Eylül 12, 2013

Bosch Otomotiv Teknolojileri yüzde 5 büyüme öngörüyor

Robert Bosch GmbH Yönetim Kurulu ve Araştırma Geliştirme Bölümü Başkanı Dr. Volkmar Denner, Frankfurt’ta gerçekleştirilen 65. Uluslararası Motor Show’da (IAA) şirketin iş geliştirme çalışmaları hakkında konuştu. Bosch, Otomotiv Teknolojileri iş kolunun bu sene, yüzde 6 civarında vergi öncesi satış kazancı elde etmesinin beklendiğini söyleyen Denner, Bosch Grubu’nun genelinde ise, öngörüler doğrultusunda yüzde 2 ila 4 arası büyüme kaydedilmesi beklendiğini bildirdi.


Çin ve Kuzey Amerika’da büyüme; Avrupa’da kademeli iyileşme

Bosch’un tahminlerine göre, dünyadaki otomobil üretimi önümüzdeki dönemde yaklaşık yılda ortalama yüzde 3 oranında artış sağlayacak. Denner, “Kuzey Amerika ve Çin küresel otomotiv sektöründeki büyümede başı çekerken Avrupa’da ise kademeli bir iyileşme görülecek” dedi. Denner, bu iyileşmenin bir göstergesi olarak, Avrupa’daki binek otomobillerin ortalama yaşının yaklaşık 9 yıl ile rekor yüksekliğe ulaştığına işaret etti. Orta vadede bu oran, sürücülerin kullanılmış otomobillerini yeni taşıtlar ile değiştireceği anlamına geliyor. Denner, Kuzey Amerika’da mevcut kayıtlı taşıt filosunun yaşının ortalama 11 olduğunu, bölgede yeni otomobillere olan talebin yükselişte olmasının altında da bunun yattığını belirtti.
Bu sebepten ötürü, gelişmekte olan piyasalardaki faaliyetlerini yoğunlaştıran Bosch, 2011 ve 2013 yılları arasında Asya-Pasifik bölgesinde yaklaşık 2,8 milyar Avro tutarında yatırım gerçekleştirdi. Bu, Bosch stratejisinin de sektördeki trendler doğrultusunda ilerlediğini gösteriyor: 2005-2015 yılları arasında, Japon ve Alman otomotiv şirketleri yurtdışındaki üretimlerinin payını yarıdan üçte ikiye çıkarmış olacaklar. Denner, “Küreselleşmiş bir tedarikçi olarak, Bosch müşterilerinin uluslararası stratejisine uyum sağlıyor” dedi.
Bosch bugün halen 95 üretim ve 50 geliştirme lokasyonundan oluşan küresel ağı ile dünyanın dört bir yanında otomobil sektöründeki müşterilerinin yakınında yerini almış bulunuyor. Bu yılın sonuna kadar, şirketin dünyanın dört bir yanındaki araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde yer alan çalışanlarının sayısı 36 bine ulaşmış olacak. Ayrıca, Bosch Stuttgart yakınlarındaki Renningen’de yapacağı yeni araştırma merkezine de 300 milyon Euro civarında bir yatırım gerçekleştiriyor.

İçten yanmalı motordan tam elektrikli tahrik tertibatına

Bosch'un yoğun araştırma faaliyetleri, şirketin elektrikli tahrik ve güvenlik sistemleri alanındaki pazar ve inovasyon lideri konumunu sağlamlaştırmasında da belirleyici bir rol oynadı. Dizel ve benzinli motorlarda ise halen yakıt tasarrufu potansiyeli bulunuyor: gerçekleştirilecek yeni küçültme ve gelişmiş yanma verimliliği ile 2012 düzeylerine kıyasla yüzde 20 düzeyinde ek yakıt tasarrufu gerçekleştirilebilecek. Bu optimize teknoloji sayesinde, 2020 yılından itibaren Avrupa’da yürürlüğe girmesi beklenen katı CO2 salım standartları dahi karşılanabilecek. Araç sınıfına bağlı olarak, bu hedef farklı elektriğe geçiş düzeyleri ile gerçekleştirilebilecek. Burada, Bosch kapsamlı bir ürün portföyü sunuyor. Örneğin, boost geri kazanım sistemi, 48 voltluk jeneratörü ve kompakt lityum-iyon pili ile makul fiyatlı bir giriş düzeyi hibrit. Bosch portföyü, güçlü takılabilir hibritler ile tamamlanıyor. 2014 yılına kadar şirket, kompakt otomobiller için tam elektrik sisteminden elektrikli spor otomobile kadar e-mobilite ile ilişkili 30 seri üretime katkıda bulunmuş olacak.

“Bosch otomatik sürüş konusundaki güçlerini bir araya getiriyor”

Dünyanın dört bir yanında çevre koruma ve kaza önleme standartları gitgide sıkılaştırılıyor. Bu, güç aktarım organlarında elektrikli sistemlere geçilmesi, otomatik sürüş alanlarında da büyümeyi canlandıracak. Sürüş desteği alanında, pazardaki hacimlerin 2013 ile 2017 yılları arasında üçte bir oranında yükselmesi bekleniyor. Günümüzde, Bosch sürücü desteği ve güvenlik sistemleri ile 5 milyar Avro tutarında yıllık satış gerçekleştiriyor. Toplamda, bu alanlarda 5 bin Bosch mühendisi çalışıyor.

Sürücü destek sistemleri ve sensör teknolojisinin geliştirilmesine ek olarak, taşıtların ağa bağlanması ve birbirlerinden haberdar olmaları, otonom sürüş için tamamlayıcı bir rol oynuyor. Gelecekte, mobil iletişim ara yüzleri üzerinden yüksek miktarlarda veri taşınacak. Bunlar aynı zamanda buluta kaydedilip analiz edilerek diğer veri kaynaklarına bağlanacak. Tüm bunların sonucunda da, taşıtlar bulundukları ortamlara gitgide daha fazla bağlanırken taşıt sistemleri de tehlikeleri çok daha hızlı şekilde fark edip bunlara cevap verebilecek. Örneğin, yoldaki bir virajda başlayan trafik sıkışıklığını gören bir sürücünün frene basması halinde, taşıt tehlikeyi fark ederek yolda aynı noktaya doğru ilerleyen diğer sürücüleri uyaracak.

Taşıtların ağa bağlanması alanında, iş ortakları ile birlikte çalışmalar yürüten Bosch, tam otonom sürüşü mümkün kılacak teknolojileri daha da geliştirmeye yönelik çalışmalar doğrultusunda işbirliği yapıyor. Örneğin Bosch, Stanford Üniversitesi’ndeki disiplinler arası araştırma programı Otomotiv Araştırması Merkezi’nin (CARS) kurucu üyelerinden biri.

Her şeyin ötesinde, Bosch, 300 bini aşkın çalışana sahip küresel bir şirket olmanın sunduğu avantajlardan da yararlanıyor. Grubun kendi içindeki çeşitli bölümler, farklı iş alanlarında birbirleriyle işbirliği içindeler. Bu işbirliği, gerek otomobiller için yaya koruma sistemlerinde gerekse binalar için gözetim tabanlı güvenlik sistemlerinde uygulamaları bulunan insan algılama teknoloji gibi inovasyonlar konusunda gerekli. Bu kapsamda, birlikte çalışan birçok Bosch bölümü ortak bir yazılım platformu kullanıyor.  “Bosch, otomatik sürüşü hayata geçirmek için güçlü yanlarını bir araya getiriyor. Gayrı resmi kanallar üzerinden şirket içi ittifaklar geliştiriyoruz.”

Yazılım sistemlerinin geliştirilmesine odaklanan bir iştirak olan Bosch Software Innovations, nesnelerin ve hizmetlerin internetini gerçeğe dönüştürmeye yardımcı olan çözümler sunuyor. Bu ise, taşıtların ağa bağlanmasının önünü açıyor. Şirketin uygulamaları Bosch’un faaliyet gösterdiği tüm sektörlerde kullanılıyor. Yollardaki otomobiller de en az evlerdeki buzdolapları ve fabrika ortamlarındaki ambalajlama makineleri kadar nesnelerin ve hizmetlerin internetin parçası olacak.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir