Aralık 21, 2010

Mobil hayat da çok rahat!

Karavan denince akla önce tatil gelse de, günümüzde karavanlar amaca ve kullanım alanına uygun çözümleri ile mobil hayatın vazgeçilmez unsurları. Mobil, çekme ve motokaravan olmak üzere 3 temel tipte üretilen karavanlar; şantiyede, dağ başında, ormanda çalışanların evi oluyor. Arkeologlara, balıkçılara, outdoor sporlarıyla uğraşan dağcılara, paraşütçülere, ve onların teçhizatlarına karavanlar ev sahipliği yapıyor.

Karavanlar, gözlem ekipmanları ile donatılarak istasyon olarak kullanılabildikleri gibi sağlık ekipmanlarıyla da donatılarak gezici hastane ve sağlık merkezi oluyorlar. Kimileriyse karavanlarını kazanç kapısı yaparak, araçları mutfağa ve satış büfesine dönüştürüyor.

Günümüzde Avrupa ve Amerika’da orta gelirli birçok ailenin bir karavanı bulunuyor. Türkiye’de ise durum daha farklı ve pazarda az sayıda üretici firma yer alıyor. Buna rağmen, Türkiye’de üretim yapan firmaların çoğu kendi tasarım ve üretimlerini Avrupa’ya satıyorlar. Bu firmalardan biri de Başoğlu Karavan. Kökleri 1976 yılına dayanan firma; 6 bin m2 alan üzerindeki fabrikasında motokaravan ve çeşitli araçlar üzerine; mobil bankalar, klinikler, marketler, fast-food satış promosyon üniteleri, yük taşıma, arama kurtarma ve motorsiklet römorkları üreterek, bayi kanalıyla ve kendi bünyesinde satış sunuyor.

Başoğlu Caretta ile dünya pazarlarında

Son dönemde piyasaya sunduğu Caretta modelleri ile dünya pazarlarında da ilgi toplayan Başoğlu Karavan’ın Yönetim Kurulu Başkanı Engin Başoğlu, ürünleri ve sektör hakkında şunları söylüyor:

“Çekme karavanlarımız arasında bulunan Caretta modelimizin 3 tipi bulunuyor. Bunlar; Cargo, Caretta 1200 ve Caretta 1500 modelleri. Caretta 1200 ve 1500 arasındaki en büyük fark; 1500’ün 30 cm daha fazla geniş olması. Ayrıca birinin yatak eni 1,20 iken bir diğeri 1,50 mm.

Cargo modelimiz adı üstünde, daha çok kargo taşımalarında kullanılmak üzere tasarlanmış bir model.

Caretta'nın satışları 3 senede yeni yeni hızlanmaya başladı. İngiltere’ye satışımız 150 adedi bulmuştur. İlk senemiz zaten bu işin oturması ve toparlanmasıyla geçti. Ama asıl 2 sene sonra meyveleri toplamaya başlayacağız. Hedefimiz 1000’in üzerindeki rakamlarda üretmek.

Fark yaratan yenilikler

Caretta 1500’e gazla çalışan bir kalorifer eklemek için hazırık çalışmaları tamamlandı. Caretta’nın kendisi için aldığımız gibi, bu yenilik için de TÜV’ten de onay alacak ve sektöre sunacağız. Danimarka’nın arabaları çok ufak olduğu için frenli Caretta ürettik. Aracın frenine basıldığında Caretta da kendi frenine geçiyor ve duruşlar rahat oluyor. Frenli fiyatı 400 Euro’ya kadar bir farkla piyasaya sunulmaya başlandı. Bu sene Caretta’ya yeni renkler de eklendi. Daha önce beyaz çalışıyorduk. Gümüş, parlement mavisi ve kum renkleri de çok şık oldu.

Bunların yanı sıra motokaravanlarımız da bulunuyor. Üzerinde iki kişilik yatma yeri olan motokaravanlarımız, Alkoven denilen uzantılı bölümlü olan ve olmayan karavanlar olmak üzere ikiye ayrılıyor. Alkoven’a sahip olan araçlarımız Camilla modellerini, olmayanlar ise Sport modellerini oluşturuyor. Camilla’da 6 kişilik yatma kapasitesi bulunurken, Sport modellerinde bu kapsaite 4’e düşüyor. Ayrıca müşteri isteklerine uygun olarak, her türlü özel donanımlı ve özel tasarımlı üstyapıyı ve çekme karavanı imal ediyoruz.

Mükemmel izolasyon sağlanıyor

Üretimde üstyapıcılarla aynı süreçleri izliyoruz. Duvar presleme sistemi, izolasyon sistemi, aşağı yukarı bir frigorifik dorsenin üretimi gibi gerçekleşiyor; ama bizde daha fazla ahşap konstrüksiyon ve çift taraflı kontrplak kullanılıyor. Daha zahmetli ama mükemmel izolasyon sağlanıyor. Karavan duvarlarını tesisimizde üretiyoruz. İthal olarak kullandığımız malzeme %10’u bulmuyor. Kompozit malzemelerinin kesimi ve ahşap izolasyon malzemesinin hazırlanması özel CNC kesim makinesinde yapılıyor. Taban döşemesi de suya dayanıklı kontrplaktan yapılıyor.. Kaplama genişliği 2,2 mm fiberglas levha ile besleniyor. Onun içerisinde kademeli olarak 4 mm kontrplak, ahşap konstrüksiyon, tekrar 4 mm kontrplak yer alıyor. Yekpare olarak bir seferde duvar olarak presleniyor. İzolasyon sağlayan yapı, kafes sistemiyle oluşturuluyor. Kenarlardaki ahşabın ortalarında da strofor malzeme yer alıyor.

Satış ağı büyüyor

Tüm hazırlıklarımızı tamamlaadıktan sonra Avrupa’ya açıldık. Şu anda 10-12 ülkeye ihraç ediyoruz. 2008 yılı itibariyle Duesseldorf’taki dünyanın en büyük karavan fuarına katılmaya başladık. Bu katılımlarda 3 ülkenin bizi taklit ettiğini gördük. Avukatlarımızla görüştük ve haklılığımızı kanıtladık. Bu gelişmeler gösteriyor ki; Avrupa’da da bu ürün tutulmaya başladı. Arkası gelecek.

Şu anda yeni yeni ülkeler ihracat ağımıza ekleniyor. Kültür seviyesi karavancılık için uygun olan, karavancılığa gönül vermiş ülkelerle çalışıyoruz. İngiltere’ye satışımız çok iyi; İspanya, Hollanda, Danimarka’da da çok kullanıcı var.. Çek Cumhuriyeti, Slovenya, Kıbrıs, İran, Tayvan yine bu ülkeler arasında yer alıyor.. Avusturalya’ya ilk partiyi yolladık. Kanarya Adaları ile yazışıyoruz, büyük ihtimalle oraya da yeni araçlar göndereceğiz. Yeni ülkeler önümüzü açıyor.

7 ay sonra günde 20 adet Caretta üretmeye başlayacağız. Almanya’da kendi satış yerimizi açmak ve oraya demonte olarak getirttiğimiz parçaların yine orada montajını yapmak istiyoruz. Yabancı firmalarla işbirliği de yapabiliriz.

Üretimi %84 ÖTV baltalıyor

ÖTV Daire Başkanlığı 2006 yılında ne yaptıysa, şu anda kendileri de çözemiyor. Eğer aracın eskiliği 5 seneyi doldurmuyorsa %84 vergi koyuyorlar. Bu kabul edilebilir birşey değil. ÖTV Daire Başkanlığı’na gittik, sorunumuzu anlattık. Neden böyle bir şeye gerek duyduklarını sorduk. Zaten bir senede tüm Türkiye’deki motokaravan üretimi 100’ü geçmiyor. Şu anda yurtdışından gelen 300-400 bin Euro’luk teknelerden ÖTV sıfıra indiriliyor. Ama belli bir yaşa gelmiş, ömürlerinin son çeyreğini doğada yaşayarak geçirmek isteyen insanlar engelleniyor.

Avrupa ülkelerinde, Amerika, Avustralya’da ise böyle bir vergi uygulaması yok. Hollanda’nın nüfusu 10 milyon ise 800 bin karavanları var, bu muazzam bir rakam. Türkiye’de üretilen karavan adedi ise son 30 sene itibariyle 6-7 bin adedi geçmez. Kampların durumu da çok iç açıcı değil. Ama sanıyorum ki, Uluslararası Kamp Karavan Birliği (FICC )’nin desteğiyle Türkiye’nin kampları çoğalabilir. İnsanlar karavanları ile tatile gidebilir. Cuma akşamları, Carettası kapısının önünde olan 5 dakikada yola çıkabilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir