Ekim 6, 2009

Michelin Performans ve Sorumluluk raporunun dördüncüsünü yayımladı

Michelin, çevresel ve sosyal performansını kamuoyu ile paylaşmak amacıyla “Michelin Performans ve Sorumluluk” adını taşıyan ve her iki yılda bir dünya çapında hazırlanan sürdürülebilir gelişme raporunun sonuncusu yayınladı.

2007 ve 2008 döneminde Michelin’in sergilediği performans hakkında ayrıntılı bilgilere yer veren son rapor, bir lastiğin ömründeki beş aşama üzerinde yoğunlaşıyo: tasarım, ham madde alımı, imalat, satış ve kullanım ile kullanım ömrü sonunda geri kazanım. Raporda yer alan bilgiler lastiğin çevresel etkilerini ölçmek amacıyla gerçekleştirilen yaşam çevrimi analizlerinden elde ediliyor.  Firmadan yapılan açıklamada raporda şunlara yer veriliyor:

Lastik ömründeki en önemli evre: Lastik kullanımı

Lastikler hareketliliği arttırmaya yardımcı olurken aynı zamanda karayolu ulaşımının çevreye etkisi üzerinde de etkili. Michelin Grubu’nun ulaşımla ilgili zorluklara karşı sorumlu bir yaklaşım sergilemesinin ardındaki neden de bu. Otomobiller, iş makineleri, kamyonlar ve zirai araç lastikleri üzerinde yapılan ürün yaşam döngüsü analizi, lastiğin toplam etkisinin ortalama %85 ila %95’lik kısmının aracın sürüş halinde olduğu dönemlerde ortaya çıkmakta olduğunu gösteriyor.

Aerodinamik direnç, eylemsizlik, yer çekimi ve iç sürtünmenin yanı sıra lastik yuvarlanma direnci de bir aracın ileriye doğru hareketine karşı faaliyet gösteren beş güçten bir tanesi. Lastik yuvarlanma direnci, toplam yakıt tüketiminin bir otomobil için %20’sinden ve bir kamyon içinse %30’undan sorumlu. Diğer taraftan Uluslararası Enerji Ajansına göre karayolu ulaşımı fosil yakıtların yakılmasında kaynaklanan, insanların yarattığı CO2 emisyonlarının %18’inden sorumluyken lastik yuvarlanma direncinin de bu emisyonların yaklaşık %4’ünden sorumlu olduğu tahmin ediliyor.

Bundan dolayı lastiklerin yuvarlanma direncinin azaltılması, Michelin’in araştırma ekipleri için aşılması gereken önemli bir teknolojik meydan okuma teşkil ediyor. Michelin, 1992 yılında, karbon karasının yerine büyük oranda silika kullanarak ürettiği “yeşil lastik”i piyasaya tanıtarak, lastiğin enerji verimliliğini, yol tutuş veya uzun ömürlülükten ödün vermeden başarı ile artıran teknolojik bir yeniliğe imza attı. 1992 yılında pazara sunulan Michelin Energy lastikleri, sağladıkları yakıt tasarrufu ile dünya çapında tüketimin 10 milyar litreden fazla, atmosfere salınan CO2 miktarını 23 milyon ton kadar düşürülmesine yardımcı olarak dikkatleri çekti. Michelin araştırma ve geliştirme ekipleri, önümüzdeki on yıl içerisinde Michelin lastiklerinin yuvarlanma direncini yaklaşık %25 oranında daha düşürebileceklerini tahmin ediyorlar. Bu azalma ise, diğer faktörlerin eşit olması durumunda, yakıt tüketimini neredeyse %4 oranında düşüreceği anlamına geliyor.

Michelin lastijkleinin yuvarlanma direnci düşük

1992 yılından bu yana yakıt tüketiminin ve CO2 salınımının azaltılmasına yönelik gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde bugünün en “yeşil lastiği” Michelin Energy Saver, yakıt tüketimini 100 km başına yaklaşık 0.2 litre azaltıyor. Bunun bir sonucu olarak CO2 emisyonunu da km başına 4 gram kadar düşürüyor*. Buna ek olarak Michelin Energy Saver tam dolu bir deponun maliyetini de yaklaşık 2 Euro kadar düşürüyor (km başına 6 litre benzin tüketen bir araca ve yakıt fiyatının litre başına 1.20€ olmasına dayanılarak hesaplanmıştır). Özetle lastik, 45,000 km’de yaşam döngüsünü tamamladığında kendi maliyetini çıkarmış oluyor.

Otomobilin yanı sıra kamyonlar için geliştirilen yeni Michelin X Energy™ SaverGreen lastiği, uzun lastik ömrüyle birlikte kamyon başına yıllık 500 litre yakıt tasarrufu sağlayarak taşımacılık şirketlerine üstün performans sunuyor. Ayrıca Michelin X Energy™ SaverGreen, ilk ömrü1 boyunca sera gazı emisyonlarını yaklaşık 2.5 ton kadar azaltıyor ve yol tutuşundaki2 %7’lik artış sayesinde güvenliği artırıyor.

Michelin’in gerçekleştirdiği çalışmalar neticesinde pazara sunduğu yeşil lastiklere ilave olarak Avrupa Parlamentosu da, 10 Mart 2009 tarihinde motorlu araçların lastiklerine ilişkin 2012 yılında yürürlüğe girmesi planlanan yeni bir yönetmelik kararı aldı. Bu yönetmelik gereğince, yuvarlanma direnci (otomobil/kamyonet, otobüs ve kamyon lastikleri), ıslak zemin tutuşu (otomobil lastikleri) ve lastik gürültüsü konularında azami performans gösteren başlangıç eşiklerini belirlenmiştir. Ayrıca tüm yeni otomobiller ve kamyonetlerin Lastik Basıncı İzleme Sistemi (Tyre Pressure Monitoring Systems – TPMS) ile donatılmasını da gerekiyor.

Michelin, 2012 yılından itibaren Avrupa Parlamentosu’nca devreye girecek olan sınıflandırma sisteminden çok önce sürücüleri, lastiklerin enerji seviyeleri konusunda bilgilendiriyor. Günümüzde, MICHELIN Energy Saver ürün serisinin yanak kısmında bulunan “Green X” işareti, bu lastiklerin düşük yuvarlanma direncine sahip lastikler olduğu konusunda kullanıcıları bilgi veriyor.

Üretim: Çok düşük çevresel etki

Günümüzde, Michelin Grubu’nun amacı, 2013 yılına (2005 yılındaki taban değeri 100) kadar tesislerinin işletme perfomansının geliştirilmesine yardımcı olurken çevreye olan etkilerini üretilen lastik tonu başına %30 oranında azaltmak. Bu amaca yönelik olarak Michelin iş sahaları, Çevresel Ayak İzi veya kısaca MEF (Michelin sites Environmental Footprint) adı altında yeni bir gösterge geliştirmiştir. MEF’in yaratılmasından bir sene sonra 2006 yılında her iş sahası ve her gösterge bileşen için ölçülebilir hedefler tanımlandı. Her bileşenin ağırlığını dikkate almak suretiyle genel hedef 2011 yılı sonuna kadar MEF konusunda %20’lik bir azalma sağlamak (2005 yılındaki taban değeri 100). Hâlihazırda elde edilen sonuçlara bakıldığında bu hedef 2013 yılına kadar %30’a yükseltildi.

Kauçuğun ve enerjinin geri kazanılması

Günümüz teknolojisinin getirdiği imkanlarla birlikte aşınmış lastikler, yeni malzemeler ya da enerji olarak %100 oranında geri dönüştürülebilir. 10 yılı aşkın bir süredir Michelin atık lastiklerin yönetilmesi için verimli, yapılandırılmış bir sistemin yaratılmasına çalışıyor. Batı Avrupa’da geri kazanma oranı 2001 yılındaki %65 seviyesinden 2005 yılında neredeyse %90 seviyesine yükseldi ve ömürlerinin sonuna gelmiş lastiklerin kullanılabileceği yerler gün geçtikçe arttı. Birkaç yıl öncesine kadar atık lastiklerle ne yapacaklarını bilemeyen bazı ülkeler, artık lastik geri kazanım şirketlerinden gelen talebi karşılayamaz duruma geldiler.

Ömrünün sonuna gelmiş lastikler, özündeki kauçuk özellikleri sayesinde değer kazanan ikincil bir ham madde ya da ısıtma değeri kömür ile karşılaştırılabilecek alternatif bir yakıt olarak talep görüyor. Geçtiğimiz yıllarda bir dizi uygulama geliştirilmiştir. Atık lastikler artık kamu tesisat yapılarına, kalıplanmış parçalara, şok emici yüzeylere ve suni çimlere dönüştürülmekte ya da çimento tesislerinde yakıt olarak kullanılmakta.

Michelin, atık lastikleri geri kazanma ve yeniden kullanma işlemlerini yürüten bir Fransız şirketi olan Aliapur’un kurucu üyesi. Avrupa düzeyinde Aliapur ayrıca yeni uygulamaların ortaya çıkmasını, geri kazanma şebekesinin profesyonelleştirilmesini ve ömrünün sonuna gelmiş lastiklerden üretilen ürünlerin standartlaştırılmasını teşvik etmeyi amaçlayan araştırma ve geliştirme projeleri de yürütüyor. 2006 yılında Aliapur, net satışlarının %1,68’ini; yani 1.15 milyon Euro’yu Ar-Ge’ye tahsis etti.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir