Kasım 22, 2013

Sektörler arası yatay geçiş

Türkiye’nin taşıma gündeminde son dönemde demiryolu projeleri ağırlık olarak yer alıyor. Açılışı Cumhuriyet Bayramı’na denk getirilen Marmaray’la birlikte, projenin büyüklüğü ve önemiyle doğru orantılı olarak demiryolu yeniden gündeme geldi.
Demiryolu projeleri büyüklüğü ve sosyal sonuçları açısından önemli. Bu projelerde; altyapı çalışmalarından raylara, bogilerden yük ve yolcu vagonlarına, lokomotiften tranvaylara, elektrik, sinyalizasyon ve güvenlik sistemlerine kadar kimin neyi, hangi kalitede, ne kadar üreteceği, yerli sanayinin bu projelerdeki payı gibi merak edilen birçok konu ancak sınırlı sayıda ve doğrudan ilgili kurum, işletmeler ve kişilerce kapsamlı olarak konuşuluyor.
Türkiye’de demiryolu endüstrisinin demiryolu ulaşımı ile birlikte geliştirilmesine dair bilinen bir master plan yok ya da biz bilmiyoruz. Ancak bu alana yönelen endüstriyel işletmeler var ve akademik çevreler de demiryolu ile ilgili her türlü çalışmaya açık ve hevesli görünüyor. Türkiye’de kamuoyuna otomotiv endüstrisinin gelişimi için karayolunun teşvik edildiği, demiryolunun ihmal edildiğinin söylendiği, demiryolu ile karayolunun rakip olarak algılandığı günler çok gerilerde kaldı. Bugün tüm ulaşım modları bütünleşik hizmet veriyor, her ulaşım türünün taşınan ürüne ve sunulan hizmete göre avantajları, vazgeçilmez rolleri var ve doğru zamanda doğru yerde kullanılıyorlar.
Burada gözden kaçırılmaması gereken nokta; ulaşım modlarının taşıma alanında bütünleşik oldukları gibi, endüstriyel tedarikte de bütünleşik oldukları. Tedarikçilerinin üretim, mühendislik ve test süreçleri aynı… Birine sistem üreten diğeri için de üretebiliyor. Örneğin demiryollarında uzun yıllardır kullanılan elektrikli sistemler bugün ticari taşıtların geleceği için de önemli görünüyor. Hatta karayolu ve demiryolu, ulaşımda olduğu gibi endüstriyel alanda da bütünleşti denilebilir. Safkar, Hisarlar gibi yerli firmalar, ZF, Voith, Knorr-Bremse gibi markalar, boya ve kimya fabrikaları ve daha pek çok endüstriyel işletme sadece karayolu için değil, diğer ulaşım modları için de ürün ve hizmet sunabiliyorlar. Otomotiv yan sanayi için demiryolu, denizyolu, hatta havayolu önemli bir iş alanı oluşturuyor.
Diğer yandan Türkiye’de demiryolu endüstrisinin bir envanteri yok, ama demiryolu projeleri milyar dolarlarla ifade ediliyor. Bu yatırımların altyapı aşamasında iş makinaları ve kamyon sektörü olmazsa olmazken, üstyapı yatırımları da, sonrasında bakım ve yenileme hizmetleri de çok büyük bir ticari alan oluşturuyor. Tüm bu aşamalarda Türkiye’deki mevcut yan sanayi ve sistem üreticilerinin devreye girmesi, üreticilerin kapıdan koltuğa, camdan soğutma ünitesine, dişli sistemlerden elektrik ve güvenlik sistemlerine, kablodan boyaya kadar bu projelere kendilerini hazırlamaları ve yatırımlardan pay almaları çok önemli. Bu Türkiye’deki işletmelerin ekonomik üretim için sayısal ölçekleri yakalamasını, cirolarını artırmalarını, dolayısıyla da gelişip, uluslararası arenada güçlü bir şekilde yerlerini almalarını sağlayacaktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir