Ağustos 16, 2016

Yeni sürüş düzeni


Türkiye ve bulunduğu coğrafi bölgenin genel gürültüsü ve belirsizliği, dünyada otomotiv üretimi ve kullanımı ile lojistik alanındaki önemli gelişmelerin gündeme taşınmasını aksatıyor.
Bu gelişmelerin ulaştırma, lojistik ve karayolu taşımacılığı alanında yaratacağı değişiklikler, gürültü dindikten sonra bölgedeki hayat standartlarını ve ekonomileri doğrudan etkileyecek, dışında kalamayacağımız sonuçlar ortaya çıkaracak.

Avrupa ve Kuzey Amerika'da son on yıldır sürücüsüz giden araçlar üstüne önemli çalışmalar yapılıyor. Bugün artık bu çalışmaların sonuçları “gören, düşünen, yapan” araçlar olarak yollara çıkmaya başladı. Sürücüsüz aracın temelini aracın kendi sistemleriyle fren, motor, aktarma organı ve diğer sistemlerini bir sürücü gibi denetlemesi, sürüş için gerekli değişikliği yapabilecek yeteneğe kavuşması, yol çizgileri, trafik işaretleri ve trafikteki diğer unsurları tanıması ve bunlarla iletişime geçebilmesi oluşturuyor. Bu araçlar internet ve uydu bağlantısı üzerinden firma merkezleri ve genel trafik yönetim sistemleri ile de sürekli iletişim halindeler.

Bu teknik gelişmenin özellikle ticari araçların kullanımında; toplam trafik güvenliğini artırması, yol şeridlerinin maksimum verimle kullanılarak trafik yoğunluğunu azaltması, yükleme-boşaltma noktalarına varış ve bu noktalardaki bekleme ve zaman kayıplarının en aza indirmesi gibi faydalar sağlayacağı belirtiliyor. Sürücülerin çalışma süreleri ve molaları da daha düzenli hale gelirken, yakıt tüketimi ve ulaşımın çevreye olan olumsuz etkileri en aza indirilecek. Yeni teknolojilerin ve düzenlemelerin sağladığı daha güvenli daha ekonomik daha çevreci ve diğer taşıma türleriyle bütünleşik yeni karayolu taşımacılığının da rekabet gücü ve toplam taşımalar içindeki tercih edilebilirliği artacak, deniyor.

Dolayısıyla hem otomotiv endüstrisi hem de ulaşım sistemleri alanında yeni tanımlamalar, yeni standartlar ve yeni yasal düzenlemeler gündeme gelecek. Bu nedenle Türkiye'nin hızlı değişen gündemindeki çok önemli güncel olaylara rağmen bu alandaki gelişmeleri de takip etmeliyiz.
Eylül ayının son haftası, başta Daimler Holding olmak üzere sektörün otonom sürüşlü araçlar alanında yaptığı çalışmaların ulaştığı seviye  IAA' 2016'da görülecek. Otomotiv sektörünün en önemli tedarikçilerinden ZF de bu alanda iddialı ve çalışmalarıyla diğer araç üreticisi markalara bu sistemlere sahip olma imkanı sağlıyor. Bu nedenle biz de gelişmeleri dikkatle izliyor olacağız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir