Eylül 10, 2013

Shell Türkiye 90. yılında geleceği konuştu

Royal Dutch Shell’in her yıl küresel ölçekte düzenlediği “Gelişime Birlikte Güç Vermek” başlıklı uluslararası konferans, Shell Türkiye’nin 90’ıncı kuruluş yılı nedeniyle bu kez İstanbul’da gerçekleştirildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Royal Dutch Shell CEO’su Peter Voser, Royal Dutch Shell Küresel İş Ortamı Başkan Yardımcısı Jeremy Bentham ve Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem’in açılış konuşmalarını yaptığı konferansta gelecekte enerji, su ve gıda sistemlerinde birbirleriyle bağlantılı olarak artacak baskıların ele alındığı bir panel de gerçekleştirildi. Sabah Gazetesi köşe yazarı Şelale Kadak’ın moderatörlüğündeki panele İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi İsveç Sekreterliği Yeryüzü ve Çevre Bilimleri Direktörü Prof. Kevin Noone, Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Selahattin Hakman ve Coca-Cola Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Bölümü Başkanı Galya Frayman Molinas katıldı.

280 milyar dolarlık yatırım
Ahmet Erdem, konferansın İstanbul’da gerçekleştirilmesinin Türkiye için önemli bir fırsat olduğunu belirterek açıklamalarda bulundu:

“Küresel ölçekte ilgi gören bu konferansın İstanbul’da gerçekleşmesi, Shell’in Türkiye’ye verdiği önemi gösteriyor. Türkiye’deki faaliyetlerine 1923 yılında başlayan Shell, bugün perakende satışlardan arama ve üretime, doğal gaz, kimya, denizcilik ve havacılık satışlarından madeni yağ ihracatına kadar enerjinin her alanında başarıyla faaliyet gösteriyor. 90 yıldır sektöründeki modernleşmeye öncülük eden ve tüketicileri yeniliklere tanıştıran Shell, Türkiye’nin büyüme sürecine enerji katıyor. Türkiye gerek enerji politikaları, gerekse başlattığı yeni projelerle bölgesinde örnek gösterilen bir ülke ve güçlü bir global oyuncu haline geldi. Türkiye’nin artık çok daha büyük hedefleri var. Bu hedeflere giden yolda enerji ihtiyacı da hızla artıyor. Bu ihtiyacın karşılanması için 2030 yılına kadar yapılması gereken yatırımın 280 milyar dolara kadar çıkabileceği öngörülüyor. Artan enerji ihtiyacının ekonomimiz üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak için atılacak bir diğer adım da Türkiye’nin kendi kaynaklarından daha çok yararlanabilmesini sağlamaktır. Bu alanda biz TPAO ile ortak üç projemizle özel sektör-kamu iş birliğinin en etkili örneklerini hayata geçirdik ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

“Alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz”
Peter Voser ise enerji su ve gıda sistemleri arasındaki bağlantı ve bunların gelecekte oluşturabileceği zorluklara dikkat çekti. Senaryolar ekiplerinin yaptığı uzun araştırmalar sonucu ortaya çıkan öngörüler hakkında bilgi veren Voser, şunları söyledi:

Enerji sektörünü büyütmeyi ve önümüzdeki yıllarda ekonomik gücünü geliştirmeyi hedefleyen Türkiye’yi desteklemeye her zaman devam edeceğiz. Yıllar içinde yaptığımız birçok yatırım da bu muazzam ülkeye ve onun geleceğine olan derin inancımızı gösteriyor. Bugün burada konuşacağımız konu da ‘Enerjinin Geleceği’. Senaryolar ekibimizin geçtiğimiz 40 senedir yaptığı çalışmalardan gurur duyuyoruz. Bence yaptıkları iş oldukça kritik; çünkü diğer birçok sektörün aksine bizim yatırım kararlarımızın geri dönüşü 10, 20 ve hatta 30 seneyi bulabiliyor.

Senaryo ekibinin “Yeni Mercek Senaryoları” adlı son raporuna göre; enerji, su ve besin kaynaklarına olan talebin 2030 yılına kadar yüzde 40 ila 50 arasında artması beklenmektedir. Bununla birlikte küresel sera gazı emisyonları da hızla artmaktadır. Güncel eğilimler bu emisyon seviyesinin iklim değişikliğinin en kötü etkilerinden kaçınmak için belirlenen üst seviyeyi aşacağı yönündedir. Bu zorlukların boyutuna baktığımızda derhal tutarlı şekilde ve birlik içinde bu sorunlara yönelmemiz gerektiğini anlıyoruz. Bugün sera gazı emisyonlarını azaltmak için atılacak en etkili adım doğal gaz kullanımını artırmaktır. Doğal gazdan enerji elde edilmesi kömürün ürettiğinin yarısı kadar CO2 açığa çıkarır. Doğal gaz aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynaklarının en doğal müttefiki konumundadır. Güneş ısıtmadığında ya da rüzgar esmediğinde, bu kesintileri gidermek için doğal gaz enerjisi devreye sokulabilir. Gaz tedariğinin gitgide çeşitlenmesi de enerji güvenliğinin sağlanmasını kolaylaştıracaktır.”

2100 yılına açılan pencere
Etkinlikte Jeremy Bentham ise Shell’in 40 yılı aşkın süredir geleceği daha kapsamlı ve stratejik düşünmeye yardımcı olan senaryolar hazırladığını belirterek; “Shell’in gelecek senaryoları şirket stratejilerine yön vermesinin yanı sıra, hükümetler, akademi dünyası ve sivil toplum kuruluşlarının da kararlarını şekillendirmesine katkı sağlıyor. Bu yıl yayınladığımız ‘Yeni Mercek Senaryoları’; ekonomik, toplumsal ve siyasi güçlerin 21’inci yüzyılda küresel enerji sistemini nasıl şekillendirebileceğini keşfetme amacını taşıyor. Senaryolar bugünden 2100 yılına bakabilmemizi, geleceğe dönük pencereler açmamızı sağlıyor” dedi.

Gelişime Güç Vermek kongresinde, lise ve üniversite öğrencilerinin kendi tasarladıkları ve ürettikleri daha sonra en az yakıtla en uzun mesafeyi kat etmek için yarıştıkları araçlar da yer aldı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir