Kasım 7, 2016

Voith VIAB ile debriyajsız kalkış aşınmasız yavaşlama

Voith yeni ürünü ile bu isteğe önemli bir cevap oluşturmuş buluyor.  Yeni sistem  VIAB olarak adlandırılıyor. VIAB; Almanca “Verschleissfreien Integrierten Anfahr–und Bremssystem”
ifadesinin kısaltması, Türkçesi; Aşınmasız Bütünleşik Kalkış ve Frenleme Sistemi.

Açık ocak ve maden işletmeciliği yapılan sahalar, derin temel kazıları, enerji tesisi inşaatları  ve bölünemez yüklerin taşınması araçların, sürücülerin ve işletmecilerin en çok zorlandıkları çalışma alanları. Bu çalışmalar sırasında dik araziler, bozuk yol ve zemin, ağır yük nedeniyle sık sık yapılan yavaşlama, durma ve kalkmalar maliyet artışı demek. Debriyaj balatasının aşırı ısınması durumunda sistem kendini korumak için çalışmayı durdurabiliyor. Debriyaj sistemi ve aktarma organları sık sık arızalanıyor. Böylesi durumlar yüksek maliyetler oluştururken, işin aksaması ve kaza korkusu da sürücü ve işletmeciler için büyük bir stres kaynağı oluyor. Özellikle ağır nakliyede operasyonun durması,  hatta  yavaşlaması  göze alınamıyor. Çünkü bu durum  çok büyük maddi kayıplara neden oluyor. Ancak Voith’un yeni geliştirdiği VIAB sistemi ile tüm bu sorunlar ve riskler geride kalacak gibi görünüyor. Kısa adı VIAB olan Verschleissfreien Integrierten Anfahr–und Bremssystem’in Türkçesi; Aşınmasız Bütünleşik Kalkış ve Frenleme Sistemi.

Belden kırma hafriyat kamyonları, şantiye ve hafriyat sahalarında iz genişliği, lastik ölçüleri, döküm hızı gibi avantajlara sahip olsalar da karayoluna çıkma, farklı işlerde kullanılabilme olanağı sunan 8×4 inşaat kamyonları, artan motor güçleri ve gelişen donanımlarıyla son yıllarda en zorlu çalışma alanlarında dahi belden kırma hafriyat kamyonlarına alternatif olmaya başladılar.

Bu kamyonlardan biri olan VIAB donanımlı Arocs 8×4'ün saha performansına tanıklık ettik.  Sürüşlere Mercedes-Benz Türk kamyon ürün bölümü yöneticileri Cüneyt Uslu ve Can Katipoğlu ile Voith Türkiye yöneticileri Bülent Arslan ve Evren Aybars da katıldı.

Öncelik Mercedes’in
Voith, VIAB’ın ilk kullanıcısı olarak  Mercedes-Benz ile anlaşmış. VIAB ilk aşamada OM 471 motorlar ve Powershift şanzımanlarla birlikte Arocs ve Actros kamyonlarda yer alıyor. Voith yetkililerinin bir süre sonra diğer markaların kullanımına da vereceklerini bildirdikleri VIAB’ın sahadaki etki ve işlevine, Almanya’da, Hannover yakınlarında bir hafriyat döküm alanında gerçekleştirilen sürüş ve bilgilendirme etkinliğinde tanıklık ettik.  

Düz ovada bir dağ
Hafriyat döküm sahasında dökülen hafriyatlarla yıllar içinde  500-600 metre yüksekliğinde bir tepe, hatta küçük bir dağ oluşmuş. Bu tepeye tırmanmak ve inmek veya tepenin uygun noktalarına döküm yapmak için dik iniş ve çıkışlar, zor manevralar gerçekleştiriliyor.
Buraya çevrede çıkan hafriyat ve yıkım malzemeleri kamyonlarla taşınıyor. Döküm sahasının ilk istasyonuna dökülen ve işlem gören malzemeleri tepeye  belden kırma hafriyat kamyonları çıkarıyor.
Bu zor çalışma alanında Mercedes Arocsların performansı, sağladığı güvenlik ve operasyon hızı ne olabilir sorusuna yanıt aradık. Bunu da Arocs 4145  8×4 model bir şantiye kamyonuyla yaptık. Aracın diğer Arocslardan farkı fazladan VIAB’ı olmasıydı.  OM 471 motor, Mercedes Powershift şanzıman ve VIAB sistemi bütünleşik olarak, belden kırma kamyonların çalışabildiği alanda zorlanmadı.   Kapalı sahada 40 ton yüklü  olarak çalışan kamyonun Euro 6 OM 471 ikinci nesil motoru  2.200 Nm torka değerine 1.800 dev/dak’da ulaşıyordu. Bu değer  yeni nesil motorlarda 1.600 dev/dak.
2.200 Nn torkun ve 450 Bg’lik gücün dikkatle kullanılması, hem ağırlığın hem motor gücünün dizginlenmesi, kontrol edilmesi görevini, deneme sürüşü yaptığımız kamyonda GO serisi  otomatikleştirilmiş şanzıman üstlenmişti. Bu şanzıman; standart, off-road, ekonomi ve manevra modlarında çalışıyor.  Sürücü isterse vites değiştirme işlemini kendi yapabiliyor. Off-road modu için de manuel kullanım mümkün.

Bu rampa çok dik!
Döküm sahasında VIAB donanımlı Arocs kamyonu önce araziyi, aracı ve sistemi çok iyi tanıyan bir uzman sürücü kullanıyor. Sessiz bir kalkışla, sulama traktörünün ıslattığı çok dik rampayı tırmanmaya başlıyoruz. Ekrandaki yeşil ışık VIAB’ın görev başında olduğunu gösteriyor. Sürücü, tam yüklü bir kamyon sürücüsünün normal koşullarda durmaya cesaret edemeyeceği, durursa da kalkışta  çok zorlanacağı bir noktada duruyor. 40 tonluk koca 8×4 yerinde kalıyor. Sürücümüzde telaş yok. Kamyonu geri geri eğime bırakıyor, yavaş yavaş aşağı iniyoruz. Sürücü bu inişi ipten salma olarak tanımlıyor. Sonra yeniden rampaya koyuluyoruz. Sürücümüzün maharetinden olsa gerek, zorlanmadan, motoru bağırtmadan, milim geri kaçırmadan yapılan bir kalkışla yeniden tırmanışa başlıyoruz.  VIAB’ın devrede olduğunu gösteren yeşil ışık bir süre daha yanmaya devam ediyor. VIAB’ın yeşil ışığı sonra kayboluyor, normal debriyaj sistemi devreye giriyor. 
VIAB görevini yaparken sadece motor devrini temel olarak almıyor, ihtiyaç duyulan torku da hesaplıyor. Ardından devir saatimizde yeşil bölge dışına çıkmadan ekranda otomatikleştirilmiş şanzımanın bir üst vitese geçtiğini görüyoruz.

Manevra
Manevra modunda   çalışma odasına çok fazla hidrolik veriliyor. Kamyon kaymadan hareket ediyor. Sürücü bu durumda sadece VIAB’ın devrede olduğunu ve rampada yarım saat durabileceğini söylüyor. Yeşil ışık yanıyor, motor 1.300 devirde fazla gaz gerektirmiyor ve araç yerinde duruyor.  
Şanzımanı standart moda aldığımız zaman vitesler daha yumuşak değişiyor. A standart ile kalkıyoruz. Diferansiyel kilitleri de devrede, sürücü diferansiyellerin bağlı olduğunu ve rampada 3. vitesle kalkış yapabileceğimizi söylüyor. Bir an içimizden biraz zor kalkarız… diye geçirsek de kamyonun sakin bir sesle harekete geçmesiyle, sürücü bize dediğini yaptı, diye düşünüyoruz ve sürücünün gösterisi zor hareketlerle devam ediyor.

Sıra bizde !
VIAB’lı Arocs’u kullanma sırası bize geldiğinde, sürüşe başlarken kısa süreli bir tedirginlik ve korku yaşıyorum. Araca ve araziye alışmak için kendime zaman tanıyorum. Sürüşe başlama noktası için tırmanış yerine inişi tercih ediyorum. Gözüm, bizim neredeyse kuş bakışı seyrettiğimiz, yeşil ovanın ortasında sakin sakin akan  nehre ve kara yolundaki trafiğe takılıyor.
Otomatik vitesi sürüş konumuna alıp park frenini indirip hemen önümüzdeki dik rampadan aşağı sürüyorum kamyonu.  Arocs’un uzman sürücüsünün  kumandasında gösterdiği uyumu, itirazsız bana da göstermesine hem şaşırıyor ve hem de kamyonun bana yaşattığı iyi sürücü olma gururuyla sürüşüme devam ediyorum.
Sahadan ayrılırken VIAB’ı bize anlatan Hans Günter Böhm ve Evren Aybars’ın geliştirdikleri sistemin yararları, işlevselliği  ve sürüşe yaptığı etkiyle övünmelerinde ve önerdikleri ürüne güvenmelerinde haklı olduklarını düşünüyorum.
Voith yöneticileri, “Voith çok geniş kapsamda çalışan bir firma. VIAB ile spesifik ama önemli bir alana hitap ediyoruz. Bir süre sonra maden ve şantiyelerde VIAB’ı anlatmaya başlayacağız. VIAB önemli bir satış argümanı olarak kullanacağımız bir ürün” diyorlar.

Hans Günter Böhm; ticari araç sektörünün önemli tedarikçilerinden olan Voith'un Türkiye’de OEM’lerle işbirliğinin yanı sıra yedek parça ve satış sonrası hizmetlerini de geliştirerek sürdüğünü ve Voith olarak 2017’de aşınmasız bir tahrik ve frenleme sistemi olan VIAB’ı tanıtmaya ve yaygınlaştırmaya odaklanacaklarını belirtiyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir