Mart 13, 2019

Zor sorulara basit cevap aranıyor

Avrupa’da ağır ticari taşıtta gündem; alternatif enerji kaynakları ve güç aktarım sistemleri, taşımacılıkta doğal gaz kullanımı, dizel motorlarda Euro 6C sonrası normlar. Bununla birlikte resmi kurumlar ve yönetim erki ile araç üreticileri ve endüstri temsilcileri henüz gidilecek yolu henüz net olarak belirleyemediler.

Ticari araç üreticileri, araçlarında doğal gazın sıvılaştırılmış ve sıkıştırılmış versiyonlarını hemen devreye alacak durumdalar, hatta Iveco bu alanda cari çözümleri ile sahada.

Elektro mobilite ile ilgili de yoğun bir çalışma sürüyor. Özellikle kent içi yolcu taşımacılığına ve yakın çevre dağıtımı ile atık toplamaya yönelik ürünler hazır. Geliştirilen araçlar sahada müşteriler tarafından deneniyor. Bunlara ilişkin haber ve basın açıklamalarını daha sık görüyoruz.

Ancak dizele alternatif enerji kaynaklarını kullanan araçların yaygınlaşması, doğal gaz ikmal istasyonları ve elektrik şarj istasyonlarına yönelik altyapının gelişmesine bağlı görünüyor.

 

Bu konudaki son açıklamalarşubat ayında Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği; ACEA ile Alman Otomotiv Endüstrisi Birliği; VDA’dan geldi.

Bu açıklamalar, Avrupa Komisyonu’nun çevre bakanlarının 2025 yılına kadar sera gazı emisyonularının yüzde 15, 2030 yılına kadar da ağır vasıtalardan kaynaklanan karbondioksit salınımının yüzde 30 azaltılması konusunda anlaştıklarını duyurmasının ardından gerçekleşti.  

Otomotiv endüstrisinin temsilcileri, tavsiye niteliğindeki bu kararının uygulanabilirliğinin ve hedeflerinin yerine getirilmesinin çok zor olduğunu, nedenleri ile açıkladı.

Bununla birlikte Avrupalı çevre bakanlarının taleplerinin ön görülen sürede gerçekleştirmesinin mümkün olmadığı vurguluyor olsalar da, otomotiv endüstrisi uzun süredir emisyonsuz araçlarla ilgili çalışmalara odaklanmış durumda.




Yeni gelişme alanı

Dizele alternatif enerji kaynaklarının araçlarda yer bulması, yeni araç sistemlerinin gereklilikleri ile enerji ikmaline yönelik alt yapı yatırımları, yeni iş alanları yaratacak, çok büyük bir yatırım ve ekonomik büyüme alanı oluşturacak potansiyeller taşıyor.

Yeni enerji kaynakları ile birlikte taşıtların dış görünüşü ve işlevlerinde büyük değişiklikler yaşanmasa da, başta yağ ve lastik olmak üzere bu araçlar için tedarikçiler birçok alanda yeni ürün aileleri ve teknolojileri geliştirerek, geleceğe yönelik hazırlıklarını sürdürüyorlar.


İnovasyon filosu

Mercedes-Benz’in IAA Ticari Araç Fuarı’nda tanıtılan şehir içi kullanıma yönelik elektrikli ağır nakliye kamyon konsepti eActros’un 18 ve 25 tonluk versiyonları “İnovasyon Filosu” adıyla yollara çıktı.

Soğutuculu kasa, tanker ve brandalı kasa ile donatılan eActroslar, 10 Mercedes müşterisinin filosunda, Almanya ve İsviçre’de inşaat ve gıda malzemeleri ile hammadde taşıyorlar. Seçilen müşteriler daha önce dizel araç kullanıyorlardı. Bunların sürücüleri özel bir eğitime tabi tutuldular. 12 ay süresince, araçların günlük kullanım özellikleri, performansları ve yakıt verimliliği test edilecek ve sonuçlar Daimler’e bildirilecek. İlerleyen dönemde araçlar ikinci bir 12 aylık test programı için farklı 10  müşteriye verilecek. Tüm müşterilerden gelen sonuçlar doğrultusunda da araçlarda geliştirmeler yapılacak. Daimler, 2021 yılından itibaren elektrikli kamyonlarını ekonomik ve rekabetçi nitelikler kazandırmış olarak, seri üretimden pazara sunmayı planlıyor.


Motor yerine e-aks

eActros’ta platform olarak Actros şasisi kullanılıyor. Ancak aracın mimarisi son derece gelişmiş bileşenlere sahip ve elektrikli güç aktarım sistemi özel olarak yapılandırılmış.

eActros’un kapsamlı bir revizyondan geçen tahrik aksı; alçak zeminli hibrit ve yakıt hücreli otobüslerde kullanılan ve başarısını kanıtlamış olan ZF’nin AVE 130 aksına dayanıyor. Aks yuvası baştan aşağı yeniden tasarlanırken daha yüksek şekilde konumlandırılmış ve aracın yerden yüksekliği 200 mm artırılmış.


   

Tahrik sistemi, arka aks tekerlek göbeğine yakın konumlandırılan iki adet elektro motordan oluşuyor. Üç fazlı asenkron motorlar su soğutmalı ve 400 Volt nominal gerilimle çalışıyorlar. Motorların her biri 125 kW güç ve 485 Nm tork üretiyor. Aktarma sistemi, bu torku her biri 11.000 Nm olacak şekilde dönüştürüp transfer ediyor.

Bataryalar ve menzil

Araçta bulunan iki adet 240 kWh kapasiteli lityum iyon batarya ile 200 km’ye kadar menzil sağlanıyor. 11 bağımsız paket halinde düzenlenen bataryaların 3’ü şasiye yerleştirilirken diğer 8’i altta yer alıyor. Güvenlik için batarya paketleri çelik yuva içerisinde korunuyor ve olası bir çarpışma anında çelik yuvalar, bataryaların zarar görmesini önlüyor.


Sadece güç ve aktarma organını enerjiyle beslemekle kalmayan yüksek voltajlı bataryalar aynı zamanda aracın tüm diğer donanımlarının ihtayaç duyduğu enerjiyi de sağlıyorlar.

Fren sistemine ait hava kompresörü, hidrolik direksiyon pompası, kabin klima sistemine ait kompresör ve soğutucu gibi yardımcı bileşenler de elektrikle çalışıyor.

Boş bataryalar filonun şarj deposundaki 20 ila 80 kW kapasiteli mobil şarj istasyonlarında 3 ile 11 saat içinde şarj edilebiliyor. Şarj standardı olarak Kombine Şarj Sistemi (CCS – Combined Charging System) kullanılıyor.


İki geleneksel 12 voltluk bataryadan oluşan düşük voltajlı araç içi besleme ağı bir DC-DC dönüştürücü aracılığıyla yüksek voltajlı bataryalar üzerinden şarj ediliyor. Bu sayede, yüksek gerilim şebekesinin arızalanması veya kapatılması durumunda; ışıklar, göstergeler, frenler, havalı süspansiyon sistemleri ve kabin sistemleri gibi tüm ilgili araç işlevleri çalışmaya devam edebiliyor. Yüksek voltaj ağı düşük voltajlı bataryanın her ikisi de şarj edildiğinde aktif hale getirilebiliyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir