Son yirmi yılda uluslararası karayolu taşımacılığının her alanda geliştiğine tanıklık ettik. Tüm araçlar, yollar, gümrük ve karayolu taşıma mevzuatı gelişti. Küreselleşme, uluslararası ekonomik entegrasyon, kara ulaşımı ve bilişim teknolojisi birlikte ilerledi.
Çekici, kamyon başta olmak üzere tüm ağır ticari araçlar; güvenlik, taşınan faydalı yük başına tüketilen yakıt miktarı, ortalama sürat gibi alanlarda büyük ilerlemeler kaydettiler.
Avrupa’da küreselleşmenin ve AB entegrasyonunun simgesi, bir anlamda kıtayı baştan başa aşan, sürekli gelişen karayolu taşımacılığı oldu. Gelecek karayolu taşımacılığının Avrupa’da eski hızını kaybetse de önemini ve ulaştığı seviyeyi koruyarak yoluna devam edeceği öngörülüyor. Bu alanda iyileştirme ve gelişmeler sürecek.
Önümüzdeki döneme ilişkin öngörülerden bir başkası da en hızlı gelişecek araçların hafif ticariler olacağı… Otomotiv şirketleri, üretim ve dağıtım yapan kesimler, kent planlamacıları, kent ve ulaşım yöneticileri, hatta sosyologlar ve ekonomistler; üretilen malların tüketim noktalarına ve tüketicisine ulaşımı ile ilgili var olan yapıyı nasıl geliştirecekleri üstüne modeller oluştururken, bu öngörüden hareket ediyorlar.
Oluşturulan modellere göre; birbiriyle entegre olmuş kara, deniz ve hava taşımacılığı araçlarının taşıdığı yükleri, kullanıcı veya tüketicisine hafif ticariler ulaştıracak.
Bu eğilim, Türkiye’de üretim ve kullanım miktarı yüksek adetlere ulaşan hafif ticari taşıt sektörünün daha da gelişeceği anlamına geliyor. Aynı zamanda yeni gelişme alanının yönünü de belirgin hale getiriyor.
Hafif ticarilerin ağırlık, sürat, katettikleri günlük yol miktarı gibi nedenlerle elektrikli araçların veya diğer alternatif yakıt sistemlerine sahip araçların gelişimine katkıda bulunacağı da öngörüler arasında.
Yeni dönemde ticaret, yaşam biçimimiz, tüketim ve üretim şekli yeni bir biçime girecek. Türkiye de beşeri ve coğrafi yapısı ile ekonomik bağlantıları sayesinde gelişmesini her anlamda sürdürecek gibi görünüyor.
Bu bağlamda 2012’de taşıma ve otomotiv sektörü için iyimser ön görülerin haklı çıkacağını söylemek yerinde olacaktır. Finansal kesimlerin ürkek ve fırsatçı iniş-çıkışlarına göre değil de, üretim ve ihtiyaçların gerçekliği üstüne model kuranlar, 2012’de de Türkiye’de kazanmaya devam edecekler….
