Aralık 23, 2015

Tırsan Türk-Alman Üniversitesi ile geleceğe yatırım yapıyor


Tırsan, 2015 yılını bitirirken düzenlediği değerlendirme toplantısında önemli bir işbirliğini de duyurdu. 2013 yılında eğitim hayatına başlayan ve Türkiye ile Almanya  arasındaki bilimsel, iktisadi ve kültürel işbirliğine önemli katkılar verme amacıyla kurulan Türk – Alman Üniversitesi ile bir protokol imzalandı. Kendisini bir araştırma ve piyasaya nitelikli çalışan yetiştirme amaçlı olarak tanımlayan üniversite ile imzalanan bu anlaşmaya göre üniversite öğrencilerinden eğitimlerini sürdürürken Tırsan’da da çalışarak iş hayatına adaptasyonları sağlananlar olacak.  Eğitim hayatı boyunca Tırsan'da staj yapan ve firmayı tanıyan öğrenciler içerisinden öğrenim hayatı sonunda Tırsan'da çalışmaya başlayacak profesyoneller yetişebilecek.

Konuyla ilgili düzenlenen basın toplantısına Tırsan Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, TAÜ Destekleme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Emre Can, TAÜ Rektörü Prof. Dr. Halil Akkanat ve TAÜ Koordinatörü Prof. Dr. İzzet Furgaç ile diğer üniversite temsilcileri katılım gösterdiler.

İmza töreninde konuşan Tırsan Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu bu işbirliğinin Tırsan’ın en önemli dönemlerinden birisi olduğunu ve otomotiv, lojistik ve treyler sektörlerinin geleceğini yakından ilgilendirdiğini belirterek şu açıklamalarda bulundu”:  

“Türk Alman Üniversitesi iki devletin yan yana gelerek kurduğu bir üniversitedir. Biz, otomotiv lojistiği ile treyler sektörünün geleceğiyle ilgili neleri geliştirebiliriz, birlikte nasıl çalışabiliriz konusunda bir protokol imzalıyoruz. Protokolün ülke ve sektör açısından sağlayacağı katma değer önemlidir. Özellikle Alman sanayi ve ekonomisinden dolayı Alman üniversitelerinin ve eğitimlerinin yetkinliklerini tahmin ediyoruz. Ayrıca bizim de Almanya’da yatırımımız var. Bu işbirliğini, Tırsan’ın en önemli dönemi olarak adlandırıyorum.  

Tırsan uzun yıllardır üniversitelerle işbirliği içerisinde.  Ama bu farklı . İki ülke var ve ortak bir okul var. Bu universite Avrupa’da 33 adet diğer üniversite ile işbirliği imzalıyor. Bu okulun sağlayacağı platform bir başka!  Sadece 535 özel seçilmiş öğrencisi var  ve sıradan öğrenciler değiller. İyi eğitilmek ve yetiştirilmek üzere tasarlanmış bir programın içine geliyorlar ve Türkiye için bu bir şanstır.

Bu işbirliği Tırsan’ın geleceğinin dizaynı için dönüm noktasıdır. Dünya için üretiyoruz ve global bir şirketiz. Bu çalışmalarımız özgün tasarımda,  patentte ve ihtiyaç analizinde önemli katkılar sağlayacaktır.  En fazla taşıma yaptığımız ülke Almanya’dır. Uluslar arası nakliye ve lojistik konusunda işbirliği geliştirdiğimiz ülke de Almanya’dır. Bu yüzden sektörümüze de önemli katkılar sağlayacaktır. Kurulduğu dönemin iki ülke cumhurbaşkanlarına teşekkür ediyoruz.”

Üniversite-Sanayi-İş dünyası  el ele

TAÜ Rektörü Prof. Dr. Halil Akkanat da yaptığı açıklamalarda TAÜ’nün bir devlet üniversitesi olduğunu belirterek üniversitenin faaliyetleri ve kapsadığı alanlarla ilgili şu bilgileri verdi:

“Biz bir devlet üniversitesiyiz ve statümüzden memnunuz. Universite ve sanayi işbirliği kurumsal bir yapıya ne yazıkki kavuşamadı. Kişisel girişimlerle yürütülmekte. Biz bunu arzu etmiyoruz, yarın biz olmayabiliriz ama kurumsal bir yapı olarak işlerin yürütülmesi konusunda vizyon üstlendik. İki devlet arasında üniversite kurulurken bu husus üniversitenin kurulma amacı olarak öne sürüldü. Bu hafta sonu YÖK Başkanı ve 8 üniversite ile birlikte İran’a davet edildik. 2013’te faaliyete başlamamıza rağmen davet edilen 8 üniversiteden biriydik. İranlılar böyle bir kurumsal yapı nasıl oluşturulabilir sorusunun cevabı için bizi davet ettiler. Böyle bir yapı etrafımızda da dikkat çekiyor.

Sadece mühendislik değil idari, hukuk, sosyal bilimler ve eğitim fakültelerimizde yürütüğümüz eğitim de dış ilişkilere açık şekilde devam etmektedir. Akademik ve eğitim faaliyetlerimiz endüstri ve dışarıyla yürütülecek şekilde dizayn edilmiştir. Fakülte oluşmadan önce Türk şirketleriyle toplantılar yaparak nasıl bir öğrenci profili istiyorsunuz şeklinde ir piyasa araştırması yaparak eğitim içeriği oluşturulmuştur. Böyle bir kurumsal yapı oluşturma hedefi ilk günden itibaren gerçekleştirilmek üzere yapılmaktadır.

Bizim bu konuda Türkiye olarak geniş bir tecrübemiz yok. Kurumsal bir yapı ne yazık ki oluşurulamadı. Almanya’nın ise geniş bir tecrübesi var ve bu yüzden kuruldu. Almanya’nın tecrübesini buraya taşıyarak burada o tecrübeyi oluşturma amacımız var.  

Rektörle beraber Almanya’dan gelen genel koordinatörümüz bulunuyor. Her fakültede bir dekan vardır ve yine dekanın yanında Almanya’dan gelen fakülte koordinatörü vardır. Eğitim ve araştırmaları organize eder. Öğretim üyelerinin en az %30’u Almanya’dan geliyor ve bizde bu oran %60’lara çıktı.

İlgi büyük

Türk mevzuatına öğretimde tabiyiz.  Türkiye’de Almanca eğitim veren 38 lise var. Bu liselerden mezun olanlara özel bir kontenjanımız var ve %30’luk bir kontenjan. Bu öğrenciler diğer 2 milyon adayla yarışmıyor ve kendi aralarında yarışıyorlar. Yabancı öğrenci kontenjanımız çok yüksek. Almanya, İsviçre Avusturya gibi ülkelerden gelen var. Diğerleri normal sistem sınava girip bize geliyorlar. Okulumuza ilgi yüksek ve mekatronik tercihinde 4., işletmede 11., hukukta ise  7. Sıradayız. Daha da ilgi yükselecektir.  Öğrencilerimize verdiğimiz burslarla Almanya’ya gönderiyoruz. Hukuk fakültesi hariç eğitim dilimiz Almanca’dır. İngilizce’de ise  en az A2-B1 düzeyinde bilmediği müddetçe öğrenci mezun olamaz.

En önemlisi temel mühendislik

Lisans düzeyinde moda olan mühendislik türlerinden açmamaya karar verdik. Önce temel mühendislikleri ele alalım sonra yenileri öğretiriz. Temel bilgiyi en doğru şekilde öğrenmiş mühendislere olan ihtiyaç, şirketler tarafından bize iletiliyor. O yüzden makine, endüstri, elektronik ve inşaat mühendisliği var. Ekstradan mekaniği elektronikle birleştiren mekatronik mühendisliğimiz mevcut. Yeni gelişen mühendislik dalları da bunun üzerinde yüksek lisans ve doktorada bulunuyor. Biz, bu sonuç ve talep doğrultusunda bu yapılandırılmayı uygun gördük. Almanya’da da bu şekilde oluyor.
Öğrenciler temel bilimlere ise gelmek istemiyor ve öğretmenlik olursa geliyor. Biz de cazip olsun diye isimleri farklı yaptık. Fizik için enerji bilimleri, kimya için malzeme bilimleri, biyolojinin gelişmiş hali için de moleküler ve biyoteknoloji bölümlerini açtık. Zamanla buralara da öğrenci alacağız.

Akreditasyonla ilgili çalışmalara da başladık ve Bologna süreciyle ilgiliyiz0. Nerede mezun olursa olsun diplomayı Almanya’da ve bizde tanımak zorundayız. Akreditasyon çalışmaları bittiğinde tam sürece dahil olacağız.  Almanya’dan Türkiye’ye gelen 6500 firma var. Ayrıca Türkiye’den Almanya’ya giden Tırsan gibi ciddi firmalar bulunuyor. İyi Almanca ve iyi Türkçe bilmek ise baş gereklilik.

Eğitim boyunca uygulamalı öğrenim

TAÜ Koordinatörü Prof. Dr. İzzet Furgaç ise Türk-Alman Üniversitesinde öğrencilerin gördüğü eğitim ve staj sürelerinden bahsederek eğitim metotları hakkında şunları söyledi:

“Bizim Almanya’da 33 üniversite partnerimiz var. Biz bir sistem geliştirdik. Öğrencilerimizin %95i ilk hazırlık sınıfına alınır ve Almanca öğretilir. İlk yılda okudukları konunun dilini öğretiriz. Örneğin otomotiv okursa onun jargonu gibi…  Birinci yıl sonunda öğrencileri Almanya’ya oradaki üniversitelere göndeririz.  Birinci yıl  içerisinde örneğin mekatronik öğrenciler Türk Alman firmalarının desteğiyle makinalarda çalışmaya başlarlar. İlk yılı bitirenleri 6 haftalık atölye stajına sokuyoruz ve  firmalardan atölye olanlara ulaşıyoruz. 6 hafta staj yaparlar. 6 haftanın her gününü teker teker tanımlamış durumdayız. Bu tip öğrenimle Türkiye’deki diğer üniversitelerden çok farklı öğrneciler yetiştireceğimize inanıyoruz. Sonraki yıl proje nasıl yapılır sorusunun cevabını öğreniyorlar. İkinci yıl sonunda yine Almanya’ya gönderiyoruz ve Almanya’da enternasyonel öğrencilerle çalışıyorlar. 3. yılda öğrenciler ana staja hazırlanıyorlar ve yıl sonu yine staja gönderiyoruz. Stajını yapan öğrencinin son sene staj yaptığı firmada  çalışmaya devam etmesini ve lisans tezini orada yapmasını sağlamak istiyoruz ve orada çalışmasını sağlıyoruz.

Bilgi ve uygulama beraber olmalı. Öğrenciler ve mezun olanlar hepsi genel müdür olma hevesinde ama biz bunu küçükten başlamak gerektiğini öğretiyoruz. Biz öğrenciye stajını yaptığı işyerinde bağlılığını sağlayarak devam etmesini istiyoruz.  

Fen bilimleri, işletme, hukuk, sosyal bilimler ve mühendislik fakültelerimiz var. Biz her sektörden gelenleri destekliyoruz.  Örneğin fen fakültesi malzeme birimleri de Tırsan tarafından rağbet görür çünkü ara ihtiyaçlar için orada yetişiyorlar.

Lojistik yüksek lisansta

5 fakülte içerisinde partnerimiz olan ana üniversiteler Almanya’da var. Mühendislik dalında Berlin teknik Üniversitesi ve  özellikle lojistik bölümünden profesörümüz bize önem veriyor ve yüksek lisansta bu bölümü açacağız.
Şu anda 50’ye yakın firmaya bu anlaşmayı sunduk ve hepsi henüz imzalanmış değil. %95’i Türk-Alman firmalarıdır.

Eğitimin kalitesi

TAÜ Destekleme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Emre Can da yaptığı açıklamalarda verilen eğitimlerin iş hayatında birebir kazanım olarak firmaların karşısına çıkacağını, üniversitede kurulacak olan teknoparkın firmaların yeni buluşları için de bir zemin olacağını belirten şu açıklamaları yaptı:
“2 milyon öğrenciden her sene 600 bini eğitim imkanı buluyor ve kalite tartışılır. Herkes de bitirince ne olacağım düşüncesi var. Bizim karşımıza müracaat ettiği zaman bir yığın tecrübe listesi geliyor fakat dolu bir deneyim yok. Biz her firmanın istediği kişiye özel personel yetiştiriyoruz. Büyük firmalar bize gelip öğrenciye 1. sınıftan itibaren yatırım yapınca nasıl yetiştiğini görüyor. Buradan gelecek öğrncilerle verimlilik artacak. Firmayı bilen insanlar çalışmaya devam edecek.  Ayrıca bizde okulu bitiren öğrencinin iş kaygısı olmayacak. Alınan eğitim, tecrübeler ve öğrenci çeşitliliğiyle multinasyonel personeller yetişecek.

Teknopark kurulacak

Bizim ilk flört ettiğimiz firma Tırsan’dır. Sanayi ile işbirliğini sadece staj yapma olarak görmüyoruz. Biz bir teknopark yapıyoruz. 33 üniversite ve Alman üniversitelerin tek çocuğuyuz. Konsorsiyum harici bir konu da gelirse ilgili okula ulaşıp gerekli yardımı alabiliyoruz.  Türk Devleti yapmadığı kadar bizi destekliyor. Binalarımızın tüm ödemeleri de devletimiz tarafından yapıldı. Türkiye, Kore Projesi gibi bir proje bulmalı, patinaj yapmamalı. Bunun için çalışıyoruz. Orta gelir tuzağını nasıl aşacağımızı da Teknoparkımızda göstereceğiz.

Allianz  grubuyla çalışmalar yapıyoruz. 2017 yılı sonunda en geç 2018’de teknoparkı devreye sokacağız ve ilk sözü de Tırsan’dan almıştık. Teknolojiye soru sormadan hemen evet diyen de Tırsan oldu. Biz Tırsan’a ve teknolojye çok değer veriyoruz.

Teknopark 30 bin metrekare civarında olacak. Tırsan, Mercedes-Benz ve diğer Alman otomotiv firmaları dahil herkes bizde buluşlarını yapsın istiyoruz. Hatta yakında Airbus ile de görüşeceğiz. Türkiye’ye daha katma değer üretebilcek firmaları alacağız. Biz yan araştırmalar değil hakiki araştırmaları teknoparkımızda yaptıracağız. “

Kaan Kirişçioğlu

kaan@mayadergi.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir