakiplerinin iki veya üç nesil, yani yirmi yıllık araştırma süresi kadar ilerisinde lastikler sunmaktadır. Yeni ürünlerde bulunan bu teknolojiler, Michelin’in filo müşterilerine daha fazla yakıt verimi, güvenlik veya hizmet gibi ihtiyaçlarına cevap verme kararlılığının bir ispatıdır. Bu bağlamda Michelin, müşterilerine önemli tasarruflar sağlamak, aynı zamanda kullanıcılarına daha fazla güvenlik sunmak gibi görevleri üstlenerek büyük yükümlülük altına giriyor.

•Michelin Energy Saver

Michelin, yakıt tüketimini azaltma, lastik ömrünü belirgin şekilde uzatma ve karbondioksit emisyonlarını ciddi şekilde azaltma bakımından tüketicilere gerçek avantaj sağlayan yeni lastiği Michelin Energy Saver’ı 2008 yılı başında piyasaya sundu. Energy Saver’da kullanılan ve lastik sektöründe bir devrim niteliği taşıyan silika teknolojisi, 100 km’de yaklaşık 0.2 litre yakıt ekonomisi sağlayarak benzin maliyetlerini azaltıyor ve CO2 emisyonlarını km’de 4 g düşürüyor. Ana rakiplerine göre ortalama 10 bin km daha uzun ömürlü olan yeni Michelin Energy Saver ayrıca ıslak zeminde, büyük lastik markalarının ortalamasından daha kısa fren mesafesi sağlayarak kullanıcılara optimum güvenlik sunuyor.

Dünyanın en büyük lastiğini de Michelin üretti

2001 yılında ürettiği buldozer lastiği ile Guines Rekorlar Kitabı’na da girmeyi başaran Michelin, 2012 yılında ise dünyanın en büyük lastiği üretti. 11 metre çapında, 4 metre uzunluğunda ve 5.5 ton ağırlığındaki XDR2 model lastiğin üretim sürecinde ise Ar-Ge çalışmaları için 1 milyon doların üzerinde yatırım yapılmıştı. Yapısında çeliğin de kullandığı lastiğin en önemli özelliği ise aynı tip araçlar için lastiklere göre 7 bin saat daha fazla uzun ömürlü olması.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir