Otomotiv endüstrisi, yollarla bütün dünyayı fiziki olarak birbirine bağlamasıyla, küreselleşmenin ve küresel ticaretin olumlu ve olumsuz yönleriyle, bugünkü uygarlığın oluşumunun en temel nedeni.
21. yüzyılda kent insanlarının daha çok seyahat edeceği, farklı noktalarda üretilmiş ürünlerin, çok farklı noktalarda ve zamanda tüketileceği bugün artık bir öngörü olmaktan çıktı. Hem büyük hem küçük kentlerde, kentiçi ve yakın kentler arasındaki seyahatler daha çok toplu taşıma araçlarıyla, özellikle de otobüs ve türevleriyle gerçekleşiyor. Gelecekte bu otobüsler, elektrik ve alternatif enerji kaynaklarıyla hareket edecekler. Enerjinin verimli kullanılması, elektrik enerjisinin depolanması, manyetik alanlar gibi kavramlar öne çıkacak.
Bütün bunlar için bugünden başlayarak kent planlamacılarının, yerel yönetimlerin, inşaat mühendisliği ulaştırma ana bilim dallarının otomotiv endüstrisi ile birlikte az yaktıran kentler, az yaktıran yollar ve elektrik enerjisini ulaşımda kullanmayı sağlayacak ağlar oluşturmaları gerekiyor.
Böyle bir oluşumun gerçekleştirilmesi, yerel yöneticilerin kentiçi otobüs üretimini destekleyen işbirliklerini artırmaları, otomotiv endüstrisinin de kendi içinde işbirliklerini ve müşterek çalışma yollarını geliştirmesi, Türkiye için büyük bir gelecek vaadediyor.
Otomotiv endüstrimiz bize, değişen dünyada muasır medeniyeti yakalama ve geçme iddasını gerçekleştirme fırsatı sağlayacak birçok potansiyel sunuyor.
Mukayeseli olarak avantajlı konumda olduğumuz ticari araç endüstrisine duyulacak güven, bu endüstri ile yapılacak işbirliği, endüstrisinin de ortaya koyacağı başarılar, Türkiye ve bölge coğrafyasının kaderini değiştirebilir.
Gündemin otobüs olduğu şu günlerde, günlük kazanç kaygılarına ve işletmeciliğin zorluklarına rağmen tüm bunları da gündemimize almayı ihmal etmemeliyiz.
