Temmuz 25, 2016

Demire can verildi: ZF'den yeni sürüş düzeni

ZF IAA Hannover fuarı öncesinde düzenlediği bir basın toplantısı ile fuarda sunacağı yeni ürün ve konsepti tanıttı.  Geçtiğimiz yıl benzer ürünleri üreten ticari araçlardan çok otomobil üreticilerine yönelik ürünleri ile tanınan ABD'li TRW şirketini satın alan ZF ürün ve hizmetleri ile birlikte Dünya otomotiv tedarikçileri arasında ilk üçe girdi. ZF basın toplantısında ZF TRW birleşmesi ile birlikte ortak çalışmalar hakkında bilgi verildi. ZF’nin TRW yi satın alması ve satın almanın finansmanı, iki şirketin idari, kültürel olarak başarılı olarak birleştirilmesi, var olan ürünler ile birlikte yeni ürünler geliştirilmesi için de büyük önem taşıyor.

TRW kökenli Peter Lake ZF TRW birleşmesinden sonra Pazar Entegrasyonundan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi olarak göreve başladı. 2016 küresel basın organizasyonunda ürünler ve gelecek ile ilgili sonumu gerçekleştirdi.

ZF ve TRW birleşmesi Otomotivde Alman teknolojisi ve Alman ekolü ile ABD teknolojisi ve ekollerinin birleşmesi anlamına geliyor. İki şirketin birleşmesi 3 milyar Euro ciro, dünyanın tüm kıtalarına tamamına yayılmış üretim, satış ve satış sonrası hizmetler ile geleceği yeniden kurgulamaları anlamına geliyor.
Konu ile ilgili olarak önümüzdeki aylarda gerçekleştirilecek fuarlar öncesinde yayınlanan basın bültenleri ve Ticari taşıt endüstrisine yönelik ZF çözümlerinin fuar öncesi anlatıldığı basın toplantısına tüm kıtalardan uzman yayınlar davet edildi. Aachen yakınlarında bulunan Aldenhoven otomotiv test pistinde yapılan basın toplantısında ZF tarafından geliştirilen ve önümüzdeki dönemde piyasaya sunalacak ürünler tanıtıldı. ZF yeni ürün ve geliştirdiği yeni çözümlerle önümüzdeki yıllarda bütün dünya yollarında oluşması beklenen ABD ve batı avrupa başta olmak üzere yeni bir trafik ulaşım ve sürüş düzeni için hazır olduğunu ortaya koydu. ZF'nin geliştirdiği sistemler ZF için önemli olduğu kadar ZF'nin çözümlerini ürettikleri araçlarda kullanan farklı otomotiv şirketleri içinde gelecekte varolma ve değişime uyma imkanı sağlıyor.
 

ZF'nin 2016 küresel basın toplantısına Türkiye'den de çeşitli ticari taşıt yayınları katıldı.
Aachen'de ZF Türkiye'yi ev sahibi olarak temsil eden Atila Hassas ZF'nin geliştirdiği yeni ürünler ve çözümlerin anlaşılması ve tanıtılmasında katılımcılara destek oldu.


ZF TRW ile birlikte bir yıl: Daha geniş uzmanlık yelpazesi, ekonomik başarı
 
• ZF, satın alma gerçekleştikten 13 ay sonra ZF TRW ile daha da güçlendi
• ZF Grubu 29,2 milyar Avro ciro hacmiyle yeni boyutlara doğru ilerliyor
• İlk kez ticari araçları da kapsayan müşterek konsept aracı
• “See – Think – Act”: ZF yenilikleri araçlara görme, düşünme ve uygulama olanakları tanıyor

 
Bundan bir yılı aşkın bir süre önce, 15 Mayıs 2015 tarihinde, TRW Automotive'in ZF Friedrichshafen AG tarafından satın alınması karara bağlandı. Büyüyen ZF Grubu, o tarihten sonra ilgi çekici yeni uzmanlıklar, pazar payı ve ekonomik güç kazandı. Bu bağlamda, entegrasyon planının sloganı (“The Power of 2”) yön belirleyici oldu:
Her iki şirketin uzmanlığı sadece birleşmekle kalmadı, birçok alanda katlanarak artış gösterdi.
Teknoloji şirketi, inovasyon gücünü çok sayıda konsept aracıyla da kanıtlıyor: Binek araçlar için Advanced Urban Vehicle ve ticari araçlar için ZF Innovation Truck 2016 ile odak noktasını güvenlik, verimlilik ve otonom sürüşe yönlendiren ilgi çekici yaklaşımlar sergiledi. ZF bu konseptlerle ayrıca sensör, elektronik ve aktüatör sistemlerinin birlikte çalışmasının sağladığı avantajları da ele aldı. “See – Think – Act” kavramlarıyla özetlenebilen bu olgu, böylece ZF grubunun yeni ve daha geniş uzmanlık yelpazesini vurguluyor.
Henüz 2016 yılı başlarında, TRW satın alındıktan sonra açıklanan ilk bilançodan ZF Grubunun yeni ufuklara doğru yelken açtığı anlaşılmaktaydı. 2015 yılı ciro hacmi 29,2 milyar Avro'ya ulaşmıştı. Bu artışta aktif ve pasif güvenlik teknolojisi bölümü olarak ZF TRW, 15 Mayıs 2015 tarihinde satın alındıktan bu yana gerçekleştirdiği ve ilk kez ZF grubu bilançosuna giren 8,9 milyar Avro ciroyla önemli bir paya sahip oldu. Grubun bölgesel ciro dağılımının daha güçlü pazar varlığı sayesinde daha dengeli olduğu görülmektedir: Kuzey Amerika'daki ciro payı %20'den %28'e çıkmış, aynı zamanda Avrupa payı %56'dan %47'ye düşmüştür. Asya-Pasifik bölgesinde ZF'nin ciro payı %22 olarak kaydedilmiştir (önceki yıl %20). Bunun dışında ZF, geçen yıl borcunu beklentilerin üzerinde 1,4 milyar Avro kadar azaltmıştır. Bu gelişme karşısında Standard & Poor’s, grubun kredibilitesini yükseltmiştir. Kredi değerlendirme kuruluşu, ZF grubu‘nu bundan böyle BB+ olarak derecelendirmiş ve borcunu azaltarak kendi finansal risk profilini ciddi ölçüde iyileştirdiğinden ileriye dönük istikrarlı görmüştür.
Entegrasyonun etkisi: Binek ve ticari araçlar için konseptler ZF, kapsamlı entegrasyonun ilk başarısını 2015 yılı Eylül ayında Frankfurt'ta gerçekleşen IAA fuarında Advanced Urban Vehicle ile tanıttı: Tamamen elektrik tahrikli olan Micro Car konsepti, şasi, güç aktarma ve sürücü asistan sistemlerinin akıllı ağlandırmasının hangi potansiyele sahip olduğunu gösterdi. Bu bağlamda ZF TRW, tüm bölümlerinin bugüne kadar olan uzmanlıklarını bütünleştirmiş oldu. Yine aynı şekilde, 2016 yılı Şubat ayında İsveç'te tanıtılan prototip ile ZF yönlendirilebilir arka aks sistemi AKC (Active Kinematics Control) ve ZF TRW ön aks Dual Pinion EPS (Electrically Powered Steering) elektrikli servo direksiyon kombinasyonunun ne gibi katma değer sağladığı sergilenmişitr.
 
Satın almadan bir yıl sonra bu uzmanlık uyumu, ZF Innovation Truck 2016 ile ticari araç pazarına dayansımıştır. ZF, bu konsept ile lojistik, taşımacılık ve trafik güvenliğinin geleceği için önemli rol oynayacak olan otonom manevra fonksiyonları, otoyollarda otonom sürüşler için Highway Driving Assist ile fren ve acil durum direksiyon asistanı fonksiyonlarını gerçekleştirmiştir. Bu inovatif fonksiyonlar için ZF mühendisleri, ZF TRW'nin sensör, elektronik ve direksiyon teknolojisi ile ZF ticari araç teknolojisi bölümünün güç aktarma ve şasi teknolojisini akıllı bir ağ içinde bir araya getirdi. Ticari araçların kullanımı böylece daha güvenli, daha verimli ve özellikle sürücü ve çalışanlar bakımından işletmesi daha konforlu ve kolay olacaktır.
Ayırt edici özellik “See – Think – Act” “TRW'nin satın alınmasıyla ZF, otonom sürüşün tüm önemli unsurlarını kapsayarak araçlara görme, düşünme ve uygulama özellikleri kazandırmaktadır” sözleriyle ZF Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Stefan Sommer, teknoloji şirketinin ayırt edici özelliğini tanımlamaktadır. ZF günümüzde dahi sensör sistemleri, akıllı kontrol sistemleri ve mekatronik aktüatörler sunmaktadır. Son olarak anılan husus ise çok önemlidir, çünkü tehlikeyi algılamak ve önlenmesi konusunda fikir üretmek, akabinde somut eyleme dönüşmediğinde pek bir şey ifade
etmemektedir. ZF, ürün portföyündeki mekatronik fren ve direksiyon sistemleri ile aktif şasi elemanları bunu başarmaktadır. Otomatize sürüşün yakın geleceği için sürücünün dikkati de denetlenmelidir. ZF, sürücüyü izlemenin bu önemli kısmını da başararak, tam kapsamlı insan-makine arayüzü için inovatif yaklaşımlarla uzmanların beğenisini kazanabilmiştir. Bu nedenle ZF, binek araçlardan ticari araçlara,tarım ve inşaat makinelerine kadar tüm araç sınıflarında otonom sürüş alanında pazara daha yoğun nüfuz etmesi için çok iyi bir başlangıç pozisyonundadır.
 

Yoğun trafik artık tehlike teşkil etmiyor: ZF, kamyonlar için geliştirdiği yeni elektronik emniyet asistanını tanıtıyor
 
• Sistem arkadan çarpmaları önlüyor: Proje ortağı WABCO ile birlikte geliştirilen Evasive Maneuver Assist (EMA), TIR'ları otomatik olarak ve sürüş güvenliğini etkilemeden tehlike noktalarından geçirir
• Şerit takip güvenliğini arttırır ve mesafeyi korur: ZF tarafındangeliştirilen Highway Driving Assist (HDA) ticari araçların şeritte kalmasını aktif olarak sağlar ve öndeki araca uygun emniyet mesafesini korur
• Elektronik güvenlik ağı daha da güçleniyor: Gelişmiş yardımcı fonksiyonlar; sensör sistemi, yazılım ve akıllı mekaniğin bir araya gelmesiyle sağlanıyor

 
Örneğin bir TIR sürücüsü duran trafiği fark etmediğinde acil fren asistanı AEBS (Advanced Emergency Braking System) olmasına rağmen durma mesafesi yeterli olmadığında, ani direksiyon manevralarının daha kötü sonuçlara yol açma tehlikesini TIR kendi başına nasıl önleyebilir? Peki bir kamyon, sürücüsünü neden sadece şeritten çıktığında uyarıyor da, şerit takibinde onu etkin şekilde desteklemiyor? ZF, bu soruları ve kazasız sürüş vizyonunu (“Vision Zero”) göz önünde bulundurarak, güncel yardımcı sistemlerini pratiğe yönelik daha da geliştirdi. Highway Driving Assist (HDA) ve WABCO ile birlikte geliştirilen Evasive Maneuver Assist (EMA) sistemlerinin sonuçları ilk kez ZF Innovation Truck 2016 prototipinde tanıtılmıştı. Modern kamyonların güvenlik seviyesi, çok sayıda yardımcı sistemler sayesinde günümüzde de yüksektir: AB genelinde örneğin trafiğe yeni çıkan kamyonlar için elektronik denge kontrolü (Electronic Stability Control – ESC), otomatik acil fren sistemleri (Advanced Emergency Braking Systems – AEBS) ve şerit takip asistanı (Lane Departure Warning Systems – LDW) zorunludur. Sistem ve fonksiyonların bir ağ içinde daha yoğun şekilde birleştirilmesi ve otomatikleştirilmesinin yanı sıra, binek araç teknolojilerinin ticari araçlara da uygulanmasının çok daha büyük emniyet potansiyeli sağlayacağı ve trafiğe çıkanların daha iyi korunması için en kısa zamanda ve etkin şekilde hayata geçirilmesinin önemi ZF için açık ve nettir. Teknoloji şirketi bu nedenle, ZF Innovation Truck 2016'da aktif yardımcı sistemlerin bir sonraki aşaması için start vermiştir: Gerek Evasive Maneuver Assist (EMA), gerekse Highway Driving Assist (HDA) gelişmiş sensör sistemlerini “göz”, yüksek performanslı kontrol ünitelerini beyin olarak kullanmakta ve elektriklendirilmiş mekaniğin hareket özelliğinden faydalanmaktadır. Bu asistanlar böylece arkadan fazla yanaşma gibi mesafe hatalarını ve yoldan çıkmaları önlemektedir.
 

Çarpma yerine kurtarma
Kamyon sürücüleri genel anlamda trafik engellerini ve trafik sıkışıklığını hiç ya da geç fark ettiklerinde, benzersiz EMA sistemi ZF tarafından geliştirilen elektrohidrolik ReAX servo direksiyon da dahil olmak üzere kontrolü ele alır. Bu yardımcı fonksiyon, AEBS veya sürücü tarafından yapılan ani frenlemenin engel önünde durmak için yetersiz olduğu durumları algılar. Yollar kaygan olduğundan veya viraj ya da tepelerin arkasında aniden beliren engellernedeniyle frenlemenin arkana çarpmayı engelleyemediği durumlarda, sürücünün direksiyonu saga veya sola çevirmesiyle etkinleşen EMA sistemi, kamyonu treylerle birlikte ve hatta azami hızdayken dahi, boş olan şeride veya emniyet şeridine kendiliğinden ve güvenli şekilde yönlendirir. “Yenilikçi fonksiyonumuz otomatik kurtarma, frenleme ve dengeleme işlemlerini eşzamanlı olarak her hızda, TIR'ın her yük halinde ve her türlü treylerle gerçekleştirmektedir. Bu fonksiyon arkadan çarpmalı kazaların önlenmesine katkı sağlamaktadır” diyor Mitja Schulz, ZF TRW Senior Vice President & Ticari Araçlar Direksiyon Sistemleri Başkanı. “Üst hedefimiz olan Vision Zero'ya böylecebüyük bir adım daha yaklaşmış bulunmaktayız.” Ani manuel kurtarma manevralarında sürücünün manevra sırasında direksiyonu yetersiz derecede kırması ve böylece kritik bir çarpışmaya sebebiyet vermesi veya direksiyonu çok ani ve şiddetle kırması durumunda kamyonun savrulmasına, devrilmesine veya yan şeride geçerek başkalarını tehlikeye düşürmesine sebebiyet verme riski bulunmaktadır. EMA tüm bu senaryoları güvenilir şekilde önleyebilmektedir.
 
EMA sistemi, ZF'nin ReAX elektrohidrolik servo direksiyonu ve WABCO'nun elektronik fren asistanı (EBS), acil fren asistanı, elektronik denge kontrolü (ESC) ve sürüş dinamizmini etkileyen ayar sistemleri gibi ZF ve WABCO'nun ileri teknolojilerinin bir kombinasyonudur. Kendi ADAS kumanda cihazında realize edilen EMA sisteminin ne zaman etkinleştirileceği, WABCO tarafından sunulan otomatik OnGuardACTIVE acil freninin ayar mantığına bağlıdır. Bu sistem ilk kademede sürücüyü akustik ve ekran üzerinden görsel olarak uyarır; ikinci kademede titreşim sinyalleri eşliğinde 3,5 m/s²'ye kadar yavaşlama sağlanır. Üçüncü kademe ise, denge sınırları içerisinde araç durana kadar acil fren anlamına gelir. Direksiyonun aniden “kırılması” direksiyon sistemi tarafından birinci kademeden itibaren, yani sürücü uyarıldıktan sonra, EMA sistemini çalıştırmak için komut olarak algılanır (tetikleme). Otomatik yönlendirme sırasında fonksiyon yazılımı, optimal kurtarma yörüngesini sürekli yeniden hesaplar ve direksiyon açısını buna uygun ayarlar.
 
EMA sisteminin devrilmeye karşı entegre koruyucu fonksiyonu böylesi ekstrem sürüş durumları için uyarlanmıştır. Bu özellik, ZF Innovation Truck 2016'da ESC sisteminin ve yanal ivme sensör sisteminin bağdaştırılmasıyla uygulanmıştır. EMA sistemini devre dışı bırakmak her zaman için mümkündür: Bunun için sürücünün otonom kurtarma manevrası sırasında kısaca direksiyonu oynatması, fren yapması veya gaz pedalına basması yeterlidir. “Evasive Maneuver Assist, WABCO ve ZF'nin ticari araçlar için yenilikçi güvenlik teknolojisi geliştirmede lider olduklarını çok net bir şekilde sergilemektedir” diyor, WABCO Teknik Konular Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Christian Wiehen. “EMA sistemi, aracın enlemesine ve boylamasına kontrolünü birbirine bağlayan bir güvenlik fonksiyonu olduğundan, otomatikleştirilmiş sürüş yolunda yarı otomatik bir system olarak değerlendirilebilir.” Ray üzerinde gider gibi Şerit takibi söz konusu olduğunda, ZF Innovation Truck'ın Highway Driving Assist Sistemi dikkatsizlik, yoldan çıkma veya saniyelik uyku gibi ciddi risklere karşı etkin şekilde korur: Sistem sürücüyü şeritten çıktığında sadece uyarmakla kalmaz, aynı zamanda TIR'ı otomatik ve aktif şekilde şeritte tutar. Sistem ayrıca, her hız temposunda önde giden araç arasındaki mesafeyi otomatik olarak korur ve gerektiğinde durma ve tekrar kalkma işlemlerini degerçekleştirir. “Bu fonksiyon aslında, IAA 2015 fuarında duyurduğumuz gibi, binek araçlar için elektronik asistan olarak öngörülmüştü. Daha fazla güvenlik ve sürücünün işini hafifletmek adına sistemi şimdi ağır kamyonlara uyguladık” dedi Schulz.
 
Bu sistemde ZF sensörlerinin akıllı şekilde birleştirilerek, yol işaretlerini hassas olarak algılayan ön cam kamerası S-CAM ile mesafe algılamada kullanılan AC1000 radar sensörü kullanılmıştır. Sonuçta düşük hızlarda geniş bir görüş alanı sağlayan, yüksek hızlarda ise uzun menzili algılayabilen bir sistem oluşturulmuştur. Ağ içinde birleştirilen diğer özellikler de sistemi bütünlemektedir: Bunlar, frenlerin yanı sıra TraXon Hybrid otomatik şanzıman sistemini ve ileriyi gören vites değiştirme stratejisi PreVision GPS ile ZF'nin ReAX direksiyonunu kapsamaktadır. HDA ayrıca, ZF tarafından özel olarak geliştirilen ve çok özel bir detaya sahip olan kontrol elektroniğine sahiptir: “Yolun bir tarafında yol işaretleri olmadığında sistem onları virtüel ortamda güvenilir şekilde hesaplar” diye ekliyor Schulz. “Yaklaşık iki yıl içinde HDA fonksiyonunun seri üretimine başlayabileceğiz. Dolayısıyla, bu ek güvenlikten trafiğe çıkan herkes en kısa zamanda faydalanabilecektir.
O zamana kadar kamyonların konvoy halinde iletişimli seyir gerçekleştirebilmesi için tüm şartların yerine getirilmesi esastır.”

Elektrifikasyon ve Sürücü Asistan Sistemleri: ZF İnovasyon Traktörü Geleceğin Off-Highway Uygulamaları için Yön Belirliyor
 
• Otomatik manevra ve aksam bağlantıları, iş akışlarını daha hızlı ve daha güvenli hale getiriyor
• Tekerlekten elektrikli tahrik sayesinde yüksek verimlilik ve mükemmel çekiş sistemi
• ZF, akıllı sistem çözümlerini Off-Highway uygulamalara da entegre ediyor
• Teknoloji şirketinin önemli özelliği “See – Think – Act (Gör-Düşün-Uygula)”

 
ZF Friedrichshafen AG, Innovation Tractor konseptiyle, binek araç ve ticari araç bölümlerinde kullanılan akıllı sistemlerin Off-Highway uygulamalara adapte edilmesiyle verimlilik, konfor ve güvenliğin nasıl arttığını göstermektedir. İnovasyon Traktörü, çevresini denetleyen kameralarla donatılmıştır. Bu optik veriler, aracı yarı otonom veya mobil cihazlarla sürücü kabini dışında manevra etmek ve böylece ek donanım aletlerinin bağlanmasını kolaylaştırmak amacıyla kullanılan sürücü destek sistemlerinin temelini oluşturmaktadır. İnsan algılama özelliğine sahip kameralar zirai işletmelerde bu önemli iş akışlarını daha güvenli hale getirmektedir. ZF, tüm araç sınıflarında otonom sürücü asistan sistemlerini sunabilen nadir şirketlerdendir. Bunun sebebi ise sensör sistemlerini, akıllı elektroniği ve mekatronik sistemleri bir ağ içinde birleştirmek ve araçların görmesini, düşünmesini ve harekete geçmesini sağlamaktır. İnşaat, ziraat ve diğer Off-Highway pazarlarındaki müşteriler böylece tamamen yeni otomasyon konseptleri geliştirebilecekler. İnovasyon Traktörü, güç aktarma organının elektrifikasyonu için güçlü ZF TERRA+ jeneratör modülüyle dışında özel olarak geliştirilen çekiş sistemi ile her bir tekerlekten elektrikle tahrik edilen römork ve ek donanıma sahip üniteler arazide en iyi şekilde ilerleme sağlamaktadır.
ZF'nin yön belirleyici komponent ve asistan fonksiyonlarıyla donatmış olduğu, piyasada yaygın kullanılan bir traktör, İnovasyon Traktör’ünün temelini oluşturmaktadır. ZF Friedrichshafen AG Araştırma ve Geliştirme Direktörü Dr. Harald Naunheimer, “Sistem uzmanlığımız sayesinde yerleşik tüm sistemleri bir ağ içinde kombine edebiliyoruz. Bu şekilde araçların görmesini, düşünmesini ve harekete geçmesini sağlıyoruz” diye belirtiyor.
 
Göz ve beyin
Sürücü kabini üzerinde ve motor kapağında yer alan altı adet kamera, konsept aracının “duyularını” oluşturmaktadır. Toplanan veriler bilgisayar kontrolünde değerlendirilir. Bilgisayar, kamera resimlerinden traktörün üç boyutlu çevresini oluşturur ve sonuç olarak her tarafı kapsayan bir resim sunar. Sürücü bu resme tablet bilgisayarda, örneğin kuş bakışı olarak, çeşitli açılardan bakabilir. Sürücü traktörün hareket akışını da görselleştirebilir.
Traktörün arkasında bulunan ve kumanda ünitelerine sahip digger kameralar, ekipman değişimi sırasında otomatik devreye alma ve yaya algılama işlemlerinde kullanılmaktadır. ZF müşterilerine Off-Highway alanında şimdiye kadar görülmeyen kapsamda güvenlik ve konfor sunabilmektedir. Örneğin dar işletme sahalarında kaza tehlikesi bu sistemlerle büyük oranda azalmaktadır.
 
Şasi ve güç aktarma organında mekatronik sistemler ZF mühendisleri tarafından ağa entegre edilen elektrikli direksiyon sistemi, otomatik sürüş fonksiyonları için gereklidir. Güç aktarma
grubunda ZF TERRAMATIC şanzıman, ZF TERRA+ jeneratör modülüyle birlikte entegre edilmiştir. Bu sistem jenerasyonu 60kW elektrik gücü sağlar ve elektrikli sistemler için güç kaynağı olarak
kullanılabilir. Bu uygulamada elektrik gücünün tamamı römorkların kullanımına sunulmaktadır. Çünkü orada bir başka önemli yenilik olan, tarım ve iş makineleri için özel olarak geliştirilen, tekerleğe entegre 3- fazlı asenkron motora sahip, elektrik tahrik sistemi mevcuttur. İlave elektrik gücü Traktördeki 4X4 çekiş ile römorkuntekerlekten tahrik sisteminin elektrikli desteği kombine edildiğinde en verimli Çekiş Sistemi gerçekleşmektedir. Böylece bu ikili, römorklu sıradan araçların üstesinden gelemeyeceği parkurları aşabilmektedir. Islak veya gevşek zemin nedeniyle aşılması zor olan yollar bu ikili için artık sorun teşkil etmemektedir. Test traktörü %30'a varan tırmanışlarda dahi römorktan yapılan elektrik desteği sayesinde ilerleme sağlayabilmektedir. Bu ZF konsepti sayesinde „Downsizing“ (motor küçültülmesi) de mümkün olmaktadır: Römork‘a ek güç sunulduğundan, traktörün boyutu ve traktör motoru daha küçük olabilmektedir. Bu durum, zaman zaman tam yüklü römork çektikleri için traktörde yüksek gücü tercih edenler için idealdir. İkili böylece daha küçük traktörle dahi daha fazla yükü taşıyabilmektedir.
 
Römork aksı, iki adet yüksek güçte ve sıvı soğutmalı 3-fazlı asenkron elektrik motora ardışık bağlı aktarma kademesiyle, tahrik edilmektedir.
Motorlar fazla yer kaplamayacak şekilde tekerlek tasarımına entegre edilmiştir.
Sistem opsiyon olarak tekerlek freniyle donatılabilmektedir.
Nominal gerilim 400 Volt'tur. Talebe uygun tahrik konseptiyle kuvvet daha itinalı şekilde alana aktarılabilmektedir. Geleceğin treylerlerini bağımsız hareket ettirmek dahi mümkün olabilmektedir.
Otomatik seyir fonksiyonları iş akışlarını optimize ediyor SafeRange fonksiyonuyla traktör ve römorktan oluşan ikili, görüş mesafesinde, araç dışında uzaktan kumanda edilmektedir. Önemli seyir ve direksiyon komutlarının tamamı tablet bilgisayar üzerinden verilebilmektedir. Bilgisayar ekranında Inovasyon Traktörü, römork ile birlikte kuş bakışı şeklinde görülmektedir. Araç ekran üzerinden sezgisel olarak hareket ettirilebilmektedir. Traktör veya römork ekranda parmakla sağa veya sola çekildiğinde, “gerçek” araç o yönlere hareket etmektedir. Zorlu olan geri gidişlerde, sürücünün sadece römorkun gideceği yönü belirlemesi yeterlidir. Bunun için gerekli direksiyon hareketleri sistem tarafından hesaplanır ve uygulanır. Tablette Traktör veya römork görüntüsü üzerinde parmağı hareket ettirerek seyir hızı belirlenir. Parmak ne kadar dışta olursa, ikili o kadar hızlı gider.Azami hız, ileri yönde saatte 4 km, geri yönde ise saatte 2 km'dir. Parmak ekrandan kaldırıldığında araç otomatik olarak durur. Tablet bilgisayar ile İnovasyon Traktör arasındaki kablosuz bağlantı koptuğunda, araç kendiliğinden durur. SafeRange, traktörün römorksuz manevra edilmesi için de kullanılabilir. Bu fonksiyon serbest manevra sırasında konforlu olsa dahi, ilave ekipman bağlanırken tablet bilgisayar üzerinden manevra zahmetli gerçekleşebilir. Bu nedenle ZF mühendisleri bu işlemleri Hitch Detection (otomatik bağlantı) fonksiyonuyla otomatikleştirmişlerdir. Sistem, kamera sayesinde bağlanacak zirai ekipmanının tam pozisyonunu ve açısını traktöre göre algılar ve bağlantı işlemi için otomatik olarak yanaşır. Sistem bu amaçla römork veya bağlanacak ekipman üzerinde bulunan özel hedeftablalarıyla (targets) çalışır ve yönlendirilen tekerleklerin açıları buna göre düzeltilir. Bağlantı için optimal pozisyona ulaşılana kadar İnovasyon Traktör otomatik olarak hareket eder; bağlama işlemi ise manuel şekilde gerçekleşir. İnovasyon Traktör, gerek ekipman bağlama işlemi gerekse tablet bilgisayar üzerinden manevra sırasında mümkün olduğunca güvenli hareket etmesi için Pedestrian Detection (yaya algılama) fonksiyonuna sahiptir. Araç ile treyler arasında bir insan olduğunda kameralar bunu algılar ve tespit edilen bilgi ve kişinin konumu tablet bilgisayar üzerinde gösterilir. Araç sürücüsü reaksiyon göstermezse, sistem aracı durdurur. Yarım kalan bağlama işlemi, araç ile treyler arasında kimse bulunmadığı takdirde yeniden başlatılabilir. “İnovasyon Traktör ile ZF'nin inovasyon konseptine uygun olarak, zirai uygulamalarda faydalı ve gelecek için yön belirleyici olabilecek tüm yeni fonksiyonları test aracına entegre ettik” diye belirten Harald Naunheimer, “Günümüzde nelerin mümkün ve teknik açıdan uygulanabilir olduğunu göstermek ağırlıklı amaçtı” diyerek sözlerini sürdürdü.



Ticari Araçlar için E-Tahrik Sistemleri: ZF kamyon,
otobüs ve kamyonetleri elektrikli motorlarla donatıyor
 

• ZF, E-Mobility gamını, yeni elektrikle çalışan merkezi tahrik sistemi ile AVE 130 elektrikli portal aksını, özellikle belediye otobüsleri ve dağıtım kamyonlarında tamamlıyor
• TraXon Hybrid, ağır kamyonların manevrasını elektrik gücüyle sağlıyor
• Hafif ticari araçlar için tam elektrikli aks tahrik sistemi
• Filo sahipleri ve mega kentlerde kullanım için yüksek pazar potansiyeline sahip ticari araç elektrifikasyonu

ZF Friedrichshafen AG, geniş bir ürün ve hizmet portföyüyle ticari araçların elektrifikasyonunu ileriye taşımaktadır. İçten yanmalı motorların uzun vadede vazgeçilmez olduğu durumlarda, sınırlı menzile sahip elektrik tahrikli şehir içi ve şehirler arası trafikte, hibrit uygulamalarında, uygulanabilir. Geliştirilen yeni ürün, sadece elektrikle çalışan merkezi tahrik ünitesi çeşitli otobüs sistemlerinde ve dağıtım kamyonlarında şehir içi trafikte kullanılabilmekte ve mevcut AVE 130 elektrikli portal aksını tamamlamaktadır. ZF, elektrikli binek araç aks tahriğini hafif ticari araçlara adapte etmiştir. Bunun haricinde, örneğin ağır kamyonlar için TraXon Hybrid gibi hibrit çözümleri de portföyünde bulundurmaktadır. Teknoloji şirketi elektronik ve sistem entegrasyonu alanlarında, ayrıca bu uygulamalar için son derece önemli olan enerji yönetimindeki uzmanlığıyla öne çıkmaktadır.
Yüksek torklu, güçlü dizel motorlar çoğu ticari araç uygulamaları için kaçınılmazdır. Buna rağmen, ticari araçların elektrifikasyonu ve bazı pazarlar için hibrit veya tam elektrikli tahrik sistemleri büyük bir potansiyele sahiptir. “Günlük fazla yol yapmayan çok sayıda ticari araç bugün dahi sadece elektrik gücüyle işletilebilir” diyor, ZF Ticari Araçlar Bölümü Başkanı, Fredrik Staedtler. Katı egzoz gazı kurallarının geçerli olduğu Avrupa ve Asya'nın çoğu mega kentlerinde bu gelişme günümüzde artık kaçınılmazdır. Filo araçları ayrıca “Return-to-base” olarak adlandırılan sistemdeişletilmektedir: Dağıtım kamyonları ve otobüsler mesai sonunda işletme sahasına veya garajlara geri döndüklerinde orada sorunsuz şarj edilmeleri mümkün olmaktadır.
Şehir içinde sadece elektrik gücüyle: Otobüs ve dağıtım kamyonları için yeni merkezi tahrik ünitesi AVE 130 ile mevcut olan ürün portföyünü genişletmek için ZF tarafından geliştirilen yeni ve tam elektrikli merkezi tahrik ünitesi, özellikle belediye otobüslerinde vedağıtım kamyonlarında emisyonsuz hizmet verecektir. Merkezi tahrik ünitesi, ZF'nin otobüs portföyünü gerek daha küçük otobüsler, gerekse yüksek tabanlı uygulamalarda genişletecektir; oysa bilinen AVE 130alçak tabanlı uygulamalarda kullanılmaktadır. Müşteriye birbirine tam uyumlu genel bir system sunabilmek için bu iki konsept, ileride ZF marka tork kontrol ünitesi ve ZF onaylı invertör ile birlikte sunulacaktır.

Kamyon ve otobüsler için hibrit çözümler
ZF, ağır ticari araçlarda hibrit çözüm için yeni bir ürün daha geliştirdi: 
TraXon Hybrid ürününde içten yanmalı motor ile şanzıman arasına elektrikli motor yerleştirilmiştir. Bu şekilde gerçekleştirilen paralel hibrit sistemle ağır kamyonların tüm hibrit fonksiyonları gerçekleştirilebilmektedir: fren enerjisinin geri kazanılması (reküperasyon), tam elektrikli manevra, start-stop fonksiyonu ve araç motor gücünün desteklenmesi (boost) gibi. Çoğu uygulamalar için cazip olan bir diğer husus ise, hibrid modülün jeneratör modunda, örneğin soğutmalı nakliyelerde diğer ekipmanların elektrik beslemesini de üstlenebilir olmasıdır. TraXon Hybrid ZF tarafından Innovation Truck 2016'da kullanıldı; bu araç işletme sahasında geleceğin iş akışlarını şimdiden bağımsız gerçekleştirebilmekte ve sadece elektrik gücüyle manevra yapmaktadır. TraXon Hybrid, kamyon uygulamalarının yanı sıra hibrit teknolojisinin aynı avantajları sağlayabildiği şehirler arası otobüsleri de hedef almaktadır.
Yeni merkezi tahrik ünitesi ve AVE 130 elektrikli portal aks ile otobüs üreticileri hibrit sistemler gerçekleştirebilecekler. Seri hibrit tahrik sistemlerinde içten yanmalı motor artık doğrudan tahrik kaynağı olarak değil, sadece jeneratör olarak hizmet verdiğinden bu sistemler şehir içi trafiği için son derece uygundur.
Hafif ticari araçlar: Binek araç çözümleriyle sinerji etkisi ZF, hafif ticari araçlar için binek araç sınıfından merkezi aks tahrik sistemini adapte etmiştir. Tam entegre sistemin binek araç versiyonu 2018 yılında Avrupalı bir otomobil üreticisinde seri olarak kullanılacaktır. İki kademeli tek vitesli şanzıman, difransiyel ve güç elektroniğinden oluşan elektrikli motor, tam entegre ve kompakt yapılı bir ünitedir. 150 kW güce sahip sistem böylece hafif ticari araçlarda da kullanılabilmektedir. “Binek araç ile ticari araçlar arasında sinerjileri yaratmak ZF'nin daima güçlü olduğu bir alan olmuştur. Aynı şey elektrifikasyon stratejimiz için de geçerlidir” diye belirtti Staedtler.
ZF'nin yazılım uzmanlığı Şirketin bir diğer özelliği de, sistemlerin akıllı ve verimli çalışmalarını sağlayan elektronik konusundaki uzmanlığıdır. Yazılım, araçtaki enerji yönetimi, dolayısıyla verimlilik ve menzil için büyük bir önem taşımaktadır. Çeşitli sürüş modları arasında konforlu geçişler ve güvenlik kriterlerine uyulması da çoğunlukla yazılım düzenlemeleriyle sağlanmaktadır. ZF'nin uzmanlığı, ticari araç sınıfındaki müşteriler için sistem bütünleştirici olarak da son derece değerlidir; örneğin reküperasyonun fren yönetimine verimli şekilde entegrasyonu söz konusu olduğunda – yani elektrikli motor jeneratör modunda elektrik ürettiğinde ve aynı zamanda aracı servis freni devreye girmeden kolaylıkla frenlediğinde.

Şehir içi Yolcu ve Yük Taşımacılığında E-Mobilite
 
• Belediye otobüsleri ve dağıtım kamyonlarının tam elektrikle işletilmesi için iki tahrik konsepti
• Elektrikli portal ask AVE 130: Daha yüksek güç sayesinde tam yüklü körüklü otobüsler tek akstan tahrik edilebilmektedir
• Otobüs ve küçük kamyonlar gibi yüksek tabanlı uygulamalar için merkezi tahrik sistemi
 

Sadece elektrik gücüyle çalışan araçlar şehir içinde emisyonları azaltabilir ve böylece şehir halkının yaşam kalitesini arttırabilir. Ancak bunun için ticari araçlarda da şehir içi uygulamaların farklı gereksinimlerini karşılayabilecek çok yönlü konseptler gereklidir. Somut olarak burada otobüsler ve dağıtım kamyonları söz konusudur. ZF, bu iki araç türü için geliştirme aşaması tamamlanmış, birbirini bütünleyen iki konsepti portföyüne katmıştır. Şirket bu konseptlerle E-mobilite çözümleriyle uluslararası pazarlara daha fazla nüfuz etmeyi amaçlamaktadır: Elektrikli portal aks AVE 130, körüklü otobüsler de dahil olmak üzere, alçak tabanlı belediye otobüsleri için ideal bir çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır. Yüksek taban uygulamaları için yeni geliştirilen merkezi tahrik sistemi, özellikle küçük otobüs ve dağıtım kamyonları için uygundur. Merkezi tahriğin lansmanı IAA 2016 fuarında yapılacak, seri üretime ise 2018 yılında başlanacaktır.
Birkaç yıldır ZF ürün portföyünde yerini alan elektrikli portal aks AVE 130 artık daha güçlü. 350 Volt AC yerine 400 Volt AC güce sahip olan ürünün yeni versiyonu ZF tarafından satışa sunuluyor. Böylece, örneğin tam yüklü körüklü bir otobüsü (yaklaşık 28 ton) sadece elektrik gücüyle tek akstan tahrik etmek mümkün olmaktadır. Tasarım açısından da AVE 130 otobüs üreticilerine çok yönlü olanaklar sunmaktadır. Gerekli montaj alanı prensip olarak konvansiyonel portal akslardan farklı değildir. Bu daE-mobilite çözümleri için farklı şasi geliştirmeleri gerektirmediğinden, otobüs üreticileri için büyük ölçüde maliyet tasarrufu anlamına gelmektedir. AVE 130, gerek solo gerekse körüklü otobüslerde yeni araç konseptleri gerçekleştirme olanakları da sunmaktadır. Örneğin körüklü otobüsün tahriği “Puller” konseptine gore gerçekleştirilebilmektedir. Bu konseptte tahrik aksı, arkadan “itmek” yerine aracı ikinci akstan „çeker“. Şehir içinde otobüs ve dağıtım kamyonları için tam elektrikli yeni merkezi tahrik ünitesi ZF, özellikle basamaklı küçük otobüs ve dağıtım kamyon uygulamaları için merkezi tahrik sistemiyle elektrikli tahrik portföyünü genişletmektedir. Bu bağlamda merkezi tahrik sistemi direkt tahrikli aks veya portal aks ile kombine edilebilmektedir. Tam elektrikli yeni merkezi tahrik ünitesi, aracı son derece konforlu şekilde ve tork kesintisi olmadan sıfırdan azami hıza kadar hızlandırmaktadır; kullanılan aks tahvil oranı gibi seçilen kriterlere göre en fazla saatte 100 km olabilen azami hız, ilgili uygulama için optimize edilmiştir.
Olağanüstü yolcu konforu, kesintisiz çekiş ve son derece düşük ses emisyonunun dışında, güç aktarma organının konvansiyonel motorlu çözümlere göre çok daha titreşimsiz olmasından kaynaklanmaktadır. Bunun için gerekli güç, müşterinin isteğine uygun olarak su soğutmalı asenkron veya senkron motor tarafından sağlanır. Motor, 200 kW çıkış gücüyle araçta 4.200 Nm maksimum tork sağlar. Belediye otobüsleri böylece yokuşlu ve zorlu kentsel topografyalarda dahi sorunsuz ilerleyebilmektedir. Merkezi tahrik ünitesi, hızlı dönen elektrikli motor ve ona bağlı redüksiyon dişlisiyle ünite çıkışında 2.500 devir/dakika değerine ulaşan bir konsept oluşturmaktadır. Merkezi tahrik ünitesi gerek alçak tabanlı, gerek yüksek tabanlı araç akslarında yaygın olan tüm aks tahvil oranlarıyla kombine edilebilmekte ve ayrıca şehir içi dağıtım kamyonlarında da kullanılabilmektedir. ZF tarafından seri aşamasına kadar geliştirilen ve üretimine 2018 yılında başlanması beklenen yeni ürün, başta Asya veAvrupa'da küresel önem taşıyan ticari araç pazarlarına hitap edecektir. Merkezi tahrik ünitesi modüler yapıya sahiptir ve böylece küçük uyarlamalarla geleceğin uygulamaları için geliştirilmesi mümkündür.
 
Optimum performans sistemi
Merkezi tahrik ünitesi ve AVE 130'dan oluşan bu iki konsept ileride ZF tarafından komple sistem olarak sunulacaktır. Müşteriye birbirine optimal uyumlu bu komple sistemi sunabilmek için, elektrikli tahrik ünitesine ZF marka tork kontrol ünitesi ve üçüncü bir firmanın ZF onaylı invertörü eklenmiştir.

ZF-PowerLine: Otomatik şanzıman, ticari araç sınıfında verimlilik ve konfor kriterlerini yeniden tanımlıyor
 
• Yeni, 8 vitesli otomatik şanzıman, orta büyüklükte kamyonlar, kamyonetler ve otobüsler için standartları belirliyor
• ZF-PowerLine çift haneli oranlarda yakıt tasarrufu sağlıyor.
• Yeni ürün, şanzımanın kendi ağırlığı ile araç yükü ve tork değeri arasındaki en iyi uyumu sağlıyor
• Sektörün en ünlü otomatik otomobil şanzımanının vites değiştirme konforu, ekonomik bir şekilde ticari araçlara uyarlandı.

 
PowerLine adı altında, orta büyüklükte kamyonlar, kamyonetler ve otobüsler için otomatik şanzıman sınıfında küçük bir devrim başlıyor:
Yeni otomatik şanzıman, sekiz vitesi ve binek araç sistemlerinden alınan konstrüksiyon prensibiyle, ticari araçlarda bugüne kadar kullanılan tüm sistemleri neredeyse her alanda açık ara geride bırakıyor: ZF, yakıt tasarruf potansiyelini, vites değiştirme konforunu, güç-ağırlık oranını ve özellikle geleceğin teknolojisine uyumluluğunu çok daha yüksek seviyelere çıkartıyor.
Ticari araçlarda manuel şanzımanlardan otomatikleştirilmiş veya tam otomatik şanzıman sistemlerine yönelme trendi hız kesmeden devam ediyor.: “Pazar araştırmalarımıza göre 2025 yılına kadar manuel şanzımanlar, yeni ZF-PowerLine'ın hedef aldığı araç sınıfında neredeyse hiç kalmayacak” diye belirten, ZF Ticari Araç Teknolojisi Birim Başkanı Winfried Gründler. “NAFTA devletlerinde manuel şanzımanlar sadece niş pazar olarak kalacak, AB genelinde günümüzde %60'dan yaklaşık %10'lara, küresel bazda ise %80'den %50'lerin altına kadar gerileyecektir”, şeklinde öngörüde bulunuyor.
“ZF-PowerLine, bu noktadan hareketle AT'ler için oluşan büyük fırsatlardan en iyi şekilde faydalanabilecektir – güncel ve kıyaslanabilir sistemlere göre daha fazla yakıt tasarrufu sağlamakta, maks. 1.400 newtonmetre güçünde motorlar için uygun olmakla birlikte orta segment kamyon, ağır pikap ve otobüsler için şimdiye kadar pazarda mevcut olan tüm sistemlerden daha iyi vites geçişi sunmaktadır”.
Segmente bağlı ticari araç ağırlığı bakımından da PowerLine araç üreticilerine yukarıya doğru neredeyse sınır koymamaktadır: izin verilen toplam ağırlıkları (römork dahil maksimum yüklü aracın ağırlığı) 26 ton olan araçlar dahi bu ve çok sayıda diğer şanzıman avantajlarından
faydalanabilmektedirler.
 
Hafif, güçlü ve ekonomik
Kapsamlı simülasyon ve konsept kıyaslamalarından sonra belirlenen çeşitli kriterleri yerine getirmek için sekiz vitesin en uygun olduğu anlaşıldı. PowerLine, böylece tasarrufu ve geniş vites aralığı sayesinde iki adet fazla vitese sahip konseptlerle aynı seviyededir. Aynı zamanda şanzımanın ağırlığı, rakip ürünlerden daha düşüktür. ZF’nin yenilikçiliğini yansıtan bu ürünün kuru ağırlığı yaklaşık 150 kg olup, güç-ağırlık oranı konusunda yeni standartlar belirlemektedir.
Ticari araç sınıfında dayanıklılık ve işletim maliyeti hâlen önemli bir rol oynamaktadır. Teknoloji şirketi,ZF-PowerLine’ı geliştirirken bu özellikleri çerçevesinde, binek otomatik şanzıman sistemlerinde standartları belirleyen ve milyonlarca adet satılan, başarılı 8HP ürününün çeşitli yönlerinden mümkün olduğunca faydalanmıştır. Şanzımanın temelini oluşturan dişli tasarımının uygun şekilde değiştirilmesinden başlayarak, mekatronik, kumanda yazılımıyla birlikte elektronik ve üretimdeki teknik uzmanlığına kadar yararlanılmıştır.
Daha az yakıt tüketimi, daha uzun yağ değiştirme aralıkları ve aşınmasız sürüş sayesinde işletim maliyeti düşürülmektedir. otomotiv sektöründeki köklü deneyimine dayanarak ticari araç sınıfına yeni bir vites değiştirme kalitesi getirmektedir. Vites geçişleri daima konforlu, hızlı ve güç kaybı olmadan gerçekleşmektedir.
Özel olarak geliştirilmiş ve geleceğe yönelik Bu özellikleriyle PowerLine ticari araçlar için çok özel fonksiyonlar da sunmaktadır. Yeni ürün, PTO’lar için olduğu kadar otomatik şanzıman freni için de hazırdır. Yük altında vites değişimi sağlayabilen bir şanzıman olan PowerLine, ticari araçlarda giderek artan doğalgazlı motorlar için de son derece uygundur. ZF ayrıca verimlilik çıtasını daha da yükselten özellikler sunmaktadır. Start/Stop fonksiyonu %5'e varan ek yakıt tasarrufu sağlarken, hibrit özelliği daha da yüksek tasarruf potansiyeli sunmaktadır.
 

Modüler yapıyla küresel oyuncu: ZF TraXon şanzıman sistemi yeni müşteri, pazar ve segmentleri kazanıyor
 

• Dünyanın her yerinde TraXon: Çin ve Türkiye'de iki kamyon üreticisi daha seri üretimlerinde verimliliği arttıran ZF otomatik ticari araç şanzımanını tercih etti
• Çok yönlü: TraXon Torque avantajlarını ilk kez mobil vinç uygulamalarında sergiliyor
• Geleceğe yönelik: TraXon hibrid uygulaması ZF Innovation Truck'da ve ana versiyonu da ZF test otobüsünde görevlerini şimdiden yerine getirmektedir

 
Sınıfındaki en yüksek verimlilik, fonksiyon ve inovasyon zenginliği ile birleştiğinde, modüler yapısı sayesinde neredeyse her ağır ticari araca mükemmel şekilde uyarlanabilmektedir. Bu özellik küresel alanda beğeni toplamaktadır. ZF'nin benzersiz modüler yapılı otomatik şanzıman sistemi olan TraXon, MAN ve Iveco'nun yanı sıra artık Ford Trucks ve Çin'de Foton'da kamyonlardakullanılacak. Öne çıkan bu ürünün aynı zamanda Liebherr mobil vinçte de lansmanı yapılmıştır. Bu arada TraXon şanzımanın hibrid versiyonu pratikte avantajlarını ZF Innovation Truck'ta sergilerken, ana şanzıman ise ZF test otobüsünde sınanmaktadır.
“Yeni TraXon siparişleri ve ilkuygulamalar bizi gururlandırıyor” diye belirten, ZF Ticari Araç Teknolojisi Bölüm Başkanı Fredrik Staedtler. “Sonuçta bunlar, modüler sistemimizin geliştirildiği amaca her noktada uygun olduğunu göstermektedir. Uluslararası düzeyde ve çok sayıda araç modelini kapsayacak şekilde, üreticilerin günümüzde ve gelecekteki ağır ticari araçlar için otomatik şanzıman ihtiyacını karşılayacaktır” diyerek sözlerini sürdürdü. Temel şanzımanın beş farklı kalkış veya vites değiştirme modülleriyle kombine edilebilmesinin bunda önemli bir payı vardır.
 

Artan talep
TraXon Çin pazarında bu yıl içerisinde Foton'da ilk kez kullanılacak. ZF şanzımanı opsiyonel, entegre şanzıman freni İntarder ile birlikte teslim edecek. 12 veya 16 vitesli olarak piyasaya sunulan, 3.400 Nm motor torkuna kadar kullanım (Overdrive versiyonu) özelliğine sahip, geniş vites tahvil aralığı, %99,7 mertebelerinde verimlilik ve sınıfının en iyi performans/ağırlık oranıyla, son derece verimli bir şanzımandır. Buna ilave olarak yenilikçi ZF elektronik sistemleri, tek tip yazılım platformunda geliştirilmiştir ve ileriyi gören PreVision GPS sürüş stratejisi ile süzülme fonksiyonu ve kurtarma fonksiyonunu da kapsamaktadır.
De Ford Trucks için de TraXon ilk tercihtir. Şanzıman, kısa süre once lansmanı yapılan Euro-6 güç aktarma grubuna sahip kamyon modellerinde seri olarak kullanılacaktır. Çin ve Türkiye'den gelen yeni siparişler aynı zamanda TraXon'un AB dışında seri üretiminin başlangıcını da işaret etmektedir. Avrupa'da da müşteriler TraXon'u tercih ediyor. Şanzıman MAN'da seri üretime başarıyla entegre edilmiştir. Iveco'da da seri üretime dahil edilecektir. “Böylece son on yıllarda Iveco ile gerçekleştirmiş olduğumuz iş birliğini başarıyla devam ettireceğiz. Yenilikçi, modüler şanzıman sistemi şimdiye kadar kullanılan ZF AS Tronic şanzımanların yerini alacak” dedi Staedtler. ZF'nin yeni ürünü ayrıca kamyon segmentinin dışında da kullanılıyor.
 
Daha da yukarılara
Üst seviyede vites değiştirme ve kalkış konforu gibi özelliklerden, toplam ağırlığı 200 ton üzerindeki ağır yük uygulamalarında da faydalanılıyor. Liebherr LTM 1300-6.2 mobil vinçte ilk kez kullanılan  TraXon Torque modülü bunun en güzel örneğidir. Toplam 72 ton ağırlığında olan bu vinç 455 kW gücünde bir motora sahiptir ve maksimum taşıma kapasitesi 300 tondur.
TraXon temel şanzıman, prensip olarak bir veya iki diskli kuru debriyaj yerine konvertörlü kavrama modülü ile kombine edilmiştir. Bu modül son derece yüksek giriş torklarında ve küçük viteslerde dahi aşınmasız kalkış, yumuşak ve konforlu manevra özelliği sağlar. Aynı zamanda ürün ömür
maliyeti de düşüktür. Motora bağlı çalışan PTO, mobil vinçler, seyir hızından bağımsız yüksek tork ileten ek bir opsiyondur.
ZF'nin TraXon için toplam dört geri vites imkanı sunması, örneğin otoyol şantiye kamyonları gibi özel araçlar için son derece avantajlıdır ve hızlı geri sürüş imkânı sağlar. Bir önceki TC Tronic HD modelinde olduğu gibi TraXon Torque da ağır tonajlı araçlarda kullanılacaktır. Örneğin yüksüz ağırlığı 108 ton ve istiap haddi 750 ton olan Liebherr LTM1750-9.1 aracında olduğu gibi, Liebherr mobil vinçlerinin neredeyse tamamı yeni şanzımanla donatılacaktır.
 
Modüler zenginlik
ZF, uzun mesafe kamyonlarında elektrikli tahrikin neler sunabileceğini TraXon Hybrid konfigürasyonuyla Innovation Truck'da sergiliyor. 120 kW ve 1.000 Nm gücünde bir elektrikli motor ve debriyaj ayırma mekanizması, şanzımanın debriyaj muhafazasına yerleştirilmiştir. Bu sistemde reküperasyondan elektrik gücüyle manevraya, start-stop fonksiyonundan Boost olarak adlandırılan içten yanmalı motorun desteklenmesine kadar tüm hibrid fonksiyonlarına olanak sağlamaktadır. Hibrid modülünde jeneratör çalıştırıldığında diğer ünitelerin, örneğin frigorifik taşımacılıkta olduğu gibi elektrik beslemesini üstlenebilmektedir. TraXon Hybrid, her koşulda kamyonların yakıt tüketimini ve emisyonunu azaltma yönünde katkı sağlamaktadır. Staedtler, “Ağır kamyonlarda yaklaşık %5 olan tasarruf potansiyeli, elektrikli ticari veya binek araçlardaki potansiyelin altındadır.Ancak, uzun mesafe ve yüksek yakıt tüketimi dikkate alındığında, hibrid teknolojisi burada da ekonomik, kaynakları koruyan ve öngörülebilir zamanda kendini amorti eden bir çözüm olarak görülmelidir” diye belirtiyor.
Modern yolcu taşımacılığında otomatik şanzıman sistemlerinin ekonomik, güvenilir, güçlü ve konforlu çalışmaları gerekmektedir. TraXon, optimize edilmiş vites değiştirme, kalkış konforu ve akustik özellikleri sayesinde bu beklentilerikarşılamaktadır. Yeni şanzıman, önceki AS Tronic modeline göre 6 desibel veya %35 daha sessiz çalışmaktadır. Temel TraXon şanzıman, otobüs uygulamalarına uygunluğunu kanıtlamak amacıyla şu an ZF test otobüsünde denenmektedir.
 

 
Küresel ve Otomatik: Orta Sınıf Kamyonlar için ZFEcoTronic mid Otomatik Şanzıman

 
• 9 vitesli ZF-Ecomid manuel şanzıman temel alınarak geliştirilen modüler otomatik şanzıman konsepti
• ZF, gelişen pazarları hedef alarak yerelleştirme stratejisi geliştirdi
• Yazılım platformu işlevsel geliştirmelere olanak sağlıyor
• Bakım adımları ve servis maliyeti düşük seviyelerde
 

ZF, dünya genelinde artan otomatikleştirilmiş şanzıman teknolojisi talebini yeni EcoTronic mid ürünüyle karşılamak istiyor Yeni şanzıman, teknik anlamda orta sınıf kamyonlar için 9 vitesli ZF-Ecomid manuel şanzıman temel alınarak geliştirilmiştir. ZF, bu şanzımanın EcoTronic mid otomatikleştirilmiş şanzıman sistemine “dönüşümü” için, hedef pazarlardaki mevcut yaygın modülleri kullanıyor. Pazara uygun tasarımın başarıyla uygulanması sonucunda EcoTronic mid, orta sınıf kamyonlarda otomatik vites değişimi için sadece konforlu değil, aynı zamanda ekonomik ve cazip bir çözüm sunmaktadır. ZF-EcoTronic mid şanzımanı IAA 2016 fuarında tanıtılacak ve seri üretimi 2017 yılı başında başlayacaktır.
Avrupa'da ağır, orta ve hafif ölçekli kamyonlarda otomatik şanzıman trendi oldukça yaygındır. Ancak, pazar araştırmalarına göre BRIC ülkelerinde otomatikleştirilmiş şanzımanlar yakın gelecekte ciddi pazar payına sahip olacaktır. Varsayımlara göre bu rakamın 2025 yılında Brezilya'da %70, Çin'de ise %50 civarında olması beklenirken, Rusya ve Hindistan'da kamyonlarda otomatik şanzımanların pazar payının %25 civarında olacağı tahmin edilmektedir. Ancak burada maliyet bakımından hassas ve yoğun rekabetin yaşandığı bir pazar segmenti söz konusudur. Otomatikleştirilmiş şanzımanları en ekonomik koşullarda yerlileştiren üreticiler ve tedarikçiler burada avantaj sağlayacaklardır.
ZF, bu yönde artan talebi, önceden sezerek, yeni bir ürünle karşılamaktadır: EcoTronic mid teknik anlamda 9 vitesli ZF-Ecomid manuel şanzıman baz alınarak geliştirilmiştir. ZF, giriş torku 900 ile 1500 Nm arası orta sınıf kamyonlar için bu ürünün manuel şanzıman serisini 10 yıldır sunmaktadır. Bu şanzımanda yapılan küçük yapısal değişiklikler ve Add On otomasyon ilaveleri ile orta sınıf kamyonlar için ekonomik bir otomatikleştirilmiş şanzıman çözümünü portföyüne katmıştır. Yapılan değişiklikler, senkromeç uyarlamalarından, debriyaj ve vites değiştirme aktüatörlerine ve elektronik kontrol yazılımına kadar uzanmaktadır.
Şanzımanın geliştirilmesinde bir özellik de ZF mühendislerinin EcoTronic mid ile pazara uygun tasarım yaklaşımını tutarlı şekilde uygulamaları olmuştur. Ancak sadece ürün geliştirme politikası değil, üretim de maliyet konusunda dengelerin hassas olduğu hedef pazarların beklentilerine göre uyarlanmıştır. Teknik bazı oluşturan ZFEcomid, üç kıtada dört üretim lokasyonunda üretilmektedir ve dünya genelinde müşteriler tarafından kullanılmaktadır. ZF, yüksek yerel üretim oranını EcoTronic mid'e de uyarlamıştır ve bu şanzımanı da bu dört üretim lokasyonunda üretmektedir. Otomasyon bileşenleri ağırlıklı olarak Hindistan'dan tedarik edilmektedir.
ZF yönetim kurulunda pazar ve satış sorumlusu olan Peter Lake, “ZFEcoTronic mid şanzımanı yükselen piyasaları hedef alarak geliştirdik”. “Yeni otomatikleştirilmiş ticari araç şanzımanının BRIC ülkelerinde seri üretimine 2017 yılı bahar aylarında başlayacağız” dedi.
 
Farkı yazılım yaratmaktadır
Elektronik kumanda ünitesi, EcoTronic mid şanzıman sisteminin konforunda önemli bir paya sahiptir. Ağır ticari araçlar için modern otomatik şanzıman sistemi olan ZF-TraXon'un kumanda ünitesi ile aynı yazılım platformunu kullanmaktadır. Yazılımın yapısı sadece farklı sürüş modları (Eco – Power) sağlamakla kalmamaktadır. Yazılım aynı zamanda, uygulamaya göre son derece konforlu manevra özelliğinden, kurtarma fonksiyonuna ve start/stop işlevselliğine kadar, müşteriye katma değer sağlayan farklı ek fonksiyonlar da sunmaktadır. ZF, EcoTronic mid şanzımanın ürün ömrü maliyeti bakımından da ekonomik olmasını sağlamak için ürün geliştirme sırasında bakımın kolay yapılabilir olmasına önem vermiştir. Altı onarım kiti, şanzımanın modüler yapısına uymaktadır. Mümkün olan onarım ve bakım çalışmalarının birçoğu, araçtaki montaj pozisyonuna bağlı olarak, şanzıman araç üzerindeyken deyapılabilmektedir. Böylece, EcoTronic mid şanzımana sahip araçların onarım ve serviste kalma süreleri kısalmaktadır.
 

 
ZF-EcoLife Otomatik Şanzıman ile Belediye Otobüslerinde Start-Stop Fonksiyonunu Sunuyor
 
• ZF-EcoLife otomatik şanzımanın özel fonksiyonu pratikte kendini kanıtlıyor.
 
• Start-stop fonksiyonu, şehir içitrafikte yakıt tüketimini yüzde 10‘a kadar düşürüyor.
Ekonomik, ses seviyesi düşük, yüksek konforlu, güçlü ve daha geniş tork aralığı için uygun, 6 vitesli otomatik şanzıman EcoLife, bu özellikleriyle sınıfında en iyisi olduğunu gösterdi. Şanzımanın daha fazla özelliklere sahip olabileceğini ZF Friedrichshafen AG start-stop fonksiyonuyla sergiledi – bu fonksiyon, şehir içi trafikte kapatılabilir motorla birlikte yakıt tüketimini yüzde beş ila on kadar düşürüyor. Startstop fonksiyonlu otomatik şanzıman şu an Hollandalı üretici VDL Bus & Coach'a ait iki test otobüsünde kullanılıyor ve tasarruf potansiyelini uygulamada kanıtlıyor.
ZF Otobüs Aks ve Şanzıman Sistemleri Birim Başkanı Andreas Moser, “Lansmanı henüz birkaç ay önce gerçekleşmesine rağmen belediye otobüsleri için EcoLife şanzımanımızın start-stop fonksiyonunun pratikte kullanılmasından ve ekonomik olduğunu görmekten çok memnunuz, hafif yapılı VDL Citea LLE otobüsleri yakıt tüketimi bakımından piyasada mevcut en ekonomik araçlar arasındadır. “Startstop opsiyonumuzla bu verimlilik avantajını daha da genişletebileceğimizi iki test aracında gösterdik” şeklinde belirtiyor.
 
Ayrılmaz ikili
Belediye otobüsleri yoğun dur-kalk trafiğine girmektedir, çoğu zaman kırmızı ışıkta veya yol çalışmaları gibi trafik engelleri olduğunda beklemek zorunda kalmaktadır, ayrıca güzergâh uzunluğuna göre çok sayıda durağa uğramak zorundadır. İşte bu nedenle ZF-EcoLife
otomatik şanzımanın start-stop özelliği belediye otobüsleri için idealdir. Bu yenilik, araç durduğunda motoru kapatmak ve anlık yakıt tüketimini sıfıra düşürmek için önemli bir ön koşulu yerine getirmektedir. Diğer yandan, sürücü ayağını fren pedalından çekip gaz pedalına bastığında motor ve şanzıman sistemi derhal çalışmaya hazır olmalıdır. ZF, şanzıman teknolojisi açısından bakıldığında, belirleyici olan maliyet faktörünün yanı sıra yoğun kullanım ve yüksek miktarda yağın sistemi hızlı doldurması gibi zorlukların da üstesinden gelmiştir. Böylece şehir içi trafikte sınırsız start-stop ve durma süresi mümkün olmaktadır. Start-stop fonksiyonu artık belediye otobüslerinde yaygın olan 1.000 ile 1.600 Nm arası maksimum motor tork aralığı için kullanılabilmektedir.
 
Etkin Detaylı Çalışma
Ürün geliştirme uzmanları şanzımanda tork konvertörünü ve konvertör kavramasını güçlendirmişlerdir. Devreye girme tutumu bakımından zorlukları aşmak için mevcut hidrolik revize edilmiştir. Tasarımdaki bu iyileştirmeler mevcut seri üretilenşanzımana entegre edilmiştir.
 
ZFEcoLife şanzımanın sağlam temel yapısı ve büyük potansiyeli de böylece tekrar vurgulanmıştır. Start-stop fonksiyonu için belirleyici bir diğer özellik de, şanzımanın vites değiştirme elemanlarının motor uzun süre durduktan sonra da gaz pedalına basıldığı anda tekrar yağ ile dolmasıdır; çünkü ancak bu şekilde araç kalkışı gerçekleştirebilmektedir. ZF mühendisleri bunu sağlamak amacıyla EcoLife uygulaması için harici bir şanzıman yağı akümülatörü geliştirmek yerine, mevcut retarderin şanzımana entegre yağ akümülatörünü kullanmışlardır.
 

deTAGtive logistics, Lojistik Sektöründe Şeffaflık Sağlıyor
 
• ZF Services yenilikçi „connectivity (araçların birbirleriyle haberleşmesi)“ çözümünü sunuyor.
• Openmatics'in deTAGtive logistics çözümü, taşınan ürünlerin etkili şekilde denetimini sağlıyor.
• Cloud (bulut) teknolojisinde Microsoft ile iş birliği

 
Verimli, modern lojistiğe yönelik giderek artan beklentiler, araçların ve malların dağıtım ağı içinde denetimini kaçınılmaz kılmıştır. ZF Services'in connectivity uzmanı olan Openmatics, “deTAGtive logistics” İle taşımacılığın daha iyi kontrol edilebildiği ve belgelendirilebildiği bir veri platformu sunmaktadır. Connectivity, lojistik sektörünü de yönlendirmektedir. Openmatics bugün dahi şeffaf filo yönetimine olanak sunmakta ve böylece boş seferleri önlemekte, ayrıca seyir planlamasında sürüş ve istirahat sürelerini dikkate almakta ve yakıt sarfiyatını denetlemektedir. ZF Services, “deTAGtive logistics” ile bu çok yönlü platformu faydalı fonksiyonlar ekleyerek genişletmiştir. Hassasiyet isteyen taşımacılığın belgelendirilmesi ve denetimi Lojistik sorumlusu araçların durumunu her zaman için sorgulayabilmekteydi; ancak aynı durum nakledilen ürünler için geçerli değildi. ZF Services, Openmatics'in “deTAGtive logistics” çözümüyle değerli yükün sürekli kontrolünü sağlamaktadır. Kullanıcı dostu olan yazılım, hassasiyet gerektiren nakliye işlerinde tüm detayları belgelendirir ve örneğin zorunlu sıcaklık aralığına uyulup sarsıntıların nakledilen malı etkileyip etkilemediğini tespit eder.
 
Uzun ömürlü ve güçlü sensörler
“deTAGtive” sensörleri interaktif teknolojinin kalbi, küçük ve güçlü denetleme uzmanlarıdır. Bluetooth Smart Teknolojisi sayesinde pille çalışan ve yerleşim büyüklükleri kartvizit kadar olan sensörler, karmaşık kablo bağlantısı gerekmeden her konumda sorunsuz olarak kurulabilmektedir. Sensörler nakliye kapları, paletler veya hareketli kasalar üzerinde beş yıl kadarkullanıldıktan sonar Openmatics tarafından geri dönüşüme tabi tutulurlar.
Üç farklı sensör mevcuttur: Temel model olan TAG 1, konum ve tanım bilgilerine erişim sağlar; böylece bir paletin katettiği yolun tamamı harita üzerinde takip edilebilmektedir. TAG 2 hızlanma, darbe, sıcaklık ve ışık hakkında bilgiler sunarken, TAG 3 havadaki nem oranını da ölçer. Sensörler, taşınacak yüke göre özel olarak tanımlanabilir. Örneğin hava basıncı veya manyetik alan ölçümleri yapabilmek için müşteriye özel sensörler de geliştirilebilmektedir. Bluetooth Smart Teknolojisi ile sensörlerin erişim mesafesi yaklaşık 30 metredir; böylece 25 metre uzunluğundaki yeni “Gigaliner” için dahi yeterlidir. Sensörler ayrıca, mevcut Telematik donanımı veya sabit Openmatics TAG-Finder'in yanı sıra akıllı telefonlar ya da tabletlerle de iletişim kurabilmektedir.
Yenilikçi uygulamanın teknolojik temelini Microsoft'un bulut bilişim platformu olan Microsoft Azure oluşturmaktadır. Bu platform üç bileşenden oluşmaktadır. Microsoft Azure IoT Hub, Bluetooth sensörlerin birbirleriyle haberleşmesini yönetirken, Microsoft Azure
 
SQL Datawarehouse, gelen verilerin kaydını üstlenir. Bilgilerin işlenmesi ve analizi Microsoft Azure Stream Analytics üzerinden gerçekleşir. Sonuçlar web uygulamalarında görselleştirilir. Konforlu uygulama sayesinde sezgisel kumanda Fonksiyonlara erişebilmek için kullanıcıların Google Play ve Apple Store ortamında ücretsiz bir uygulamayı indirmeleri gerekir. Bu uygulama, önceden tanımlanmış ölçüm profilleri ve olayları yükleme veya sınır değerlerini ayarlama olanağını sunar. Böylece taşınan ürünün sensör verileri sorgulanabilir veya seyir sırasında sınır değerler aşıldığında alarm mesajları doğrudan iletilebilir. Gerçek zamanlı alarm sayesinde mallarda kayıp ya da hasar oluşmadan müdahale edilebilmektedir.
Lojistik uzmanları ayrıca web uygulamasıyla çalışma yerlerinden sensörleri ve Tag-Finder'i gerçek zamanlı yönetebilmektedir. Yükleme sorumlusu böylece nakliye hakkında daima en güncel bilgilere sahip olur.
 
Şeffaflık sayesinde zaman ve maliyetten tasarruf
Şeffaf lojistik prosesleri sayesinde daha az yönetim ve iletişim gereksiniminin yanısıra ciddi zaman ve maliyet tasarrufu ile avantajları açıkça ortadadır. Ayrıca şikayetler daha objektif şekilde incelenebilmekte ve program arayüzü üzerinden şirkette yerleşik olan farklı sistemlere bağlantı sağlanabilmektedir.
 
Geniş uygulama yelpazesine sahip telematik platformu
ZF Services, Openmatics ile ZF Friedrichshafen AG'nin satış sonrası pazardaki sistem uzmanlığını tutarlılıkla sürdürmekte, sektörden, araç ve komponent üreticilerinden bağımsız, açık telematik platform olarak connectivity çözümleri sunmaktadır. Açık platformun basilica avantajı kişisel genişletme olanaklarıdır. İlave uygulamalar sayesinde performans yelpazesi istenildiği gibigenişletilebilmektedir. Ayrıca diğer hizmet sunucuları, akıllı telefon uygulamalarında olduğu gibi, kendi uygulamalarını geliştirebilmekte ve platformda kullanıcıların beğenisine sunabilmektedir.
 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir