Ekim 4, 2016

Üstyapı Sektörü ve Gelecek planı

Yılın son çeyreğine girerken IAA Hannover Fuarı dolayısıyla üstyapı sektöründeki Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri dikkatle izlemek gerekiyor.  Pazarının büyüklüğü, dinamik yapısı, atak ve cesur aksam, sistem, ekipman, kamyon üstü üstyapı ve yarı römork üreticilerinin varlığı ile sektörümüz Avrupa, hatta dünya çapında önemli bir noktada. Bu özellikler yabancı yatırımcıların ilgisini pazara çekmeye başladı. Ancak yeni dönem için Türkiye üstyapı sektörünün gücünü korumasını sağlayacak sektörün ve kamunun henüz netleşmiş veya üstünde çalışılan, bir gelecek planı yok.

Üstyapı ve yarı römork üretimi, otomotiv sanayinin ayrılmaz ve çok önemli bir parçası. Eğer bu alanda yoksanız ne kamu hizmetlerinde ne savunma ekipmanlarında ne tarım makinaları imalatında olamıyorsunuz. Bu nedenle üstyapı sektörünün gelişmesi ve korunması, özel bir konu olarak  sektörün gündeminde ilk sırada yer almalı.
Son yıllarda Türkiye’de taşıma ve kamu hizmetleri, özellikle çöp ve atık toplama ile inşaat ve bayındırlık faaliyetlerinde kamu yatırımlarının yönlendiriciliğiyle büyük bir pazar oluştu. Kamu yatırımları, bir taraftan büyüklüğüyle üretimin artmasına bir taraftan da teknolojinin gelişmesine katkıda bulunuyor. Bu eğilim ve hizmet etkinliği ile filolaşma ve kurumsal işletmeler oluştu. Filolaşmayla birlikte üstyapı sektörünün ve filoların birbirine olan bağımlılığı ve risk yönetiminin önemi arttı. 

Bir defada satış anlaşması yapılan araç sayılarının artması, üstyapı firmalarının tedarikten finansa kadar ölçeklerini büyütmelerini ve çok  isabetli kararlar vermelerini gerektiriyor. Ölçeklerin büyümesiyse riskleri büyütüyor. Diğer taraftan özellikle organize sanayi bölgelerinde bankalar, üstyapı firmaları ve yarı römork üreticilerini fonlarken, kredi verirken mali ve ekonomik garantiler yanında üretkenlik, rekabet gücü, teknolojik seviye, yönetim yapısı ve yönetimde devamlılık, insan kaynakları yönetimi gibi unsurları da değerlendiriyorlar. Ancak şu anda istihdam ve üretim gücü oluşturan, sektörü geliştiren dinamizmi sağlayan firmaların önemli bir bölümü bu kriterleri karşılamakta güçlük çekiyor. Son aylarda bunlara firma verileri dışındaki şartlardan dolayı oluşan güven kriteri de eklendi. Bu konuda kamu ve devletin ön açıcı olması bekleniyor. Firmalar arası işbirliği, karşılıklı güven, yardımlaşma, iş bölümü gibi konular, dünyada ve ülkedeki fırsatlar ve tehditler tedarikten üretime, üretimden satış ve satış sonrası hizmetlere kadar yeni bir perspektifte ele alınmalı.

M.VAHİT MAHMATLI
vahit@mayadergi.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir