ön görüsüzlük içinde geride kaldı. Bu dönem üstyapı ve yarı römork
üreticileri ve ithalatçıları ile sistem üreticileri ve tedarikçiler için
bekleme ile geçti.
Ulaşılabilen
üretim, yurt içi satış ve ihracat rakamları, bu yılın ilk aylarının
bekleme, gözleme, hazırlanma ile geçtiğini gösteriyor; yurt içi pazar ve
ihracat pazarları için yapılan üretimde yavaşlama olduğunu net bir
biçimde ortaya koyuyor. Bu yavaşlamada euro ve dolar kurlarında ortaya
çıkan dalgalanmanın da önemli bir etkisi var. Bu durum özellikle ürün
fiyatının oluşması, maliyet kontrolü, sistem ve ana parça tedariki
üzerinde olumsuz etkiler yaptı.
sektöründeki yavaşlamayla birlikte damper yarı römork satışlarında
önemli adetlerde düşmeler ortaya çıktı. Frigofirik yarı römorklar ise
pazardaki daralmadan daha az etkilenen ürün grubu. Araç üstü ekipman
üretimi de benzer bir küçülme süreci ile yılın ikinci yarısına kadar
dayandı.
önümüzdeki dönem ihracat, satış sonrası hizmetler ve yedek parça
sektörün en önemli uğraş alanı olacak gibi görünüyor. Bir süre var
olanı korumak, mevcut filoyu zinde ve işe yarar biçimde tutmak için
çalışılacak.
Diğer yandan
Türkiye’de Euro 6 normlarının geçerli olması, özellikle üstyapılı araç
ihracatında Euro 3 ve 4 normunu tercih eden pazarlara yönelik ihracat
imkanlarını kısıtlıyor. Şu aşamada araç üreticileri Euro 3, 4 veya 5
araçları özel sipariş dışında üretmiyorlar veya ithal etmiyorlar. İhraç
amaçlı üretimde stok maliyeti müşterinin siparişinin kesin olmasını
gerektiriyor. Bu sektörün çözmesi, özel fonlar ve krediler oluşturulması
gereken bir durum olarak karşımıza çıkıyor.
üstyapı alanında ikinci bir gelişme alanı; ülkelerin taleplerine ve
gümrük mevzuatlarına uygun CKD üstyapı kitleri oluşturmak ve bu kitleri
ilgili ülkelerde monte edecek iş birlikleri geliştirmek. Pazarlama,
ar-ge ve üretici firmaların ortak hareketleri ve deneyim paylaşımları bu
alanda özel bir önem kazanacak.
Şasi
üstü üstyapıya göre bağımsız olarak ihracatı mümkün olan yarı
römorklarda da yaşadığımız zor dönemde sektör büyük bir çaba içinde. Tüm
belirsizliklere ve zorluklara rağmen ihracat pazarlarına yönelik
sürekli bir çalışma yapılıyor.
indirimleri gibi uzun dönemde fayda sağlamayan destekler yerine, daha
programlı desteklere ve birliklere ihtiyacı olduğu görülüyor.
