Mart 27, 2014

Van Hool ExquiCity

İETT’nin Metrobüs uygulaması, dünya kentleri için örnek oluşturdu ve ulaşım otoritelerini etkiledi. Otobüs üreticileri de yeni çözümlerin en ağır koşullarda ortaya koyduğu performansı gördüler. Nüfus yoğunluğu İstanbul’a göre daha az olan Avrupa kentlerinde de kentiçi ulaşımda yeni bir döneme geçiliyor ve bu gelişme yollara çıkan yeni ürünlere yansıyor.


20. yüzyıl dünyayı değiştiren makina olarak nitelenen araçların yüzyılı olurken, 21. yüzyılla birlikte çevre, güvenlik, konfor ve yapılan her işte minimum enerji tüketiminin önem kazandığı bir döneme girildi. Otomotiv sektörünün ürünlerinde de teknolojik gelişmeler ve kentlerin ihtiyaçları doğrultusunda köklü değişiklikler yaşanmaya başlandı. 


Aks ve süspansiyon teknolojisindeki gelişmeler,
otobüs tabanının yerden yüksekliğini azalttı. Böylece 30 – 35 cm’lik
bir basamakla araca biniş mümkün hale geldi. Alçak taban ve geniş kapılar sayesinde otobüsün artan kalabalığına rağmen duraklardaki indirme-bindirme süresi kısaldı. Otobüs tabanın düzleşmesi de farklı koltuk kombinasyonlarına olanak sağlıyor.

Modern büyük şehirler için geliştirilmiş aerodinamik görünüme sahip yeni otobüslerin metrobüse benzeyen dış tasarımının karakteristiği yolcu kabininde de devam ediyor ve rahat bir seyahat imkanı sunuluyor.

Kent içi otobüste yeni açılım
Otomotiv sektörü, bir yandan Euro çevre normlarına uygun ürünler geliştirip üretirken, kentiçi otobüste üreticiler yeni bir mantıkla ürünlerini tasarlamaya başladılar. Yeni tasarım otobüsler sadece görünümleri ile dikkat çekmiyorlar, kentin ihtiyacına ve yönetimlerin tercihine göre çeşitli enerji kaynaklarını kullanabilecek bir teknolojik altyapıya sahip olmalarıyla da öne çıkıyorlar. Motor, aktarma organı ve aks özellikleri ile kent içi ulaşımda yeni açılımların öncüsü durumundalar.

Van Hool’un ExquiCity otobüsünün kalbi, itiş/tahrik platformunda. Klasik akslı sistem ve bağımsız tekerlek başı akslarıyla hareket ettirilebilen Van Hool’un bu esnek platformu yeni, etkin ve güvenilir teknolojileri ile dikkat çekiyor.
Çoklu tahrik platformu kentlerin ve işletmecilerin en optimum ve gerçekçi çözümü tercih edebilmesine imkan tanıyor. Farklı güç ve enerji sistemleri ile hareket edecek şekilde donatılabilen gövde; troleybüs, dizel-hibrid, CNG-hibrit ve fuel cell gibi uygulamalar için uygun. Bu da araca daha çevreci ve daha esnek bir yapı kazandırıyor.


Tek gövde üç görev

Yeni tasarım otobüslerin özellikle uygun araziye kurulmuş kentlerde, raylı sistemlerin alternatifi olması gündemde. Bununla birlikte aynı otobüs platformunun troleybüs, dizel-hibrit, fuel cell, e-BRT, hızlı şarjlı sistemler vb. için de uygun olduğu bildiriliyor. Siemes ve diğer troleybüs elektrik hareket sistemi üreticileri bu tür taşıtlara yürüyüş sistemi hazırlıyorlar.
Bu otobüslerle birlikte dikkat çeken bir başka gelişme de, ZF ve Zeihl-Abegg'in elektrikli tekerlek başı motorlarının (Porya motorları) seri üretimine başlanması. Porya motorları; otobüsün hareket sistemleri, yürüyüş platformu ve koltuklandırmasında meydana gelen değişimin en önemli unsurlarından ve çoklu tahrik platformuna sahip otobüsler için gerekli teknolojik altyapıyı sağlıyorlar. Porya motorları sayesinde güç aktarımı için şanzıman ve diferansiyele ihtiyaç duyulmuyor. Güç aktarımı doğrudan tekerleğin göbeğindeki porya motoru ile sağlanıyor.
Tüm bu gelişmeler neticesinde de otobüs üreticileri ile tramvay üreticileri arasında işbirliği, rekabet ve yatay bir geçiş eğilimi oluşmuş bulunuyor.  

Van Hool’un otobüsü
Bu eğilimin en son örneği Belçikalı üretici Van Hool NV tarafından oluşturuldu. Van Hool'ün çok tahrikli platforma sahip yeni otobüsü ExquiCity’nin iki versiyonu bulunuyor. Bunlardan biri 24 (23,82) metrelik çift körüklü otobüs ve 28, 42 veya 61 koltukla donatılıyor. 18 metrelik diğer versiyon ise 44, 35 veya 29 koltuk yerleşimi ile sunuluyor. Van Hool, ayrıca bu aracın hibrit versiyonu Expui.City ile  Busworld’de kent içi otobüste konfor ve tasarım ödüllerini kazandı. Yeni bir araç konseptini  yeni bir hibrit yürüyen aksamla birleştiren 23 metrelik hibrid otobüs; dış hatları, yolcu konforu, gelişmiş aydınlatma ve ses sistemi gibi yenilikleriyle beğeni topladı.

BRT projelerine uygun, çoklu tahrik platformuna sahip ExquiCity, hafif raylı sistemlerin verimliliği ile bir otobüsün esnekliğini birleştiriyor. Aerodinamik ön ve arka  bölüm, gömülü tekerlekler hızlı ama güvenli bir seyahat imkanı sunduğunu, manevra yeteneğini ve aracın kente uygunluğunu karakterize ediyor.  Bir troleybüs, bir dizel-elektrikli hibrit otobüs, yakıt hücreli bir hibrit otobüs ya da tam elektrikli tahrik sistemine sahip bir araç olabilen ExquiCity, Avrupa kentlerinde de yerini almaya başlamış durumda.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir